Arşiv

  • Mayıs 2024 (5)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Merkez 'açmazdan' nasıl kurtulur?
    Fatih Özatay, Dr. 10 Mart 2011
    Karşılık oranları arttırılarak 21.6 milyar lira çekilmesi hedeflenirken piyasaya 14.7 milyar lira aktarılmış. Merkez Bankası (MB) zorunlu karşılık oranlarını sadece 24 Ocak 2011 tarihindeki kararı ile arttırmadı. 2010'un nisan ayından başlayarak farklı zamanlarda benzer kararlar aldı. İlk iki kararı, yabancı para cinsinden mevduatlara uygulanan zorunlu karşılık oranlarına ilişkindi. Lira cinsinden mevduatlara uygulanan zorunlu karşılık oranlarını ise ilk defa 23 Eylül 2010'da yükseltti. Bu karar tüm vadeler için geçerliydi. Daha sonra 12 Kasım 2010'da yine tüm vadelerde zorunlu karşılık oranlarını yükseltti. Bu iki kararın net etkisinin piyasadan 4.2 milyar lira çekilmesi yönünde olacağını da açıkladı. [Devamı]
    Nasıl oluyor da oluyor? Cari açık-4
    Fatih Özatay, Dr. 09 Mart 2011
    Sanayi üretimi Ocak ayında bir yıl öncesinin aynı ayına kıyasla yüzde 18.9 oranında yükseldi. Çok yüksek bir artış bu. Mevsim ve takvim etkisinden arındırıldığında ve bir ay önce zaten yüksek bir düzeyde gerçekleşen sanayi üretimi ile kıyaslandığında aylık artış oranı da az değil: Yüzde 0.6. [Devamı]
    Merkez Bankası'nın açmazı üzerine
    Fatih Özatay, Dr. 08 Mart 2011
    Merkez, bankaların krediye dönüştürebilecekleri fonu azaltırken haftalık repo faizini tutabilmek için bir hafta vadeli fon sağlamış. Merkez Bankası'nın (MB) bankaların açacakları kredi miktarını azaltmaya yönelik attığı adımların en önemlisi zorunlu karşılık oranlarının arttırılmasıydı. Bu kararla, bankaların üç ay ve daha kısa vadeli mevduatları için MB'de tutmak zorunda oldukları karşılıkların hesaplanmasında kullanılan karşılık oranları yükseltilmişti. Daha uzun vadeli mevduatlar için geçerli olan karşılık oranlarında ise bir değişiklik yapılmamıştı. Karar, 24 Ocak'ta kamuoyuna duyurulmuştu. [Devamı]
    Enflasyon nereye?
    Fatih Özatay, Dr. 05 Mart 2011
    Ham petrol ve gıda fiyatlarındaki artışla enflasyonun yukarıya doğru hareketlenmesi olasılığının yüksek olduğu belirginleşiyor. Farklı isimler altında yayımlanan tüketici fiyat endeksi Ocak 1964'ten bu yana var. Her ayın fiyat endeksinin bir yıl öncesinin aynı ayına göre artışına (yıllık enflasyona) hızlıca baktım: Şubat 2011 için açıklanan yüzde 4.2 rakamı, 1970 ortalarından bu yana gerçekleşen en düşük enflasyon rakamı. [Devamı]
    Faiz harcamalarını istikrarsızlaştırmak
    Fatih Özatay, Dr. 03 Mart 2011
    Avrupa ile kıyaslandığında Yunanistan dışında faiz harcamasının GSHY'ye oranı en yüksek ülke Türkiye. İstikrar'a takıldım bir kez; istikrarlı bir biçimde 'istikrar' üzerine yazmam gerekiyor. Yoksa, Allah korusun, istikrarı bozmuş olurum. Çift karakterli bir kavram şu 'istikrar' kavramı: 'İyi istikrar' var, 'kötü istikrar' var. Ne ilginçtir ki 'istikrarın' bize ifade ettiği 'şeyler' istikrarlı değil. Bu nedenle, farklı bir bakış açısıyla da bayağı 'karaktersiz' bir kavram bu istikrar. Son yazımda 'kötü istikrar'dan örnekler vermeye çalışmıştım. Bugün istikrarın bozulmasının ne kadar iyi bir şey olduğuna işaret edip, bu sayede sağlanan istikrarın altını çizip, gelinen noktanın hâlâ istikrarsızlık kaynağı olduğuna değineceğim. Çok karışık oldu. Her önüne gelene köşe yazısı yazdırılır [Devamı]
    Nasıl oluyor da oluyor? Cari açık-3
    Fatih Özatay, Dr. 02 Mart 2011
    "Nasıl oluyor da oluyor?" dizisine devam ediyorum. Bugün cari işlemler açığının finansman biçimi ile ilgileneceğim. Hatırlarsanız ödemeler dengesinin iki ana kalemi olduğundan söz etmiştim: Cari işlemler hesabı reel kaynaklarla ilgili işlemleri, sermaye ve finans hesabı ise bu işlemlerin nasıl finanse edildiğini gösteriyor. Bugün, cari işlemler açığının finansmanını ele alacağıma göre, 'sermaye ve finans hesabı' kalemi ile ilgiliyim. [Devamı]
    Bu, başka bir istikrar
    Fatih Özatay, Dr. 01 Mart 2011
    Son dönem ekonomide görülen gelişmeler hoş olmayan bir istikrarı maskelemiş de oluyor. Kaddafi kırk yılı aşkın süredir iktidarda; düştü düşecek. Hüsnü Mübarek otuz yıl kadar iktidarda kaldı. Zeynel Abidin Bin Ali'nin iktidarı ise yirmi yıldan fazla sürdü. Demokratik ülkeler ile karşılaştırıldığında, yönetimde inanılmaz bir süreklilikten, farklı bir ifadeyle 'yönetimde istikrar'dan söz ediyoruz. [Devamı]
    2001 krizinden nemalanmak (2)
    Fatih Özatay, Dr. 26 Şubat 2011
    2001 krizinin onuncu yılı temalı 'kutlamaların' dozunun kaçmaması ve 'itibarsızlaştırma' kampanyasına dönmemesi lazım. 2001 krizini, makroekonomik istikrarın ne denli önemli olduğunu akılda tutmak için ara sıra hatırlamakta elbette yarar var. Ancak bunu hatırlarken sadece istikrarı sağlamanın ve korumanın Türkiye'yi bir üst lige çıkarmayacağını unutmamak gerekiyor. Türkiye'nin zengin ülkelerle arasındaki gelir farkını son otuz yılda bir nebze olsun kapatamadığını; bu anlamda yerinde saydığını göz önünde bulundurmadan 2001 krizini hatırlamanın ve hatırlatmanın yararı da sınırlı kalıyor. [Devamı]
    2001 krizinden nemalanmak
    Fatih Özatay, Dr. 24 Şubat 2011
    O dönemdeki en büyük hata, çok bozuk olduğu kamuoyunca sonradan anlaşılan bankacılık sektörünün üzerine gidilmemesi. Hangisi daha derin? 2001 mi, yoksa 2008-2009 mu? İki göstergeye bakmak yeterli: İşsizlik oranı ve gayri safi yurtiçi hasıladaki (GSYH) değişim. [Devamı]
    Nasıl oluyor da oluyor? Cari açık-2
    Fatih Özatay, Dr. 23 Şubat 2011
    Geçen hafta "Nasıl oluyor da oluyor?" başlıklı dizinin cari işlemler açığı üzerine ilk yazısı yer almıştı bu köşede. Devam etmeden önce kısa bir özet vereceğim. Ödemeler dengesi hesabının iki temel kaleminden ilki olan cari işlemler hesabı, reel kaynaklarla ilgili işlemleri ifade ederken, ikincisi olan sermaye ve finans hesabı ise bu işlemlerin nasıl finanse edildiğini gösteriyor. [Devamı]