Akademik hayata ilişkin bazı gözlemler - 4
25 Haziran 2011
Üniversiteleri 'araştırma' üniversiteleri ve 'diğerleri' olarak ayırmak yararlı olacak. Çok sayıda üniversite, 'üniversite' adına bütünüyle zıt bir şekilde içine kapanık durumda. Özellikle kendi doktora programları olan büyük üniversiteler arasında böyle nitelendirilebilecekler var. Başka üniversitelerde yetişmiş öğretim üyelerini bünyelerine almak için özel bir çaba göstermedikleri anlamına geliyor bu olgu. Sadece bu da değil; yurtdışına doktora yapmak için genç öğretim üyesi adayı da göndermiyorlar. Yurtdışındaki konferanslardan geçtim, yurtiçindeki konferanslarda da konuşmacı olarak pek ortada görünmüyor bu tür üniversitelerin mensupları.
[Devamı]
BDDK'nın kararlarına farklı bir bakış
23 Haziran 2011
BDDK'nın son aldığı kararların yanlış olduğunu söylemiyorum. Vurguladığım, etkiyi arttırıcı bir karar almamış olması. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) son kararları üzerine son üç gün içinde çok sayıda haber ve yorum çıktı. Alınan kararlar, taşıt ve konut kredileri dışında kalan tüketici kredilerine ve kiralama işlemlerine ilişkin. Bu kararlarla birlikte söz konusu kredilerin faiz oranlarında bir miktar artış olacağı, bu artışın da kredi talebinin artış hızını olumsuz yönde etkileyerek (arzulandığı gibi) kredi genişlemesini sınırlayacağı belirtiliyor. Bu iddiaların ne ölçüde geçerli oldukları başka bir yazı konusu.
[Devamı]
Nasıl oluyor da oluyor? Faiz ve kur-3
22 Haziran 2011
Diziye kaldığım yerden devam ediyorum. Faiz ile döviz kuru arasındaki ilişkiyi incelerken, faiz haddinin neden değiştiğini anlamak çok önemli. Faiz haddini 'riskli faiz' ve 'risksiz faiz' diye ikiye ayırmak gerekiyor. İkisi arasındaki farkın temelde iki belirleyicisi var. Bir: Yurtiçinde uygulanan politikalar ve siyasi durum nedeniyle risk algılamasındaki değişiklikler. İki: Yurtiçinde bir değişiklik olmasa bile yurtdışı mali yatırımcıların küresel nedenlerle risk alma iştahlarındaki azalma. Elbette bu gelişmelerin döviz kuruna da önemli etkileri oluyor.
[Devamı]
Finansal istikrar komitesi
21 Haziran 2011
Finansal İstikrar Komitesi koordinasyon açısından iyi bir fikir gibi görünse de biraz deşince hiç de iyi bir fikir olmadığı görünüyor.Seçimden birkaç hafta önce Finansal İstikrar Komitesi kurulduğu açıklandı. Komite, bir istisna ile -kimse alınmasın diye- harf sırasına göre, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Merkez Bankası (MB), Sermaye Piyasası Kurumu (SPK), Tasarruf Sigortası Mevduat Fonu (TMSF) ve Hazine'den (çok şükür ki kısaltmaya gerek yok) oluşuyor. İstisna, fark ettiğiniz gibi Hazine'ye ilişkin. Nedeni basit: Aksi takdirde 'çok şükür ki' demenin bir anlamı olmayacaktı; siz değerli okuyucularıma kısaltmalardan nefes nefese kaldığım izlenimi bırakmak için Hazine'nin en sonda yer alması gerekiyordu. Koordineli uygulama
[Devamı]
Akademik hayata ilişkin bazı gözlemler-3
18 Haziran 2011
Araştırma üniversitelerindeki öğretim üyelerinin yıllık ders yükünün normal koşullarda dördü geçmemesi gerekiyor. Son iki cumartesi ele aldığım sorunlar ile öğretim üyelerinin bir dönemde verdikleri ders sayısı arasında ilişki var. Araştırma üniversitesi niteliğindeki bir üniversitede genellikle yılda dört ders yükü oluyor öğretim üyelerinin. Öğretim üyesinin gösterdiği araştırma performansına, kimi zaman da bölümdeki koşullara bağlı olarak bu sihirli dört sayısı değişebiliyor; üçe inebiliyor ya da beşe, bazen de altıya çıkabiliyor.
[Devamı]
Önümüzdeki dönemin ekonomi politikası nasıl şekillenebilir?
15 Haziran 2011
Yazı dizisine bu haftalık ara veriyor ve "Seçim sonrasında bizi nasıl bir ekonomi politikası bekliyor?" sorusunun yanıtının peşine düşüyorum. Bu soruya yanıt verebilmek içim kısa ve uzun dönem ayrımı yapmak, küresel koşullardaki olası değişiklikleri ele almak ve yeni hükümeti kuracak olan AKP'nin ekonomi alanındaki söylemine ve geçmiş performansına bakmak gerekiyor.
[Devamı]
Alışılageldik para politikası nedir?
14 Haziran 2011
BDDK işin içine girmezse ne olur? Merkez Bankası tek ara hedef (enflasyon) ile yetinmek zorunda kalır.Seçim sonrasındaki olası para politikasına ilişkin dünkü yazım çok uzadı; asıl yazacağımı -para politikasını- tam açamadım. Şöyle demiştim: "... Maliye politikası sıkılaştırılacaktı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) da devreye girerek bankaların kredi artış hızını frenleme yolunda önlemler alacaktı. Bu iki önemli destekle, 2010'un ikinci yarısından itibaren uygulanagelen para politikası daha alışılageldik bir para politikasına bırakacaktı yerini. Aklın yolu biridir; bunların yapılacağını düşünüyorum." Kredi genişlemesi aşağı çekilebilir
[Devamı]
Önümüzdeki dönemde olası ekonomi politikası
13 Haziran 2011
FED'in politikası birikmiş sorunları çözmek için zaman tanıyor. Bana "seçimde ortaya çıkan tablo çerçevesinde para politikası nasıl şekillenecek?" sorusuna yanıt aramak görevi düştü. Analizi iki ayrı düzlemde yapmak yararlı olacak: Kısa dönem ve uzun dönem. Kısa dönemle işe başlayayım. Zayıf halkamız, rekor düzeye çıkan cari açığın kısa vadeli sermaye girişleriyle finanse edilmesi. Üç gelişmeye karşı Türkiye ekonomisini son derece duyarlı kılıyor: Birincisi, Ortadoğu. İkincisi, gelişmiş ülkelerin para politikası. Üçüncüsü, Avrupa Birliği'nde (AB) bir türlü çözülmeyen sorunlar.
[Devamı]
Akademik hayata ilişkin bazı gözlemler - 2
11 Haziran 2011
Bazı çalışmalar hiç yapılmasalardı, basıldıkları kâğıtlar boşa harcanmamış olacaktı, ağaçlar boşuna kesilmeyecekti. Akademik dünyadaki olumsuz özendirme mekanizmalarını ve bu mekanizmaların doğurdukları garip sonuçları ele almaya doçentlik sınavları ile başlamıştım. Doçent adaylarına ilişkin iki saptamam var. Birincisi, doçentlik adaylarının çalışmaları arasında çok büyük nitelik farklılıkları var. Bu doğal bir durum değil. İkinci saptama da sevimsiz: Bazı adaylar ders verdikleri alanlarda yazılan ileri düzeylerdeki çalışmalardan haberdar değiller. O ders ile ilgili dünyada genel kabul görmüş ve dolayısıyla her yerde okutulan kitapların bırakın içeriklerini, isimlerini bile bilmeyebiliyorlar. Jüri üyelerine ilişkin de temel bir sorun var: Bazı jüri üyeleri adayın uzmanlık alanı i
[Devamı]
Asıl oyuncular sahaya, yedekler kulübeye
09 Haziran 2011
Piyade tüfeğini ateşlediği için MB'nin saygınlığının güme gitme tehlikesi var. Bir an önce sahadaki oyuncu sayısı artmalı. Para politikası hakkında son zamanlarda çok sayıda yazı yer aldı bu köşede. Bunun ilk nedeni uygulanan para politikasının alışılmışın dışında olması. İkinci nedeni, sağda solda para otoritesinin saygınlığını zedeleme potansiyeli olan çok sayıda raporun dolaşması. Üçüncü nedeni ise mali yatırımcıların sık sık yeni politika hakkında 'kafalarının karışık' olduğunu belirtmeleri. Böyle olunca da ayrıntılı biçimde durmak gerekiyor yeni para politikası üzerinde.
[Devamı]