Arşiv

  • Mart 2024 (18)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)
  • Nisan 2023 (9)

    Yoksa bankacılık krizi Türkiye'yi etkilemeye mi başladı
    Güven Sak, Dr. 29 Şubat 2008
    Kahramanmaraş'ta iplik üreticileri dertli mi dertli. Daha geçenlerde "Üzerine türban bağlayıp, bu fabrikaları kapatacağız" sözleri gazetelerdeydi. Aynı durum Gaziantep'teki tekstil üreticileri için de geçerli. İplik fabrikaları ise zaten kapandı. Orada da fazla kalmayın, gidin Malatya'ya. Geçen haftalarda Malatya'da tekstilin duayenlerinden Mahmut Çalık'ın Sayın Başbakan'a mektubu ortalardaydı. Doğu yeter diyorsanız, gelin Batı'ya. Bakın televizyon sektörünün haline. Profilo Telra, Vestel ve Beko'nun bilançolarına. Her yerde aynı söz. Herkes söz birliği etmişçesine işçi çıkarmaktan, işletmeleri kapamaktan söz ediyor. Ne oluyor? Dünyada herkes "gelir akımı sigortalama şirketleri"ne (monoline insurers) yönelik kurtarma operasyonu acaba sonuç verecek mi diye beklerken küresel kriz [Devamı]
    Bankacılık krizinden kurtarma operasyonu sinyalleri mi
    Güven Sak, Dr. 26 Şubat 2008
    Geçen cumartesi Amerikan New York Times (NYT) gazetesinde ilginç bir haber vardı. Habere göre Bank of America başkanlığında bankacılık lobisi elinde yeni bir planla Washington'da dolaşmaya başlamıştı. Buna göre Kongre bir "Ev Sahiplerini Koruma Şirketi (Fonu)" (Federal Homeowners Protection Corporation) oluşturacaktı. Bu federal şirket banka bilançolarında yer alan kötü bireysel gayrimenkul kredilerini yüksek bir iskonto oranı ile satın alacaktı. Böylece büyüklüğünün 739 milyar ABD Doları olduğu tahmin edilen şaibeli kredi portföyünü banka bilançolarından çıkarmak için bir yol tasarlanacaktı. Önümüzdeki beş yıl içinde güç duruma düşmesi beklenen milyonlarca ev sahibi "Ev Sahiplerini Koruma Şirketi" tarafından desteklenecek, kredileri yeniden yapılandırılacaktı. Haberi yazan, "d [Devamı]
    Challenger nasıl düştüyse, bankacılık krizi de öyle çıktı
    Güven Sak, Dr. 23 Şubat 2008
    Uluslararası bankacılık krizi, finansal piyasaların giderek karmaşıklaşan ve de etkinleşen işleyişinden kaynaklanan bir 'normal kaza'dır. Challenger uzay mekiğini düşüren nasıl bir 'normal kaza' ise bankacılık krizi kazası da öyledir. [Devamı]
    Kriz neden hâlâ Avrupa bankalarını vurmadı
    Güven Sak, Dr. 22 Şubat 2008
    Etraftaki garip sessizlik epeydir dikkat çekiyordu. Avrupa bankalarından en son haber bu hafta İsviçre'den geldi. Credit Suisse, İsviçre'nin ikinci büyük bankası, 2008 yılının ilk çeyreğinde kârlarını 1 milyar dolar azaltacak bir gelişmeyi haber verdi. Bilançosundaki VDMK'lerin (varlığa dayalı menkul kıymetlerin) bir bölümü "yanlış" fiyatlanmıştı. Yanlışlık düzeltildiğinde, bilançonun varlık tarafından 2.85 milyar dolarlık bir değerin silinmesi gerekecekti. Açıklama İsviçre'nin bir numarası UBS'den gelen bir açıklamadan hemen sonra yapılmıştı. UBS, şubat ayının 12'sinde, kendisinin VDMK portföyü ve bu portföyün değeri konusunda "son derece şeffaf" olduğunu açıklamıştı. Böylece ortadaki problemin ne olduğunu da açıklıkla vurgulamıştı. Gelin bir bakalım. 1997 yılındaki finansal k [Devamı]
    Northern Rock neden devletleştirildi
    Güven Sak, Dr. 19 Şubat 2008
    Eskiden bir özel kurum kamu kontrolü altına alındığında, "devletleştirilmez"di, "millileştirilir"di. "Savaş" bakanlığı yerine "barış" bakanlığı demek gibi. Bakın yine öyle oldu. Geçen pazar, Birleşik Krallık Maliye Bakanı Alistair Darling, problemli Northern Rock (NR) bankasının "millileştirildiğini" açıkladı. Bu acaba yeni başlayan bir eğilimin ilk işareti sayılabilir mi? Yoksa uluslararası bankacılık krizinde asıl tedaviye şimdi mi başlıyoruz? Acaba bir dönüm noktasında mıyız? Öyle. Ama galiba bunun NR olayı ile bir alakası yok. Gelin bir bakalım. NR, geçen eylül ayında, zor duruma düşünce, İngiltere Merkez Bankası'na başvurarak acil yardım talebinde bulunmuştu. Zaman, uluslararası bankacılık krizinin ilk evresiydi. Birbiri ardına kötü haberler geliyor, kimse kimseye güvenmi [Devamı]
    Sarkozy'ye ne oldu
    Güven Sak, Dr. 15 Şubat 2008
    Luis Napolyon, bildiğimiz Napolyon Bonapart'ın yeğeniydi. 1848 Devrimi'nden sonra kurulan, kısa ömürlü ikinci cumhuriyetin ilk cumhurbaşkanıydı. Bonapartizm teriminin yaratıcısı oydu. Bonapartizm kısa boylu bir generalin imparator olup, bir ülkeyi istediği gibi yönetmesi değildi. O bir devlet eliyle ve devlet kontrolünde modernleşme programıydı. Girişimciliğe dayalıydı ve milliyetçiydi. Luis Bonapart, aynı amcası gibi yaptı, bir darbe ile imparator oldu ve III. Napolyon adı ile ikinci imparatorluk dönemini başlattı. Sene 1851'di. 1871 Fransa-Prusya savaşındaki yenilgiye kadar iktidarda kaldı. Karl Marx, amcasını dikkate alarak, "Hegel bir yerlerde tarihte olayların iki kez tekrarlandığını söylemişti. Ama onun unuttuğu eklemeyi, ben yapayım: Birincisinde trajedi, ikincisinde kome [Devamı]
    Yoksa icat çıkarmak hakikaten kötü müdür
    Güven Sak, Dr. 09 Şubat 2008
    Dikkat ediyor musunuz? Uluslararası bankacılık krizi denildiğinde esas olarak Amerikan bankalarından söz ediyoruz. Avrupa bankalarından tekil "kötü yönetim" örnekleri görüyoruz esasen. Avrupa finansal piyasalarındaki problem, ABD finansal piyasalarındaki kadar sistematik durmuyor. Amerika'da sistemli bir biçimde, tekil bankalara bakmaksızın, tüm bankaları kesen bir durum var. Buna karşılık, Avrupa finansal piyasalarında banka isimleri ile doğrudan ilişkilendirebileceğimiz tekil örnekler var. Yoksa burada da, Anglo Sakson hukuk sistemi ile Kıta Avrupası hukuk sistemi arasındaki farkın bir başka sonucunu mu görüyoruz? Gelin önce finansal yenilikler karşısında iki hukuk sisteminin yaklaşımını karşılaştıralım, sonra da bu durumda son bankacılık krizinin Avrupa ekonomilerinde yol aça [Devamı]
    Putin, Gazprom'un başına mı geçiyor
    Güven Sak, Dr. 08 Şubat 2008
    Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, yakında görevi bırakacak. Devlet başkanlığında ikinci dönemi bitiyor. Yasal olarak yeniden seçilemiyor. Bu nedenle, bir süredir, herkes Putin'e Rusya'nın geleceğinde yeni bir görev arıyor. Öyle anlaşılıyor ki Putin de kendisine yeni bir görev arıyor. Bu arayışa ilişkin haberler medyadan eksik olmuyor. Bize kalırsa en ilginç haberlerden biri, Putin'in Gazprom şirketinin başına geçebileceği haberiydi. 4 Şubat 2008, Gazprom şirketinin 6 Haziran'da yapılacak genel kurulu için aday belirleme süresinin sonuydu. Bir liste açıklandı. Putin geçen gün açıklanan listede yoktu. Ama ilginç olan, bir şirketin yönetim kurulu başkanlığının siyasetle bu kadar birlikte anılmasıydı. Ancak biraz daha dikkatle bakarsanız, Rusya'da siyasetle enerji şirketi sahip [Devamı]
    Ve o sırada Rusya'da fırsatı fark edenler vardır
    Güven Sak, Dr. 05 Şubat 2008
    Bu toprakların kaderi böyle galiba. Biz şehvetli tartışmaları severiz. Öyle şartı şurtu takmayız. İçinde bulunduğumuz şartların esiri olmayı, gözlerimizi sımsıkı kapatarak reddederiz. Zamanlamadan da anlamayız. Çünkü maksat işi halletmek değil, yalnızca tartışma çıkarmaktır. Dün zorlu koşulları hiç umursamadan "meleklerin cinsiyeti" bu topraklarda tartışılmıştı. Bugünün meleklerin cinsiyeti tartışmasının adı türbandır. Bu tartışma; en çok dünyalı olduğumuz dönemde, en çok dünyada olup bitenlerle ilgilenmemiz gereken bir zaman diliminin içinde, bir nevi içe kapanma, kendi geçmişimizle hesaplaşma tartışmasıdır. Zamanlaması ve ortaya konuş biçimi külliyen yanlıştır. Olsa olsa "Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete" algılamasını güçlendirmektedir. Onun için de fevkalade tehlikelidir [Devamı]
    'Bize bir şey olmaz abi' yaklaşımı yanlıştır
    Güven Sak, Dr. 01 Şubat 2008
    Küresel bankacılık krizi Batı'da manşetleri ele geçirdikçe, bizim buralarda yaygınlaşma eğilimi gösteren "Bize bir şey olmaz abi" yaklaşımı hayra alamet değildir. Böyle durumlarda "eşeği önce sağlam kazığa bağlayıp, sonra Allah'a emanet etmek" gerektiğini sık sık hatırlamakta fayda vardır. Bu bir nevi karanlıkta ıslık çalmak mıdır? Yoksa "işte 2001 krizinin yedinci yıldönümünde yine yandık bittik, mahvolduk" ekolüne bir tepki midir? Her neyse memlekete bir faydası yoktur. Gün serinkanlı olup, olası hasarı azaltmaya yönelik tedbirleri şimdiden alma günüdür. Türkiye'nin bu dönemi hasarsız atlatması mümkün değildir. Ortadaki başıboşluk havası ise alenen kötüdür. Bu satırların yazarı o yaklaşımla en çarpıcı biçimde bir berberde tanışmıştı. Muhabbet her nasılsa (berberlerde her konu [Devamı]