Çok mu zor?
09 Haziran 2021
Yurtdışındaki kaliteli programlara burslu öğrencilerin gönderildiği, yurtdışından iyi öğretim üyeleriyle takviyeli yurtiçi kaliteli ve az sayıda programın açıldığı, doktora programı açmanın zorlu koşulların sağlanmasına bağlı olduğu bir sistem tasarlamak çok mu zor?
[Devamı]
Kıbrıs Barış Harekâtı: 20 -21 Temmuz 1974 - Kritik 24 saat
08 Haziran 2021
Henüz mesleğimin başında, Dışişleri Bakanlığı İkili Ekonomik İşler Dairesindeki Merkez görevimi tamamlamıştım. Yapılan tebligat uyarınca, 1974 Ağustos ayında İkinci Kâtip olarak ilk yurt dışı tayin yerim olacak Bonn Büyükelçiliğine hareket etmek üzere hazırlanmaya başlamıştım. İşte tam o günlerde Türkiye’nin Kıbrıs Türklerini korumak amacı ile bir savaşa girmek zorunda kalması, çok önemli bir gelişmeye tanıklık etmeme de yol açtı.
[Devamı]
Nereden çıktı bu İklim Bankası işi?
08 Haziran 2021
Bugün yeşil-dijital transformasyon konusunda çıkan kısmı özetleyerek, konuyu finansman meselesine, İklim Bankası’na bağlayayım. Böyle kapsamlı bir transformasyonun gerektirdiği yatırımlar nasıl finanse edilecek? Siz daha bir şey düşünmemiş olabilirsiniz ama düşünenler var.
[Devamı]
Yatırım performansımız
04 Haziran 2021
Son beş yılda yatırım performansımız GSYH’de gözlenen performansın çok gerisinde kaldı. Buna karşılık son birkaç çeyrek makine ve teçhizat yatımlarında keskin artış gerçekleşti.
[Devamı]
2021 Büyümesi
02 Haziran 2021
Önümüzdeki dönemi kazasız belasız atlatmak için yeniden düşük faiz-kredi artışı macerasına girmemek gerekiyor. İlk çeyrekte, bir yıl öncesinin aynı dönemine kıyasla %7 oranında büyüdük. Potansiyel büyüme oranımızın üzerinde bir büyüme oranı bu. 2020’de ise çoğu ülkenin ekonomisi daralırken büyüyen nadir ülkelerden biri Türkiye oldu. İkinci çeyrekte ise bir yıl öncesinin aynı dönemine kıyasla çok daha yüksek bir oranda büyüyeceğiz. Zira geçen yılın ikinci döneminde pandemiye karşı alınan kapanma kararları nedeniyle ekonomimiz şiddetli biçimde (%10,3 oranında) küçülmüştü. 2021’i nasıl bir büyüme oranı ile kapatırız?
[Devamı]
Bizim arz yönlü iktisat gündemimiz var mıdır?
01 Haziran 2021
Geçen hafta, beni en çok Alan S. Blinder’ın Wall Street Journal makalesi etkiledi sanırım. Başlık güzeldi bir kere: “Biden Planı hakiki arz yönlü iktisadı gündeme getiriyor” (Biden Plan Encourages True Supply-Side Economics). İlk anda merak uyandırıcı. Benim aklımda kalan ise, başlıkta zaten: Bugünü değil, 2050’yi, önümüzdeki otuz yılı düşünmeye hazır mısınız?
[Devamı]
Döviz cinsinde borçlanmak
28 Mayıs 2021
Hazinenin yurtiçinden döviz cinsinden borçlandığı miktarı giderek artırmasının sakıncalarına işaret eden çok sayıda yazı yer aldı bu köşede. 2001’in üçüncü çeyreğinde döviz cinsinden borcun kamunun toplam borcu içindeki payı %56 düzeyindeydi. Sonra giderek düştü ve 2010 ortalarında %26,6 oldu. Ne yazık ki tekrar yükseldi ve şimdilerde %57 düzeyinde. Bu, açık ki, faiz ve borç geri ödemelerinin ve dolayısıyla bütçenin kur artışlarından olumsuz etkilenmesine yol açıyor.
[Devamı]
“Kömürden çıkın, petrol ve doğal gaz arama faaliyetlerine son verin”
25 Mayıs 2021
Olur mu olmaz mı derken, gündeme kocaman bir rapor düştü. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) kömür ve petrol şirketlerine, “harç bitti, yapı paydos” dedi. Bugüne kadar hidrokarbon lobisinin düşünce kuruluşu olarak analizleri ile petrol şirketlerine ve enerji yatırımlarına yön veren IEA ilk kez Paris İklim Anlaşması ile uyumlu bir enerji raporu açıkladı. Beş yıl sonra. İş ciddi. Dikkatinizi çekeyim.
[Devamı]
Manevra alanını daraltmak
21 Mayıs 2021
Döviz yerine lira cinsinden borçlanmış olsaydık, pandemi nedeniyle işini kaybedenlerle işyerleri kapananlara çok daha fazla destek vermemiz mümkün olacaktı. Salı günü, bizi 2018-19 krizine götüren temel kırılganlığımızın, yani döviz cinsinden borcumuz ile alacağımız arasındaki büyük farkın (döviz açık pozisyonunun) kılık değiştirerek sürdüğünü belirtmiştim. 2018 başından bu yana finans dışı şirketler kesiminin döviz açık pozisyonu belirgin biçimde azaldı ancak kamunun döviz açık pozisyonu daha fazla arttı.
[Devamı]
Ne yazık ki yine bir ‘ancak’ daha
19 Mayıs 2021
2018-2019 krizine giden süreçte temel kırılganlığımız finans sektörü dışındaki şirketlerin döviz cinsinden borçlarının döviz cinsinden alacaklarına kıyasla (döviz açık pozisyonu) çok fazla olmasıydı. Aradaki fark Ocak 2018’de 221 milyar dolardı. Bu borçların bir kısmının yenilenmesinde sorunlar çıkacağını ima eden gelişmeler –en başta da Trump’ın münasebetsiz tweetleri- Temmuz ve Ağustos 2018’de döviz kurunu sıçrattı ve şirketler kesimimizi zor durumda bıraktı. Sonrasını biliyorsunuz: Ekonomi daraldı. GSYH 2018 ikinci çeyrekteki düzeyine ancak altı çeyrek sonra dönebildi. İstihdam ise bir daha belini doğrultamadı. Bu süreçte hem dış kaynak teminindeki sıkıntılar hem de döviz geliri olmayan şirketlerin döviz cinsinden borçlanmalarının zorlaştırılması finans kesimi dışındaki şirketlerin dövi
[Devamı]