Arşiv

  • Nisan 2024 (7)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Evinde mutlu olan kadınların Türkiyesi büyüyemez
    Güven Sak, Dr. 17 Mayıs 2008
    Sayın Başbakan biliyor mu, bilmeyiz ama "evinde mutlu olup, çocuk yetiştirmeyi hayatının amacı sayan" kadınların Türkiyesi'nin hızlı büyüme şansı yoktur. Bu satırların yazarı bugüne kadar hep "Vallahi de billahi de Türkiye'nin belirgin bir anormalliği yoktur, bizdeki sorunlar esasen her yerde var" ekolüne bağlı kalmıştır. Ama asistanı Senem Dartar'ın zoruyla son günlerde, televizyonda izlemek zorunda kaldığı "evimde mutluyum ben" başlıklı reklam spotu kendisine "Yok artık" dedirtmiştir. Türkiye'de hakikaten bir gariplik vardır. Siz de izlediniz mi bu reklam spotunu? Neyin reklamı olduğu doğrusu ya, ilk bakışta belli olmuyor. Konu temizlik deterjanı, müzik seti, havlu, perde, halı, mutfak eşyası, yatak olabilir. Çünkü reklam filmi boyunca genç, güzel, ince bir hanım kızımız yata [Devamı]
    Hükümetten beklenen hiçbir şey yapmamasıdır
    Güven Sak, Dr. 16 Mayıs 2008
    Acemi yelkencinin el kitabı sert havada seyir için birkaç tavsiyede bulunur. Birincisi şudur: "Sert bir rüzgârla karşılaşıldığında, açık denizde kalmak, dar bir limana girmeye çalışmaktan daha iyidir." İkinci tavsiye ise rüzgârın hızı otüz üç knot'u aşıyorsa ve vaziyet hakikaten kötüyse devreye girmektedir. "Ekip tecrübesiz ise yelkenler indirilmeli ve motorla seyre geçilmelidir." Demek ki nedir? Hava giderek sertleşiyorsa acemi kaptanın öncelikle hayatının en karmaşık manevralarını, hayatında ilk kez yapmaya çalışmaktan kaçınması gerekir. Bunu yapmaktansa hiçbir şey yapmayıp açık denizde fırtınanın geçmesini beklemek daha iyidir. Yelkenler mutlaka indirilmeli. Tüm dikkat tekneyi devirmemeye verilmelidir. Tekne sağlamsa, azıcık sallanmaktan bir şey olmaz. Biz bu tavsiyelerin h [Devamı]
    Brezilya'nın yaptığı ama bizim yapamadığımız nedir
    Güven Sak, Dr. 13 Mayıs 2008
    Bundan çok değil altı-yedi yıl önce Brezilya krizdeydi. Hatırlayın biz de öyleydik. İktidar değişti. Lula üzerine düşenleri yaptı. Burada da öyle oldu. AKP iktidara geldi. Erdoğan üzerine düşenleri yaptı. Buraya kadar gelişmeler paraleldi. Ama bakın artık öyle değil. Geçen hafta uluslararası derecelendirme kuruluşu Standard&Poor's (S&P) Brezilya'nın notunu yatırım düzeyine yükseltti. Hatırlayın bizimkini ise indirmişti. İki gün önce Referans'ta haberdi. Ekim 2007'de İMKB endeksi ile ora borsası BOVESPA arasındaki fark yüzde 8 iken şimdi nasıl oldu da yüzde 65'e çıktı. Ne oldu? Tarih bize neden böyle bir şaka yaptı? Brezilya ile bizim paralel giden talihimiz neden son zamanlarda birbirinden ayrıldı? İşler kötü iken beraberdik, iyileşince neden ayrıldık? Gayet basit bir ne [Devamı]
    Cesur yeni dünyaya hoşgeldiniz
    Güven Sak, Dr. 10 Mayıs 2008
    Hindistan ciddi ciddi mal borsalarındaki vadeli işlemleri kısıtlamayı düşünüyormuş. Geçenlerde gazetelerdeydi. Vadeli işlem kontratları bugün değil, ileride teslim edilecek bir malın, bugünkü değil o günkü fiyatını belirlemeyi amaçlıyor. İleride yapılacak bir teslimatın, o günkü fiyatı bugünden belirleniyor. İşte Hintliler bazı gıda maddelerinde işlemleri kısıtlamayı başlamışlardı şimdi bunu genelleştirmeyi düşünüyorlarmış. Amaç gıda fiyatlarında geleceğe yönelik fiyat belirlemeyi hedefleyen, spekülatif işlemleri engellemek. Madrid'deki Afrika Kalkınma Bankası görüşmeleri çerçevesinde yapılan bu açıklamalar son derece ilginç bir eğilimi gözler önüne seriyor: Başı derde giren insan önce içinde bulunduğu durumu inkâr ediyor. Gıda fiyatlarındaki ve de hammadde fiyatlarındaki yapıs [Devamı]
    Yoksa kimse acil gündem ihtiyacını hakikaten görmüyor mu
    Güven Sak, Dr. 06 Mayıs 2008
    Arka arkaya durmadan bir şeyler açıklanıyor. Etrafta bir hareket bir hareket. Ama gelin görün ki, etraftaki bu kadar hareketin getirdiği bir bereket yok. "Sıfıra sıfır elde var sıfır" durumundayız. Etraftaki bu canlılık malumat hazinemizi genişletmiyor. Giderek daha fazla biliyoruz, ama ileride neler olabileceği hakkında kafalarımızda şekillenen bir açıklama, bir hikaye yok. Buna tek istisna Merkez Bankası'nın açıklaması olabilir. Ama bu sizce de garip bir durum değil mi? Acaba neden böyle? Ya, Merkez Bankası hariç, yöneticilerimiz daha neler olup bittiğinin tam farkında değiller, bizleri "dünün gündemi" ile oyalıyorlar. Ya da ortada bizim kavramakta güçlük çektiğimiz bir "benden sonra tufan" havası var. Hangisi doğru bilemeyiz ama müsaadenizle etrafta neler gördüğümüzü bir kıs [Devamı]
    Özelleştirmeler devam etmelidir ama Sabah/ATV olayı gibi değil
    Güven Sak, Dr. 29 Nisan 2008
    Türkiye, yine çok kısa vadeli bir ekonomi gündemine hapsolmuş bulunuyor. Bu dönemde özelleştirme sürecinin sürdürülmesi kaynak girişi açısından önemlidir. Bu bir. Ama özelleştirmelerin devam etmesi kadar nasıl devam ettiği de önemlidir. Bu da iki. Özelleştirme süreci, bir başka istikrar sütununun, mali disiplinin, yıkılmasına neden olmamalıdır. Kaşıkla verirken sapıyla göz çıkarmamakta fayda vardır. Hatırlayın, geçmişte 1990'lı yıllarda hep böyle olmuştur. Beceriksiz yönetimler, çok sayıda şaibeli işlemle oldukları yerde dönerek memlekete vakit ve de nakit kaybettirmişlerdir. Önce yenen hurmaların sonraki acısı hâlâ zihinlerde taze kalmış olmalıdır. Bugünlerde de Türkiye iktisadi olarak bakıldığında zaman kaybetmektedir. Yanlış yönetilmiş siyasi tartışmaların şehvetiyle siyase [Devamı]
    İstikrarın yolu AB sürecinin yeniden keşfinden geçer
    Güven Sak, Dr. 26 Nisan 2008
    İçinde bulunulan kayıkçı kavgası ortamı Türkiye'yi en azından yeniden Avrupa Birliği sürecine yönlendirmiştir. Bundan sonra Brüksel'den gelen mesajlar içinde iktisadi mesajların önemi giderek artacak. [Devamı]
    Türkiye bir dönüm noktasında mıdır
    Güven Sak, Dr. 22 Nisan 2008
    Geçenlerde memlekette dolaşan yabancılardan biri işte tam da bu soruyu sordu. Ne dersiniz? Memleketimiz bir dönüm noktasında (point of inflecton) mıdır? Soruyu soran orada da kalmadı. Bir ikinci soru daha sordu. "Dünyada otoriter eğilimlerin giderek güç kazandığı bir zamandayız. Türkiye'de olup bitenlere bu eğilim çerçevesinde bakılabilir mi?" dedi. Biz iki soruya da aynı nedenle "hayır" cevabını verdik. Merak edenleri aşağıya bekleriz efendim. Öncelikle şu dönüm noktası ya da kırılma noktası hadisesinden başlayalım müsaadenizle. Dönüm noktası eğrinin ikinci türevinin işaret değiştirdiği noktadır. Eğer düz bir yol üzerinde araba kullanıyorsanız, arabanın direksiyonunu "düz" tutarken birdenbire, anlık olarak, sağa veya sola çevirdiğiniz noktadır. Dönüm noktasından sonra artık o [Devamı]
    Tüketicilerin kafası her yerde bozuk
    Güven Sak, Dr. 18 Nisan 2008
    Bugünlerde en temel tartışma konusu bu galiba. Her yerde geçen yıldan beri dalga dalga yayılan uluslararası bankacılık krizinin neresinde olduğumuz konuşuluyor. Televizyonlarda, radyolarda, gazete köşelerinde, internet sohbetlerinde, her yerde ama her yerde. Gizli gizli herkes "tamam ama artık sonu geldi değil mi?" diye etrafa bakıyor. Herkesin içinde bir gizli umut var. "Başımız belaya girmez değil mi?" merakı bu esasen. Ne çok istiyoruz avutulmayı. Bir an önce teskin edilmeyi. Bugün müsaadenizle biz de bu muhabbete biraz takılalım. [Devamı]
    Krizin dünyamızı değiştirdiğini görmek erdemdir
    Güven Sak, Dr. 15 Nisan 2008
    Gündemimizin ne kadar çabuk değiştiğinin farkında mısınız? Dün derdimiz tempolu büyümenin kapasite sınırlarına çarpmadan devam ettirilmesiydi. Bugünkü derdimiz ise büyümedeki yavaşlama sürecine bir alt sınır getirilmesidir. Dün mesele 2. nesil reform gündeminin tanımlanıp, uygulamaya konulmasıydı. Bugünün meselesi ise kısa vadeli istikrar ortamının korunmasıdır. Türkiye çok kısa bir sürede orta vadeli bir gündemden çok kısa vadeli bir gündeme dönmek durumundadır. Bugün orta vadeli bir gündemin önceliklerini tartışmak ne olup bittiğinin farkında olmamak anlamına gelmektedir. Çifte kriz Türkiye'nin gündemini kalıcı bir biçimde değiştirmiş bulunmaktadır. Müsaadenizle bugün neyin değiştiğinin altını çizelim. Neyin değiştiğinin farkında olmak güne uygun hangi adımların atılması gere [Devamı]