Kurumsal yapı ve özendirme mekanizmaları
21 Mayıs 2011
Kalkınma iktisatçıları, kurumsal yapı ile bir ekonominin performansı arasında yakın bir ilişki kuruyorlar. Bir ekonomide bireylerin nasıl özendirildikleri kurumsal yapı tarafından belirleniyor. Yazılı kurallar, alışkanlıklar ve gelenekler gibi yazılı olmayan kurallar, bu kurallara ne ölçüde uyulduğu, uyulmaması halinde ne ölçüde yaptırım uygulandığı belirleyici oluyor farklı bir ifadeyle.
[Devamı]
Komşu, nereye?
19 Mayıs 2011
Yüksek borcun varsa en radikal uygulamaları çok sıkı maliye politikası gibi hiç vakit kaybetmeden yapacaksın.On gün önce Yunanistan'ın kredi notu iki basamak indirildi ve B olarak belirlendi. Aynı gün, on yıl vadeli Almanya devlet tahvilinin faizi yüzde 3.1 düzeyindeyken, yine aynı vadedeki Yunanistan devlet tahvilinin faizi yüzde 15.6 oldu.
[Devamı]
Nasıl oluyor da oluyor? Para politikası - 4
18 Mayıs 2011
Yazı, dizinin bir parçası olunca ister istemez kısa bir özet vermek gerekiyor. İlk yazıda farklı para politikası uygulamalarının geçirdiği evrime kısaca değinmiştim. Şu anda yoğun biçimde tartışılmakla birlikte bu evrim 'enflasyon hedeflemesi rejimi' aşamasında. İkinci yazıda enflasyon hedeflemesi uygulayan bir merkez bankasının faiz kararını nasıl aldığı üzerinde durmuştum. Üçüncü yazımda ise şu soruyu sorup, yanıt aramıştım: "Bu faiz kararı 'silah zoru' ile uygulanmadığına göre bankalar için nasıl bağlayıcı oluyor?"
[Devamı]
Özendirmenin böylesi
14 Mayıs 2011
Statükoyu değiştirmek için elinizden geleni yapmalısınız. Yol olumsuz özendirim mekanizmaları oluşturmaktan geçiyor. Kişilerin davranışları ile kişilerin nasıl özendirildiği arasında çok yakın bir ilişki var. Ekonomi kuramında bu ilişki çok önemli. Öte yandan, dilimizde 'özendirmek' fiilinin her zaman olumlu anlamda kullanılmadığı da açık; hani o kötü arkadaşların, birisini 'sigara içmeye özendirmesi' gibi. Ekonomide de böyle.
[Devamı]
Fikri takip: Kredi artışı yavaşlıyor mu? (2)
12 Mayıs 2011
Bankalar, azalan kredi açılabilir mevduat miktarını MB'den aldıkları borç ile telafi etme yolunda hızla ilerliyor. İlk 'fikri takip' yazısını iki buçuk hafta önce yazmış, ileride benzer bir yazı yazacağımı da belirtmiştim. Merkez Bankası'nın (MB) son kararları üzerine kaleme aldığım yazılardaki temel soru şuydu: Enflasyon hedeflemesi uygulayan bir merkez bankası, bankaların yükümlülüklerinin ortalama vadesi kısa iken, ne ölçüde zorunlu karşılık oranlarını arttırarak kredi genişlemesini yavaşlatabilir?
[Devamı]
Nasıl oluyor da oluyor? Para politikası - 3
11 Mayıs 2011
Sıra dizinin üçüncü yazısında. Son yazımda enflasyon hedeflemesi uygulayan bir merkez bankasının faiz kararını nasıl aldığı üzerinde durmuştum. Soru şu: Bu faiz kararı 'silah zoru' ile uygulanmadığına göre bankalar için nasıl bağlayıcı oluyor? Bugün bu sorunun yanıtı ile ilgiliyim.
[Devamı]
Bankaların gözünden hızlı kredi genişlemesi
10 Mayıs 2011
Fırtınalı günler için sıkı maliye politikası ve kısa vadeli sermaye kontrollerini kategorik olarak reddetmemek gerekir. Şu hızlı kredi genişlemesine bir de başkalarının gözleriyle bakmakta yarar var. 'Başkaları' olarak IMF'yi alacağım ve bu kurumun Nisan 2011'de yayımladığı 'Dünya Ekonomik Görünümü' raporuna başvuracağım.
[Devamı]
Hilal-i Ahmer yararına işler (mi?) - 2
07 Mayıs 2011
Ekonomistlerin televizyon programlarına katılmanın yanı sıra yaptığı diğer iş Türkiye ekonomisi hakkında görüşmeler yapmak. Hilal-i Ahmer yararına işler (mi?)' başlığı atarak, ekonomistlerin yaptıkları bazı işlerden söz etmeye başlamıştım geçen cumartesi. İlk ele aldığım konu, televizyon programlarına konuşmacı olarak gelen davetlerdi. İkinci örneğim 'Türkiye ekonomisi hakkında görüşme taleplerine' ilişkin. Bu talepler yatırım şirketleri, bankalar, aracı kurumlar ve benzerlerinden geliyor. Bu çerçevede ortada 'toplumsal bir görev' yok. Dolayısıyla görüşme taleplerini piyasa normları çerçevesinde değerlendirmek gerekiyor. Böyle ele alınca bu tür talepleri kolaylıkla ikiye ayırmak mümkün.
[Devamı]
Kategorik reddi reddetmek
05 Mayıs 2011
Kısa vadeli sermaye girişlerini azaltmaya yönelik önlemlere kategorik olarak karşı çıkılmaması gerekiyor.Küresel krizin milli gelirimiz üzerindeki son derece olumsuz etkisi, geride bıraktığımız yılın üçüncü çeyreğinde ortadan kalktı. Buna karşılık ihracatımız ve işsizlik oranımız üzerindeki olumsuz etki sürüyor. 2008 yılının sonlarına doğru hissetmeye başladığımız bir krizden söz ediyoruz. Farklı bir ifadeyle, iki buçuk yıldan daha fazla bir süre geçti ve istihdam piyasası tam anlamıyla toparlanamadı, dışarıya sattığımız mallara olan talep eski düzeyine dönemedi.
[Devamı]
Nasıl oluyor da oluyor? Para politikası - 2
04 Mayıs 2011
Geçen hafta başladığım 'Nasıl oluyor da oluyor?' dizisinin para politikası bölümünde, önce enflasyon hedeflemesi rejiminin ortaya çıkış nedenlerini ele almıştım. Sonra da enflasyon hedeflemesi uygulanabilmesi için oluşması gereken koşullar üzerinde durmuştum. Bugün enflasyon hedeflemesi rejiminin nasıl uygulandığı ile ilgiliyim.
[Devamı]