Gruyere nasıl Kars gravyeri oldu?
Güven Sak, Dr.
11 Nisan 2023
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremi sonrası kurumlarımızın işlevlerini unutmuş olduklarının ayan beyan ortaya çıkması yalnızca “Allah kimseyi devlete muhtaç etmesin” dedirtmekle kalmadı, olası Marmara depremi konusundaki korkularımızı da depreştirdi. Depremin üzerinden iki ay geçti ama ortadaki keşmekeş Ankara’nın deprem bölgesinin ihtiyaçlarını hala daha tam olarak idrak edemediğini gösteriyor. Her yerin ihtiyacının farklı olduğu halen daha tam olarak anlaşılamadı doğrusu. Anlaşılan o ki seçime kadar temel atma törenleri ile vaziyeti idare ediyormuş gibi yapacağız.
[Devamı]
Otuz yıl öncesinden ders almayınca…
Fatih Özatay, Dr.
07 Nisan 2023
Dün 5 Nisan 1994 kararlarının yıldönümüydü. 1993’ün son ayları ile 1994’ün ilk aylarında ne olduğunu hatırlatayım. Ekonomide önemli kırılganlıklar var. Mesela, 1993 yılında kamu kesiminin borçlanma gereğinin GSYH’ye oranı yüzde 10,3, ortalama enflasyon yüzde 66, Hazine’nin borçlanma faizi yüzde 87 ve cari işlemler açığı GSYH’nin yüzde 3,6’sı düzeyinde. Ayrıca Hazine’nin TCMB’den kredi kullanma imkânı var (kısa vadeli avans). Hazine en fazla on iki ay vadeli borçlanabiliyor. Zamanın yönetimi, haklı olarak faizin yüksekliğinden şikâyet ediyor.
[Devamı]
Sürdürülemez durumu savunmak da neyin nesi?
Fatih Özatay, Dr.
05 Nisan 2023
Nasıl oluyor da bazı iktisatçılar kur korumalı mevduat (KKM) sistemini savunuyorlar? Savunuyorlar, çünkü miladı KKM’nin uygulamaya konulduğu tarihten itibaren başlatıp, “KKM olmasaydı kur nasıl da artacaktı?” savından yola çıkıp, “KKM sayesinde Hazine’nin düşük faizle borçlanabildiğine” kadar gidiyorlar. Daha da ileri gidip, bu sayede kamu borcunun GSYH’ye oranının düşmesinden destek alıyorlar.
[Devamı]
Neymiş? KKM, liralaşmaymış, hadi oradan
Fatih Özatay, Dr.
31 Mart 2023
‘Liralaşma’ sloganının bizi getirdiği yere bakın: Kur korumalı mevduattan (KKM) Hazine’ye ve TCMB’ye büyük bir yük geldi. Hazine’ye 2022 maliyeti 92,5 milyar liraydı. TCMB’nin hafta başında yayımladığı Yıllık Rapor’dan yola çıkarak, Hakan Kara, yaklaşık 89 milyarlık bir maliyet de TCMB’ye geldiğini hesaplamış. Kamuya toplam maliyet, böylelikle, 181,5 milyar lira oluyor. Buna karşılık, “KKM uygulamaya sokulmasaydı kur patlayacaktı; maliyeti daha fazla olacaktı” diyenler çıkıyor. Valla, çıkıyor işte. Neden kur patlayacaktı; ne yapıldı da iş zıvanadan çıktı? Bu karda kışta kim düşünecek bu soruların yanıtını elbette. Üstelik düşünmeye pek de gerek yok; 2021’in son aylarında olan biten ortada; sadece biraz hatırlamak gerekiyor.
[Devamı]
Ne olacak ki? TCMB Hazine'yi fonlayıversin
Fatih Özatay, Dr.
29 Mart 2023
‘Parasal İktisat: kuram ve Politika’ adlı kitabımın ‘Enflasyonun Nedenleri’ başlığını taşıyan sekizinci bölümünden uzunca bir alıntıyla başlayayım: “Çok kısa sürede fiyatların korkunç bir oranda arttığı hiperenflasyon dönemlerini ele alalım. Mesela Almanya’da Ağustos 1922 ile Kasım 1923 arasında fiyatlar tam 10 milyar kat artmış; aylık ortalama enflasyon yüzde 322 olmuş. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Macaristan’da durum daha da vahim: Ağustos 1945 ile Temmuz 1946 arasında fiyatlar 3,8 trilyon çarpı katrilyon kat artmış ve aylık ortalama enflasyon yüzde 19800 olmuş! Daha güncel örnekler de var şüphesiz. Mesela Nikaragua’da 1986-1989 döneminde ortalama aylık enflasyon yüzde 33,6 olmuş, 1990’da ise bu oran yüzde 43,4’e yükselmiş. Arjantin, Brezilya ve Peru’da da 1990 yılında benzer oranlar g
[Devamı]
Tek tipçi yaklaşım deprem bölgesine çare olmaz
Güven Sak, Dr.
28 Mart 2023
Doğrusu ya, deprem bölgesinde keşmekeş hala devam ederken başka gündemlere odaklanmayı çok doğru bulmuyorum. Ama bu arada gözlemlediğim İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi deneyimini deprem sonrası toparlanma ile yakından alakalı buluyorum. Özellikle İstanbul depremi olasılığı ve sanayinin Anadolu’ya daha fazla yayılması gereği açılarından bakarsanız.
[Devamı]
Ya %50 değil de %65 ise ne olacak?
Fatih Özatay, Dr.
24 Mart 2023
Sürdürülemez ekonomi politikasının yarattığı sorunlardan biri de bankacılık sektörünün faiz artırımına giderek duyarlılığının artması. Politika faizi çok yanlış yerde olunca, döviz kuru patlama potansiyeli taşıyor. Bu potansiyelin ne menem bir şey olduğunu ve anında aktif hale gelebileceğini Eylül-Aralık 2021 döneminde yaşadık. Sadece döviz kuru patlasaydı neyseydi. Beraberinde enflasyon da patladı. Temelde bu nedenle, 2021 ve 2022 yıllarında, emeğin GSYH’den aldığı pay, sermayenin payının lehine giderek düştü; şu sıralarda deyim yerindeyse yerlerde sürünüyor. Bu gelişmeler, ekonomide makule dönmek bir tarafa giderek makulden uzaklaşmakta inatçı olununca, “nasıl yaparız da döviz kurunu tutarız” uğraşına döndü ve yaşamsal bir sorun haline geldi ekonomi yönetimi açısından.
[Devamı]
Bankacılık sorunu ışığında seçim sonrası faiz politikası
Fatih Özatay, Dr.
22 Mart 2023
Küresel finansal piyasalar birkaç haftadır ABD’de ve İsviçre’de yaşanan finansal gerginlikler nedeniyle hop oturup hop kalkıyorlar. ABD’deki kriz, ilk olarak orta-ölçekli bir banka olan Silicon Valley Bankasında (SVB) çıktı. Varlıklarının önemli bir kısmı uzun vadeli tahvillerde olan bu bankanın topladığı mevduatların büyük bir kısmı mevduat sigortasının dışında kalan 250 bin doların üstündeki mevduatlardaydı. Uzmanların hemen hepsinin üzerinde anlaştıkları temel tetikleyici unsur, Fed’in hızlı faiz artırımları oldu.
[Devamı]
Deprem sonrası ihtiyaç analizi
Fatih Özatay, Dr.
17 Mart 2023
Burcu Aydın Özüdoğru yıkıcı depremin etkilerini inceleyen ve politika önerileri de sunan bir rapor hazırladı. Rapor yakınlarda TEPAV internet sayfasında yayımlandı. Deprem bölgesini yeniden ayağa kaldırmak ve işini ve evini kaybeden insanlara gerekli sosyal desteği sağlamak için, raporda tahmin edilen finansman ihtiyacı yaklaşık 150 milyar dolar. Bunun 88 milyar doları inşaat harcamalarından kaynaklanıyor. Bu tutarı belirleyen unsurlardan biri, deprem bölgesinde yakınlarda yapılan ihalelerde belirlenen birim inşaat maliyetleri. Özellikle inşaat faaliyetleri açısından ele alındığında, bölgeyi fiziki olarak deprem öncesine döndürebilmek için ise yaklaşık beş yıllık bir süre öngörülüyor raporda. Bu süre hesaplanırken Türkiye’nin inşaat yapma kapasitesini dikkate alınıyor.
[Devamı]
Bu nasıl bir inat?
Fatih Özatay, Dr.
15 Mart 2023
Pek sürpriz değildi. Yine de Pazartesi saat 10’da açıklanan ödemeler dengesi verileriyle gözlerimiz fal taşı gibi açıldı. Nasıl açılmasın ki? Ocak ayında cari işlemler açığı 9,9 milyar dolar ile tüm zamanların rekorunu kırdı. Dahası, finansmanı neredeyse tümüyle TCMB rezervlerinden karşılandı. Resmi rezervler 9,3 milyar dolar azaldı. Normal kanallardan finansman sadece 0,6 milyar dolarda kaldı. Tek olumlu diyebileceğimiz gelişme, net hata ve noksanın nihayet yok sayılacak bir düzeye düşmesiydi.
[Devamı]