Arşiv

  • Nisan 2024 (12)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    IMF enflasyon riski demedi, hayat pahalılığı krizi dedi
    Güven Sak, Dr. 18 Nisan 2023
    Geçen salı Nisan’ın 11’inde IMF 2023 Dünyanın Ekonomik Görünümü (World Economic Outlook) raporunu yayımladı. Büyüme beklentisi geçen yıl gibi zayıftı 2023 yılında. Doğrusu ya orada bir ilginç durum yoktu. [Devamı]
    Makule dönüşün karşılaşabileceği güçlükler
    Fatih Özatay, Dr. 14 Nisan 2023
    Seçim sonrasında uygulanabilecek ekonomi programları alternatiflerini tartışmaya başlamıştım Salı günü. Makule dönülmesi halinde liranın ana eğiliminin (reel olarak) değerlenme yönünde olacağını nedenleriyle belirtmiştim. Farklı senaryolar da vardı: Yarı makule dönüş, şu anda uygulanan sürdürülemez ekonomi programının sürdürülmeye çalışılması, tamamıyla kontrol ekonomisine geçilmesi gibi. Açıklanan programlara bakınca, makule dönüş, Millet İttifakı’nın her iki seçimi de kazanması halinde gerçekleşebilecek senaryoydu. Diğer üç senaryo ise, Cumhur İttifakı her iki seçimi de kazanırsa ortaya çıkma ihtimalleri olan senaryolardı. Bir de, özellikle yerel seçime kadar, ekonomide belirgin oynaklıkların yaşanabileceği, bir seçimi bir ittifakının, diğerini ise öbür ittifakın kazanma senaryosu vardı. [Devamı]
    Seçim sonrası döviz kuru hareketleri üzerine
    Fatih Özatay, Dr. 12 Nisan 2023
    Çok tartışmalı bir işe soyunuyorum bugün. Soru şu: seçim sonrasında, Cumhurbaşkanı, hükümet ve Meclis göreve başladıktan sonra döviz kuru nasıl hareket edebilir? Seçim sonrasından görev başına gelinip ne ekonomi programı uygulanacaksa onun başlatılması arasında geçecek süre her şeye gebe. Orası karışık. O kısmı şimdilik geçip, işbaşına gelindikten sonraki döneme geleyim. Dış koşullar için de bir varsayım yapayım: Küresel finansal piyasalarda büyük bir gerginlik olmasın. [Devamı]
    Gruyere nasıl Kars gravyeri oldu?
    Güven Sak, Dr. 11 Nisan 2023
    Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremi sonrası kurumlarımızın işlevlerini unutmuş olduklarının ayan beyan ortaya çıkması yalnızca “Allah kimseyi devlete muhtaç etmesin” dedirtmekle kalmadı, olası Marmara depremi konusundaki korkularımızı da depreştirdi. Depremin üzerinden iki ay geçti ama ortadaki keşmekeş Ankara’nın deprem bölgesinin ihtiyaçlarını hala daha tam olarak idrak edemediğini gösteriyor. Her yerin ihtiyacının farklı olduğu halen daha tam olarak anlaşılamadı doğrusu. Anlaşılan o ki seçime kadar temel atma törenleri ile vaziyeti idare ediyormuş gibi yapacağız. [Devamı]
    Otuz yıl öncesinden ders almayınca…
    Fatih Özatay, Dr. 07 Nisan 2023
    Dün 5 Nisan 1994 kararlarının yıldönümüydü. 1993’ün son ayları ile 1994’ün ilk aylarında ne olduğunu hatırlatayım. Ekonomide önemli kırılganlıklar var. Mesela, 1993 yılında kamu kesiminin borçlanma gereğinin GSYH’ye oranı yüzde 10,3, ortalama enflasyon yüzde 66, Hazine’nin borçlanma faizi yüzde 87 ve cari işlemler açığı GSYH’nin yüzde 3,6’sı düzeyinde. Ayrıca Hazine’nin TCMB’den kredi kullanma imkânı var (kısa vadeli avans). Hazine en fazla on iki ay vadeli borçlanabiliyor. Zamanın yönetimi, haklı olarak faizin yüksekliğinden şikâyet ediyor. [Devamı]
    Sürdürülemez durumu savunmak da neyin nesi?
    Fatih Özatay, Dr. 05 Nisan 2023
    Nasıl oluyor da bazı iktisatçılar kur korumalı mevduat (KKM) sistemini savunuyorlar? Savunuyorlar, çünkü miladı KKM’nin uygulamaya konulduğu tarihten itibaren başlatıp, “KKM olmasaydı kur nasıl da artacaktı?” savından yola çıkıp, “KKM sayesinde Hazine’nin düşük faizle borçlanabildiğine” kadar gidiyorlar. Daha da ileri gidip, bu sayede kamu borcunun GSYH’ye oranının düşmesinden destek alıyorlar. [Devamı]
    Neymiş? KKM, liralaşmaymış, hadi oradan
    Fatih Özatay, Dr. 31 Mart 2023
    ‘Liralaşma’ sloganının bizi getirdiği yere bakın: Kur korumalı mevduattan (KKM) Hazine’ye ve TCMB’ye büyük bir yük geldi. Hazine’ye 2022 maliyeti 92,5 milyar liraydı. TCMB’nin hafta başında yayımladığı Yıllık Rapor’dan yola çıkarak, Hakan Kara, yaklaşık 89 milyarlık bir maliyet de TCMB’ye geldiğini hesaplamış. Kamuya toplam maliyet, böylelikle, 181,5 milyar lira oluyor. Buna karşılık, “KKM uygulamaya sokulmasaydı kur patlayacaktı; maliyeti daha fazla olacaktı” diyenler çıkıyor. Valla, çıkıyor işte. Neden kur patlayacaktı; ne yapıldı da iş zıvanadan çıktı? Bu karda kışta kim düşünecek bu soruların yanıtını elbette. Üstelik düşünmeye pek de gerek yok; 2021’in son aylarında olan biten ortada; sadece biraz hatırlamak gerekiyor. [Devamı]
    Ne olacak ki? TCMB Hazine'yi fonlayıversin
    Fatih Özatay, Dr. 29 Mart 2023
    ‘Parasal İktisat: kuram ve Politika’ adlı kitabımın ‘Enflasyonun Nedenleri’ başlığını taşıyan sekizinci bölümünden uzunca bir alıntıyla başlayayım: “Çok kısa sürede fiyatların korkunç bir oranda arttığı hiperenflasyon dönemlerini ele alalım. Mesela Almanya’da Ağustos 1922 ile Kasım 1923 arasında fiyatlar tam 10 milyar kat artmış; aylık ortalama enflasyon yüzde 322 olmuş. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Macaristan’da durum daha da vahim: Ağustos 1945 ile Temmuz 1946 arasında fiyatlar 3,8 trilyon çarpı katrilyon kat artmış ve aylık ortalama enflasyon yüzde 19800 olmuş! Daha güncel örnekler de var şüphesiz. Mesela Nikaragua’da 1986-1989 döneminde ortalama aylık enflasyon yüzde 33,6 olmuş, 1990’da ise bu oran yüzde 43,4’e yükselmiş. Arjantin, Brezilya ve Peru’da da 1990 yılında benzer oranlar g [Devamı]
    Tek tipçi yaklaşım deprem bölgesine çare olmaz
    Güven Sak, Dr. 28 Mart 2023
    Doğrusu ya, deprem bölgesinde keşmekeş hala devam ederken başka gündemlere odaklanmayı çok doğru bulmuyorum. Ama bu arada gözlemlediğim İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi deneyimini deprem sonrası toparlanma ile yakından alakalı buluyorum. Özellikle İstanbul depremi olasılığı ve sanayinin Anadolu’ya daha fazla yayılması gereği açılarından bakarsanız. [Devamı]
    Ya %50 değil de %65 ise ne olacak?
    Fatih Özatay, Dr. 24 Mart 2023
    Sürdürülemez ekonomi politikasının yarattığı sorunlardan biri de bankacılık sektörünün faiz artırımına giderek duyarlılığının artması. Politika faizi çok yanlış yerde olunca, döviz kuru patlama potansiyeli taşıyor. Bu potansiyelin ne menem bir şey olduğunu ve anında aktif hale gelebileceğini Eylül-Aralık 2021 döneminde yaşadık. Sadece döviz kuru patlasaydı neyseydi. Beraberinde enflasyon da patladı. Temelde bu nedenle, 2021 ve 2022 yıllarında, emeğin GSYH’den aldığı pay, sermayenin payının lehine giderek düştü; şu sıralarda deyim yerindeyse yerlerde sürünüyor. Bu gelişmeler, ekonomide makule dönmek bir tarafa giderek makulden uzaklaşmakta inatçı olununca, “nasıl yaparız da döviz kurunu tutarız” uğraşına döndü ve yaşamsal bir sorun haline geldi ekonomi yönetimi açısından. [Devamı]