Krizin dünyamızı değiştirdiğini görmek erdemdir
15 Nisan 2008
Gündemimizin ne kadar çabuk değiştiğinin farkında mısınız? Dün derdimiz tempolu büyümenin kapasite sınırlarına çarpmadan devam ettirilmesiydi. Bugünkü derdimiz ise büyümedeki yavaşlama sürecine bir alt sınır getirilmesidir. Dün mesele 2. nesil reform gündeminin tanımlanıp, uygulamaya konulmasıydı. Bugünün meselesi ise kısa vadeli istikrar ortamının korunmasıdır. Türkiye çok kısa bir sürede orta vadeli bir gündemden çok kısa vadeli bir gündeme dönmek durumundadır. Bugün orta vadeli bir gündemin önceliklerini tartışmak ne olup bittiğinin farkında olmamak anlamına gelmektedir. Çifte kriz Türkiye'nin gündemini kalıcı bir biçimde değiştirmiş bulunmaktadır. Müsaadenizle bugün neyin değiştiğinin altını çizelim. Neyin değiştiğinin farkında olmak güne uygun hangi adımların atılması gere
[Devamı]
Nasıl oluyor da ekonomimiz kayıt içine giriyor
12 Nisan 2008
Türkiye ekonomisi şu son dönemde aynı anda birbirinden ilginç eğilimleri kendi içinde barındırıyor. Bir açıdan baktığınızda ekonomimiz tempolu bir biçimde kayıt içine giriyor. Bir başka açıdan baktığınızda ise kayıtdışılık artıyor.
[Devamı]
Küresel kriz, rahatsızlığımızı daha da şiddetlendirecektir
08 Nisan 2008
Küresel bankacılık krizi bitmiyor, yalnızca biçim değiştiriyor. IMF Başkanı Strauss-Kahn'ın evvelki gün İngiliz Financial Times gazetesinde vurguladığı tam da bununla ilgiliydi. Strauss-Kahn aslında kısa bir süre önce IMF Birinci Başkan Yardımcısı Alan Lipsky'nin söylediklerini tekrarlıyordu. Lipsky bir süre önce "daha önce düşünülmeyenleri düşünme zamanı"nın gelmekte olduğunu vurgulamıştı. Bakın şimdi IMF Başkanı da aynı noktanın altını kalın kalın çiziyor. Herkesin vurguladığı sonucu hemen çıkarabiliriz: TMSF sahneye çıkmadan bankacılık krizi bitmez. Peki, buraya gelince bankacılık krizinin etkileri bitecek mi? Hayır. Ama en azından "o bilançoda ne var?" merakı sona ermiş olacak. O merak sona ermiş olacak ama her ülke bu krizden bir biçimde de etkilenecek. Bundan kaçınmak müm
[Devamı]
Şimdi kriz bitmiş mi oldu
04 Nisan 2008
Evvelki gün Amerikan Doları 1.34'lerden 1.28'lere doğru geriledi. Türk Lirası yeniden değer kazandı. Piyasalar azıcık sakinledi. Ne oldu? Parti kapatma davası sürerken bu durulma da nereden geldi? Gayet basit. Etki dışarıdan gelmişti. Orada negatif beklentiler yerine anlamsız bazı pozitif beklentiler oluştu. Hava döndü. Dalga gitti. Bugünkü pozitif beklentiler anlamsız olduğuna göre hele öyle olduğu bir tescillensin, bekleyin, dün çarpan dalganın yenisi gelecektir. Bu dönemin temel özelliği böyledir. Türkiye uluslararası bankacılık krizinin dalgalarına hazırlıksız yakalanmıştır. Çünkü kaptan "ruhani" meselelere dalmış ve yaklaşan fırtınayı ihmal etmiştir. Gelen etkiler hep böyle dışarıdan gelecektir. Ama duyacağınız gıcırtıların kaynağı da hep burası olacaktır. Hiç değilse tekn
[Devamı]
Neden işimiz zordur
25 Mart 2008
Geçen hafta "Türkiye bundan böyle uluslararası krizin dışarıdan getireceği dalgalanmalara eskisine oranla daha fazla açık olacaktır" diyerek analizi kapatmıştık. Müsaadenizle bugün bu tespitin nereden kaynaklandığına hızlıca bir değinelim. Değinelim ki, önümüzdeki dönemde işimizin neden zor olduğunu açıklıkla kavrayabilelim. Aslında mesele gayet açık: Toplumsal kutuplaşmanın yerini toplumsal çatışma ortamına bırakma eğiliminde olduğu bir ortamda iktisadi olan ne kadar önemli olabilir ki? Heyecan yerini serinkanlılığa, ideoloji yerini analize bir an önce bırakmalıdır. Yoksa bir süre sonra kaybettiklerimizin çetelesini tutmaya başlarız. Yükselen küresel dalga karşısında karar alma mekanizmalarımızı başarıyla felç etmiş bulunuyoruz. İşimiz işte bu nedenle fevkalade zordur. Gelin bi
[Devamı]
Sonsuz imkanlar çağında neden kendimizi mutsuz hissediyoruz
22 Mart 2008
Bugünlerde memlekette olup bitenlerden rahatsız olabilirsiniz. Olmayın. İçinizde bir büyük fırsatın kaçabileceği endişesi fena halde yer etmiş olabilir. Etmesin. Bu sonsuz yorgunluklar yılında kendinizi fena halde yılgın hissediyor olabilirsiniz. Hissetmeyin. İçinde bulunduğumuz dönem daha önce tahayyül edilmesi mümkün olmayanın düşünülebilmesine imkan sağlıyor. Bir sonsuz imkanlar çağında olduğumuzun farkında mısınız? Farkındaysanız yapmanız gerekenleri düşünmeye başlayın. Farkında değilseniz hemen nasıl bir dönemin içinden geçmekte olduğumuz hakkında düşünmeye başlayın. İsterseniz hafta sonları bu yeni dünya üzerinde birlikte düşünmeye başlayalım. Rakamlara birlikte bakalım. Doğrudur. Dünya ekonomisi bugünlerde derin bir krizin içine doğru gidiyor. Herkes bu geleni, gelmiş ol
[Devamı]
Daha sallantılı bir döneme hazır mısınız
21 Mart 2008
Biz bu haftanın başında kısa bir süre için New York'taydık. Yalnızca pazartesi sabahı Amerikan televizyonlarına hızlıca bir bakabildik. Görmemek elde değildi. Eskiye göre bir fark vardı. Sabahın altı buçuğunda artık "finansal risklerden nasıl kaçınılır" konulu sabah sohbetçileri vardı. Sabah mavrası saatleri artık finansal sistemde olup bitenlerle alakalıydı. İlk sonuç herhalde ortada. Siz burada farkında olmayabilirsiniz ama onlar artık yalnızca bankacılık krizi ile yatıp kalkıyorlar. Sabahları oturup, "Bugün kaç kişi evlerini terk edip, çadırlara taşındı" sayımı yapıyorlar. Böyle bir ortamda "Yok canım, bu işi kolaylıkla atlatabiliriz" diye dolaşmak, mezarlıktan geçerken ıslık çalmaya benziyor. Dışarıda olup bitenler fena halde canımızı sıkacak gibi duruyor, haberiniz olsun.
[Devamı]
Geleceğe umutla bakmanın güçleştiği bir çağda geleceğe umutla bakmak üzerine notlar
15 Mart 2008
Sadun Aren bir iktisatçıydı ve hiç benim hocam olmadı. Hocalarımın hocasıydı. Ben onu daha çok kitaplarından ve ara sıra karşılaştığımız toplantılardan hatırlıyorum. Ve aklımda hep iyi anılar var. Bugün müsaadenizle Sadun Hoca'nın anılarından yola çıkıp iyimserlik üzerine, ülkemizde sol politika üzerine birkaç noktanın altını çizmek istiyorum. Sadun Hoca'nın anısına, bugün, pek severek kullandığım, kraliyet "biz"i ile bezeli üslubu da değiştirmekte fayda var sanırım. Onun hakkındaki yazıyı onun eşitlik idealine verdiği öneme bağlı olarak, farklı yazmakta fayda var. Yoksa hoca bozulabilir. Eşitlik ideali soldur. Sadun Hoca'nın anılarını bilmem okudunuz mu? "Puslu Camın Arkasından" Haziran 2006'da İmge Kitabevi'nden çıkmıştı. Benim gibi, hocanın derslerine yetişememiş olanların,
[Devamı]
Düşünülmeyenleri düşünmenin zamanı artık geliyor mu
14 Mart 2008
Yok canım, Türkiye ekonomisinden bahsetmiyoruz. Orada işler tıkırında. Biz 12 Mart'ta IMF Birinci Başkan Yardımcısı John Lipsky'nin yaptığı konuşmadan bahsediyoruz. Problemler bizim burada değil. Oralarda. Onun için daha önce düşünülmeyenleri düşünmesi gerekenlerde orada. Bizim buralarda düşünmek filan gerekmiyor çünkü iki aşamalı veri serisi revizyonu bir ekonomik programdan daha fazlasını elde etmemize yol açmış. Evvelki gün ekonomiden sorumlu bakanlarımız öyle söyledi. Pek de neşeli duruyorlardı. Müsaadenizle bugün burası ve orası arasındaki ciddiyet farkı üzerinde duralım. İnsan buralarda olup bitenlere bakınca, "acaba problemlerden yakınan işadamlarımızı bir an önce, çok geç olmadan, oraya mı göndersek?" diye düşünmeden edemiyor. Malum talimat oradan gelince akan sular dur
[Devamı]
Bu MEB ile rekabet gücümüzü artırmamız mümkün değildir
08 Mart 2008
OECD 2000'den beri her 3 yılda bir, farklı ülkelerden seçilen, 15 yaşındaki yaklaşık 400 bin öğrenciyi bir teste tabi tutmaktadır. Türkiye 2003 ve 2006'da yaklaşık 5000 öğrenci ile bu testlere katıldı ve sonuçlar hiç de iyi değil.
[Devamı]