Arşiv

  • Mayıs 2024 (11)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Büyüme hızımız nereye?
    Fatih Özatay, Dr. 13 Eylül 2011
    Büyüme şaşırtmadı, ikinci çeyrek 'ısınma' tartışmasının yoğunlaştığı bir dönemdi ve Avrupa'da kriz şiddetlenmemişti. İkinci çeyreğe ilişkingayri safi yurtiçi hasıla verileri dün açıklandı. Bir yıl öncesinin aynı dönemine göre yüzde 8.8 oranında büyüdük. Ayrıca daha önce yüzde 8.9 olarak açıklanan 2010 büyüme hızı yüzde 9, yüzde 11 olarak açıklanan 2011 birinci çeyrek büyüme hızı ise yüzde 11.6 olarak değiştirildi. [Devamı]
    Yakınmamak için atılan adım var mı?
    Fatih Özatay, Dr. 10 Eylül 2011
    Sanayi üretiminde krizle birlikte düştüğümüz çukurdan çıktık ama ne ölçüde çıktığımız 'eh işte' şeklinde yorumlanabilir. Dün temmuz ayına ait sanayi üretim endeksi verileri açıklandı. Mevsim ve takvim etkisinden arındırıldığında bir ay öncesine kıyasla şubat ayından bu yana düşen üretim, temmuz ayında yüzde 2,7 oranında yükseldi. Bu artış, ekonominin son aylarda yavaşladığına ilişkin genel söyleme uygun değil. Elbette birkaç aylık üretim değişmelerine bakarak kesin yargılara varmamak gerekiyor. Ama sonuçta oldukça yüksek bir aylık üretim artışı ile karşı karşıyayız. [Devamı]
    Merkez Bankası'nın faiz aracı etkisizleştiriliyor mu?
    Fatih Özatay, Dr. 08 Eylül 2011
    Yeni para politikası, Merkez Bankası'nın temel aracını giderek zayıflatmakta mı olduğu sorusunu hep uyandırdı bende. 2002 başından küresel krizin şiddetlendiği 2008'in son aylarına kadar Merkez Bankası'nın temel politika aracı kısa vadeli faiz haddi idi. O dönemde, bankacılık sisteminde fon fazlası vardı ve dolayısıyla bu kısa vadeli faiz, Merkez Bankası'nın bankalardan gecelik vadede borç alma faiziydi. Küresel krizle birlikte, bankacılık sistemini rahatlatmak ve bankaların birbirleriyle korkmadan alışveriş yapmalarını sağlamak üzere farklı araçlar da devreye girdi. [Devamı]
    Nasıl oluyor da oluyor? Finansal krizler -3
    Fatih Özatay, Dr. 07 Eylül 2011
    Finansal krizlerin nedenlerini açıklamaya çalışan kuramlara değiniyordum. Bugün ikinci kuşak modellere ilişkin birkaç noktayı daha ele alacağım. Birinci kuşak modellerde, spekülatörlerin ellerindeki yerli para cinsinden mali varlıkları satıp elde ettikleri yerli parayı dövize çevirmek üzere atağa geçtikleri zaman, yani 'dövize hücum zamanı' belliydi. Modelin bu özelliği çok da inandırıcı değildi. Gerçek hayatta krizlerin ne zaman çıkacağını kestirmek mümkün değil. Olsa olsa bir ülkenin krize olan hassasiyetinin arttığını belirleyebiliyoruz. Ama krizin zamanını kestirmek gelişmiş bir müneccimlik yeteneği gerektiriyor. [Devamı]
    Enflasyon ve kredi arzı
    Fatih Özatay, Dr. 06 Eylül 2011
    Son aylarda iki enflasyon arasında yine ayrışma yaşandı. 2006'dan bu yana farkın sıfıra yaklaştığı başka dönemler de var; onlar da kalıcı olmamışlar ve fark tekrar açılmış. Kredi ve enflasyon velilerine ilişkin kısa bir değerlendirme yapacağım. Gıda fiyatlarındaki belirgin artışın etkisiyle ağustos ayında tüketici enflasyonu tahminlerin üzerinde arttı. Böylelikle yıllık tüketici enflasyonu yüzde 6,7'ye yükseldi. Merkez Bankası'nın temel enflasyon göstergeleri arasında özel bir önem verdiği I endeksindeki yıllık yüzde artış da son aylardaki artış eğilimini sürdürerek yüzde 6,2'ye çıktı, Merkez Bankası bu iki gelişmeyi de bekliyordu ve yakın zamanda yaptığı açıklamalarda bunu açıkça belirtmişti. [Devamı]
    Borcun azaltılması
    Fatih Özatay, Dr. 03 Eylül 2011
    Kötü günlerde işsizliğe karşı daha etkili önlemler almak istiyorsak, iyi günlerde daha fazla manevra alanı yaratmalıyız. İki hafta önce yazdığım 'Manevra alanı' başlıklı yazıma yıllarca kamu finansmanı alanında çalışmış ve uzmanlaşmış arkadaşım Sayın Emin Dedeoğlu'ndan bir eleştiri geldi. Yazı, 'torba yasa' olarak da bilinen 2011 sayılı yasanın yürürlüğe girmesi ile devletin 'vergi affı' yoluyla elde edeceği gelirlerin kullanımına ilişkindi. Son paragrafında şöyle demiştim: "Kıssadan hisse şu: Kötü günlerde kullanmak üzere iyi günlerde bir miktar bütçe gelirini bir köşeye koymakta yarar var." [Devamı]
    Asimetri
    Fatih Özatay, Dr. 01 Eylül 2011
    Döviz kuru hakkında bu kadar konuşursanız devran döndüğünde zor durumda kalırsınız. 'Döviz kuru hakkında konuşmak' üzerine gevezelik yapıyordum. Bernanke'nin Jackson Hole konuşması araya girince gevezeliğin keyfini tam çıkaramadım, Kaldığım yerden devam edeyim. Merkez Bankası (MB) 2010'un son aylarından bu yana liranın değer kaybetmesini amaçladığını ima eden açıklamalar yapıyor. Önceleri bu açıklamalar bir miktar örtük biçimde yapılıyorken sonraları çok daha açık biçimde dile getirilir oldu. Bunun son örneğini enflasyon raporunu tanıtmak için MB Başkanı'nın 27 Temmuz'da yaptığı konuşma oluşturdu. Şöyle: "Uyguladığımız politikaların bir yansıması olarak, yılın ikinci çeyreğinde Türk Lirası'nın değeri benzer grupta yer alan ülkelerden arzu edilen doğrultuda ayrışmaya devam etti (Grafik 3)." [Devamı]
    Bir konuşmaya kilitlenmek
    Fatih Özatay, Dr. 30 Ağustos 2011
    Fed Başkanı'nın ABD'de bir parkta bir grup merkez bankacı ve akademisyen karşısında yapacağı toplantıya bel bağlanıyor. 26 Ağustos günü ABD'de i Jackson Hole da ABD Merkez Bankası (Fed) Başkam Bernanke'nin yapacağı konuşmaya kilitlenmişti piyasalar. Bernanke acaba yeni bir parasal genişleme programı açıklayacak mıydı? Yanıtı merakla beklenen temel soru buydu. Bernanke yaptığı konuşmada yeni bir parasal genişlemeden söz etmedi. ABD ekonomisinin güçlü taraflarını ön plana çıkardı. Özellikle uzun dönem açısından daha olumlu bir görüşe sahip olduğunu belirtti. Uzun vadeyi ilgilendiren önemli sorunlar da vardı ama sorunlar asıl olarak kısa vadeye ilişkindi. Bir de Fed'in eylül ayında yapacağı toplantıya dikkat çekerek o toplantıda yeni bir değerlendirme yapılacağını vurguladı. İşin ilginç taraf [Devamı]
    Ne zaman konuşmak gerekiyor?
    Fatih Özatay, Dr. 27 Ağustos 2011
    Özellikle döviz kurundaki artıştan şikâyet edilecekse, o artışa yol açan nedenlerin doğru saptanması gerekir. Merkez Bankası'nın (MB) 27 Ağustos 2001 tarihinde yayımladığı bir duyurudan alıntı yaparak başlıyorum: "Olumsuz iktisadi bekleyişler, sadece döviz kurlarındaki hareketlerin iktisadi temellerden uzaklaşmasına ve giderek köpük niteliğine bürünmesine yol açmakla kalmamaktadır. Aynı zamanda, algılanan riskler arttığından faiz oranları da yükselmektedir. Bu süreç içerisinde iç borç stokunun ne kadar çevrilebilir olduğu sorusu da hep gündemde kalmaktadır." TCMB, o tarihteki 'yüksek faiz-yüksek döviz kuru' ilişkisine dikkat çekiyor. Bunun arkasındaki temel neden olarak olumsuz iktisadi bekleyişlere ve bu bekleyişlerin kaynağı olarak da iç borç stokunun çevrilebilirliğine vurgu yapıyor. 'Ç [Devamı]
    Ne zaman konuşmamak gerekiyor?
    Fatih Özatay, Dr. 25 Ağustos 2011
    Risk alma iştahının azaldığı dönemlerde merkez bankalarının döviz kuru hakkında açıklamalar yapmamaları gerekir. Döviz kuru hakkında, -özellikle belirsizliğin arttığı ortamlarda- bizim gibi ülkelerin merkez bankalarının konuşmamaları gerektiğinden söz ediyordum, Hele döviz kuru hakkında bir düzey ima etmek, böyle belirsiz ortamlarda doğru bir is değildi. 'Neden konuşulmaması gerektiği' hakkındaki düşüncelerimi ele alan iki yazı yazdım son bir hafta içinde. Para politikası için oldukça önemli, biraz daha deşmemde yarar var; belki bir işe yarar. Bu sefer 'ne zaman konuşulur, ne zaman konuşulmaz' çerçevesinde ele alacağım konuyu. Dolayısıyla döviz kuru hakkında hiçbir zaman konuşulmaması gerektiğini söylemediğim ortada. Konuşulacak dönemler de olabilir. Ama ne zaman konuşulmaması gerektiği pa [Devamı]