Arşiv

  • Nisan 2024 (14)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Ekonomik yavaşlamayı oturup seyredecek miyiz? (1)
    Fatih Özatay, Dr. 28 Eylül 2016
    Ekonomi 15 Temmuz’un çok öncesinden beri yavaşlama sinyalleri veriyordu. 15 Temmuz ve sonrasında yaşananlar nedeniyle ekonomideki yavaşlamanın daha da belirginleşmesi büyük olasılık. Bu çerçevede hükümetin yavaşlamayı törpüleyici, mümkünse de tersine çevirici önlemler araması çok doğal. Açıklanan ekonomik önlemlerin önemli bir kısmının kredi arzını artırmaya yönelik olduğunu görüyoruz. Bir ölçüde de kredi maliyetlerini düşürmeyi amaçlayan kararlar yürürlüğe konuldu. Bu önlemlerin ne ölçüde yaraya merhem olacaklarını öngörmek o kadar karmaşık bir analiz gerektirmiyor. Sadece biraz düşünmek, biraz da bazı kritik göstergelere bakmak yeterli. Madde madde neden açıklanan önlemlerin yaraya merhem olamayacaklarını göstermeye çalışayım.Bir: Ekonomik yavaşlama tüketim harcamalarındaki yavaşlamadan [Devamı]
    Emniyet kemeri ve ani fren
    Fatih Özatay, Dr. 24 Ağustos 2016
    Çok zor günlerden geçiyoruz. Mevcut koşullar altında isteyeceğimiz en son şey yaşadığımız büyük zorluklara yeni zorluklar eklemek olsa gerek. Silahlı kuvvetleri, emniyeti, hukuk sistemi ve istihbaratı uçurumun kenarına kadar gelmiş bir ülkenin bir yandan bu kurumları uçurumdan uzaklaştırmaya çabaladığı bir yandan da terörle boğuştuğu bir sırada bir de ekonomisini aynı duruma düşürmemesi gerektiği açık. Ülkesini seven hiç kimsenin elbette böyle bir isteği yok. Ne var ki ülkemizin çıkarına olduğu düşünülen bir takım adımların ekonomimizde önemli çalkantılar yaratma potansiyeli var. Bu tür tehlikelerden uzak durmanın temel koşullarından biri ekonomik kısıtlarımızı dikkate almaktan ve bir yönde daha fazla mesafe almaya çabalamanın başka yönlere olumsuz etkileri olabileceğini idrak e [Devamı]
    Çin, dünyanın en inovatif ilk 25 ekonomisi arasına girdi
    Güven Sak, Dr. 22 Ağustos 2016
    Geçen hafta, 2016 yılı Küresel İnovasyon Endeksi sonuçları açıklandı. 128 ülkeyi kapsayan çalışmada, Çin, en inovatif ilk 25 ülke arasına girdi. Böylece İsviçre, İsveç, İngiltere, ABD ve Singapur gibi yüksek gelirli ülkelerin başı çektiği sıralamada, ilk 25 arasına ilk kez bir orta gelirli ülke dâhil oldu. Haliyle benim bir inovasyon ve Çin yazısı yazmam şart oldu. Bu yıl, Çin ve inovasyon kelimelerinin yan yana geldikleri ilk yer Küresel İnovasyon Endeksi sonuçları değildi. Çin, bu yıl Türkiye’den sonra G20’nin başkanlığını yürütüyor. Geçen yıl Antalya’da yapılan G20 Zirvesi, önümüzdeki ay Çin’in Hangzhou kentinde toplanacak. G20’nin Çin yılında en fazla öne çıkan konu, inovasyon meselesi oldu. Bugün müsaadenizle bu konuya bir değineyim. Değineyim ki, Türkiye’nin kendi iç meselelerine dal [Devamı]
    Dünya, Türkiye için daha fazla önemlidir
    Güven Sak, Dr. 15 Ağustos 2016
    OECD, 2016 yılı Türkiye Ekonomisi Raporu’nu 15 Temmuz günü Gaziantep’te açıkladı. Ne raporu sunanlar ne de sunumu dinlemek için gelenler, o akşam dünyanın başımıza yıkılacağını bilmiyorlardı. Demokrasinin kıyısına kadar geldik, aşağıya baktık ve gördüğümüz şeyden doğrusu ya, hiç hoşlanmadık. Darbe teşebbüsü geri püskürtüldü. Şimdi bir geçiş dönemi içindeyiz. Önce bir sakinleşmemiz, sonra da salim kafayla geleceğimiz için düşünmemiz lazım. Bundan sonra, bugüne kadar yaptıklarımızı yaparak durumu idare bile edemeyiz. Bu duygu ve düşüncelerle geçen hafta, OECD’nin Türkiye Ekonomisi ile ilgili 2016 yılı araştırmasını okurken aklıma takılanları anlatmaya başlamıştım. Bu hafta, müsaadenizle, devam edeyim. [Devamı]
    Endişeye mahal yoktur
    Güven Sak, Dr. 21 Temmuz 2016
    Türkiye iktisadi dönüşümüne 1980’lerde başladı. Piyasa reformları ile Türkiye ekonomisinin önü açıldı. O vakitler kişi başına milli gelir 1500 dolar civarındaydı. 2002’de kişi başına milli gelir 3 bin dolara varmıştı. Şimdilerde ise Türkiye’nin kişi başına milli geliri 10 bin dolar civarında. Cumhuriyet tarihimizin bu son üçte birlik döneminde, Türkiye uyuşuk bir tarım ülkesinden dinamik bir sanayi ülkesine dönüştü. Başka? Bu son 35 yılda Türkiye’de hiç darbe ya da darbe teşebbüsü olmadı. Ne oldu? Türkiye, küreselleşme sürecine intibak ederek bugüne kadar zenginleşti. Piyasaları serbestleştirmek, devletin mikro kararlara müdahalesini engellemek, Türkiye’ye iyi geldi. 1980’lerin başında tam da bunları yapmıştık. Hatırlatırım. [Devamı]
    Açıklanan ekonomik önlemler gerekenler değil
    Fatih Özatay, Dr. 13 Temmuz 2016
    Bayramdan önce yapılan iki açıklama üzerinde durmak istiyorum. İlki bir (bir avuç?) bayram şekeri niteliğindeydi. Ekonomimizin “tıkandığı” saptamasından yola çıkılarak, bir dizi “ekonomik önlem” açıklandı. Duyurulan önlemlerin bir kısmı ile “sorunlarım“ var; mesela vergisini düzgün ödeyenlerin sürekli cezalandırılması anlamına gelen vergi affı benzeri önlemlerin yararlı olmadıklarını düşünüyorum ama ele almak istediğim bu değil. [Devamı]
    Havada kalmamanın kötülüğü
    Fatih Özatay, Dr. 08 Haziran 2016
    Ben bir öğretim üyesiyim. Ders verirken en çok anlattığım konunun “havada kalmasından” korkarım. Öyle olursa öğrenci anlamayacak, tartışmaya girmeyecek; dolayısıyla dersi geçmek için ezberlemeye çalışacaktır. Elbette sınavlar bittikten sonra da unutacaktır; ezber uçar gider çünkü. Bu sıralar dördüncü sınıflara seçmeli bir ders veriyorum: “Türkiye Ekonomisi’nden Güncel Konular.” Dersin ilk kısmı Türkiye’deki makroekonomik istikrara yönelik. 1980’den bugüne geliyorum. Bu nedenle, bir miktar, orta öğretim tarih kitaplarındaki Osmanlı İmparatorluğu’nun çoğumuzu hüzünlendiren kaderini çağrıştırıyor. Elbette 2001 krizi sonrası için geçerli bu benzetme. Yükseliş ve duraklama dönemleri var. Çöküş döneminin yerini ise sürünme dönemi alıyor. Dolayısıyla, yukarıda değindiğim sorun söz konusu bile değ [Devamı]
    Oyunun kuralı
    Fatih Özatay, Dr. 06 Nisan 2016
    Bir dostum geçenlerde bitmek üzere olan bir siteden daire almış. Zeminin iki kat üstündeki daireyi eşiyle gezmişler. Site, yakındaki evlerin belirgin biçimde üzerindeki bir tepedeymiş. Dairenin bir cephesinin camlarından dışarı bakınca Ankara’da artık ne kadar görülebiliyorsa o kadar ‘manzara’ görülüyormuş. Daha doğrusu, arkadaşımın deyişiyle olumsuz bir manzara, yani karşıda apartmanlar, çatılar falan görünmüyormuş. Daireyi beğenmişler ve kaparo yatırmışlar. Ayrılırken sitenin çevresini son bir kez kontrol etmek istemişler. Dairenin baktığı ‘Ankara manzaralı’ tarafta bir tur atmışlar. Dairenin seviyesinden yaklaşık altı kat aşağıda siteyi inşa eden şirket yoğun bir ağaç dikme faaliyeti yürütüyormuş. Bir kez daha ne kadar doğru karar verdiklerini düşünmüşler. O altı kat aşağının, eğim nede [Devamı]
    Türkiye’de işler neden hep böyle tersine gidiyor?
    Güven Sak, Dr. 25 Şubat 2016
    Petrol fiyatlarını arada izliyor musunuz? Varil başına ham petrol fiyatı, 2014 yılının ortalarında 112 dolar civarında bir zirvedeydi. 2015 yılı tamamlandığında, 40 dolar civarına gerilemişti. Şimdilerde ise 30 dolar civarında yatay seyir izliyor. Ne oldu? 2014 yılında neredeyse yarı yarıya azalmıştı. 2015 yılında yine yarı yarıya azaldı. 2014 ortasından bugüne gerileme, oran olarak bakarsanız yüzde 70’i geçti. Ne oldu? Ham petrolün varil başına fiyatı yüzde 70 azaldı. [Devamı]
    Durum değerlendirmesi
    Fatih Özatay, Dr. 17 Şubat 2016
    Ekonomideki gidişata ilişkin önemli istatistikler açıklandı son günlerde. Bugün bu verileri topluca değerlendirmek istiyorum.Sanayi üretiminin yılın son çeyreğinde belirgin biçimde artması, 2015 GSYH büyümesinin tahmin edilenden yüksek çıkacağı beklentisi oluşturdu. Son üç yılın sanayi üretimi artış oranları (yüzde olarak) şöyle: 2013:  3,1; 2014: 3,6 ve 2015: 3,2. GSYH büyümesi ise daha farklı seyretti. Dönemin en düşük GSYH büyümesi en yüksek sanayi üretimini gözlendiği 2014’te: Yüzde 2,9. En düşük sanayi üretiminin gerçekleştiği 2013’te ise GSYH yüzde 4,2 oranında arttı.Altın ve enerji dışı ithalatı da GSYH büyümesi hakkında önemli fikir veriyor. Son zamanlarda yaptığım gibi euro-dolar kurundaki oynamalardan arındırarak inceliyorum bu veriyi. Durum şöyle: 2014’te yüzde 0,1 oranında azal [Devamı]