Arşiv

  • Nisan 2024 (7)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Sayın Başbakan bu kez doğru yoldadır
    Güven Sak, Dr. 27 Haziran 2008
    Bugün müsaadenizle birkaç haberi birbirine bağlayalım ve aralarındaki bağa dikkati çekelim. Önce dışarıdan başlayalım müsaadenizle. Artan emtia fiyatları enflasyon konusunda haklı endişelere neden oluyor. Merkez bankalarının yalnız Türkiye'de değil, dünyanın her tarafında teyakkuz halinde olduğunu görmek mümkün. Merkez bankaları teyakkuz halinde ama emtia fiyatlarındaki artışın yapısal olduğuna ilişkin yaygın bir kanaatin oturmaya başlaması, enflasyon bekleyişlerini artırma eğiliminde. Bu durum politika tasarımcılarını ve uygulamacıları kaygılandırıyor. Ortada küresel bir merkez bankası olmadığı için, merkez bankalarının böylesine küresel bir etki ile kısa vadede savaşmalarını zorlaştırıyor. Enflasyon bekleyişleri negatif yönde katılaşıyor. Orta vadede ekonomide hızlı verimlili [Devamı]
    Merkez Bankası faiz düşürürse faiz oranları daha da artar
    Güven Sak, Dr. 24 Haziran 2008
    Zamanın ilginç bir noktasındayız. Dün yerküre çapında enflasyon azalıyordu. Hatırlayın o günlerde günlük gazetelerde manşetler "enflasyon artık tarihe karıştı" biçimindeydi. Bugün ise yerküre çapında enflasyonun artma eğilimine girdiği bir dönemin başındayız. Daha dün Hindistan'da enflasyonun yıl sonu itibariyle iki haneye yükseleceği konuşuluyordu. Aynı burası gibi. Brezilya'da da enflasyon yüzde 6,5 gibi bir düzeye çıkacak diye bir endişe var. Şimdi yüzde 4 gibi. Anladık enflasyon her yerde artıyor. Peki, ilginç olan nedir? İlginç olan şudur: Dün enflasyonun düşmesine destek olan küresel dinamik, bugün enflasyonun artması için bir temel oluşturuyor. Bu durumda, ulusal merkez bankalarının yapabileceği bir şey var mı, yok mu? Bize kalırsa, dünkü düşüşte yerel otoritelerin içeri [Devamı]
    Müjdeler olsun, hastamız doğruldu
    Güven Sak, Dr. 21 Haziran 2008
    Bu elbette, artık her şeyin yolunda olduğu anlamına gelmez. Hastanın başarılı bir ameliyat geçirmiş olması, vücut fonksiyonlarının tamamen normale dönmesinin garantisi değildir. Bu nedenle her başarılı ameliyattan sonra, doktorlar ve hasta yakınları yürekleri pırpır her bir testin geçmesini bekler. Hasta önce gözlerini açar. Sonra bilinci yerine gelmeye başlar. Sonra şöyle bir doğrulur. Ayağa kalkar. Yürür. Bağırsakların çalışmaya başladığına dair semptomlar art arda gelir. Hastamız ancak ondan sonra ameliyat sonrası iyileşme sürecine girer. Artık her şey normaldir. Bu hafta Goldman Sachs'ın Cheyne Finance "paravan şirket" Structured Investment Vehicle'inin yeniden yapılandırılması ile ilgili planı ortalığı azıcık heyecana boğdu. Deloitte'un danışmanlığında uluslararası banka [Devamı]
    Sol dalga ille de sol parti mi gerektirir?
    Güven Sak, Dr. 20 Haziran 2008
    Memleket uzatılmış bir bayram tatilinde. 2007 yılından beri sık aralıklarla kutlamakta ısrarlı olduğumuz "akıl dışının bayram haftası" bu kez iyice uzadı. Bu kez bir cumhurbaşkanlığı seçimi ile başlayan ve anlamsız bir anayasa değişikliği ile tepe noktasına ulaşan bayram kutlaması halen kapatma davasıyla devam ediyor. Bu arada uluslararası finansal krizin ya da artan petrol ve gıda maddesi fiyatlarının memleket açısından ne anlama geldiğine bakamıyoruz. İklim değişikliğinin hangi ülkeleri nasıl sular altında bırakacağını, bunun daha bugünden izlenebilen ve bugünümüzü etkileyebilme kapasitesine sahip sonuçlarının neler olduğunu filan da inceleyemiyoruz. Malum gündem dolu. Etrafta bir karşılıklı konuşmadır gidiyor. Siyasi liderler habire konuşuyor. Sonuçta bir de bakıyorsunuz ki, i [Devamı]
    Yapılmayacakları yapmaktan bir hayır çıkmaz
    Güven Sak, Dr. 10 Haziran 2008
    Yine güzide memleketimizde tarihin hızlandığı bir dönemde yaşıyoruz. Arka arkaya bir sürü kritik karar/gelişme var. Üstelik bu kez dünyada daha önce bilmediğimiz işlerin olduğu bir dönemden de geçiyoruz. Bu, tarihin hızını bir kat daha artırıyor yalnızca. İşin vahameti ile birlikte ciddiyeti de artıyor. Bugün müsaadenizle olup bitenlere kuşbakışı bir bakalım. Sonra da neden bir an evvel tatile çıkmanın faydalı olacağını vurgulayalım. Tarihin hızlandığı dönemlerde hata yapma riski artar. 16 Mayıs tarihli yazımızda "Hava giderek sertleşiyorsa, acemi kaptanın öncelikle hayatının en karmaşık manevralarını, hayatında ilk kez yapmaya çalışmaktan kaçınması gerekir" demiştik. Bu çerçevede, "hükümetimizden beklediğimiz, ortadaki kriz durumu karşısında hiçbir şey yapmamasıdır" diye eklem [Devamı]
    Nedir bu otomatik pilot mu
    Güven Sak, Dr. 03 Haziran 2008
    Bugünlerde bir Türk Lirası neredeyse bir Amerikan Doları'na eşit olacak. Bir dolar oldu size 1.20 YTL. Yılın başında da bir dolara 1.20 YTL idi bu kur. Şimdi de orada. Halbuki yılın başından beri neler neler oldu? Uluslararası bankacılık krizinin olası etkilerinin üzerine Türkiye'de, tamamen bize özgü, nur topu gibi bir siyasi krizimiz oldu. Normal şartlar altında bu siyasi krizin ekonomi ile derin bir politika belirsizliğine yol açması beklenirdi. Ama kurdaki gelişmeler bir politika belirsizliğine işaret etmiyor. Nedir bu? Piyasa aktörleri, Türkiye'nin nasıl olsa otomatik pilota bağlı olarak başladığı dönüşüm macerasını devam ettireceğini mi düşünüyor yoksa? Türkiye, siyasetle ekonominin birbirinden tamamen ayrıştığı (Türkçeyi katletme pahasına, "decouple ettiği" diyeyim müsaa [Devamı]
    Bir yeni sol dalganın başında mıyız
    Güven Sak, Dr. 31 Mayıs 2008
    Yirminci yüzyılın ikinci yarısı bundan önceki dönemlere hiç benzemeyen bir sıçrama dönemi oldu. Kişi başına gelir açısından bakarsanız, ortalama gelir artışı hiç bu kadar hızlı olmamıştı. 1900'ların başında kişi başına gelir 1000 dolar civarındayken 1950'de bu tutar 2000 dolar civarına yükselmişti. 2000 yılı itibariyle aynı tutar yaklaşık 6000 dolar oldu. Yirminci yüzyılın başında 1 olan sonunda 6 oldu. Ve bu artış esasen yüzyılın ikinci yarısında gözlemlendi. Yüzyılın ilk yarısında birinci küreselleşme dalgası sonrası içe kapanma ve piyasalara küsme modaydı. Yüzyılın ikinci yarısı ise yeni bir küreselleşme dalgasını getirdi. Küreselleşme süreci, ortalama bir gelir artışı yanında, derin eşitsizlikleri de beraberinde getirdi. Ortalama gelir artışı, satın alma gücü paritesi dikka [Devamı]
    Arjun Murti artık petrol dünyasının kâhini
    Güven Sak, Dr. 24 Mayıs 2008
    Arjun Murti bugün 39 yaşında. Kendisi halen Goldman Sachs'ta, bir yatırım bankasında, petrol analisti olarak çalışıyor. 35 yaşında yaptığı bir analiz sayesinde bugünlerde "petrol dünyasının kâhini" olarak ünlendi. Nedeni ise basit: Petrol fiyatlarının talep yönlü bir şokla hızla yükselebileceğini, 2004 yılında yazdığı iki rapor ile "süper kıvılcım" teorisini ortaya atarak ilk o söylemiş. 2005 yılında ise fiyatın 105 dolar olabileceğini açıklamış. Bunu söylediğinde petrol fiyatları daha 55 dolar civarında dolaşıyormuş. Herkes "Yok artık" demiş. Şimdilerde "petrol fiyatları 200 dolar olabilir" deyince, herkes birdenbire kulak kesildi. Hayat işte böyle, bir nevi "madem düşeceğim zamanı bildin, şimdi de öleceğim vakti söyle" durumu kendiliğinden hasıl oluveriyor. Nasrettin Hoca yüz [Devamı]
    Sağcı Erdoğan ile solcu Lula arasındaki fark nedir
    Güven Sak, Dr. 23 Mayıs 2008
    Geçen hafta Brezilya ve Türkiye'nin son dönem performanslarını karşılaştıran bir değerlendirme yazmıştık. Soru şöyleydi: Brezilya ile Türkiye bundan 6-7 yıl önce zor durumdaydı. Bugün ise Brezilya, uluslararası finansal kriz koşullarında, Türkiye'den daha iyi performans gösteriyordu. Brezilya menkul kıymetler borsası indeksi BOVESPA ile İMKB indeksi genellikle birlikte hareket ederken şimdi neden bir farklılaşma ortaya çıkıyordu? Cevap pek kısaydı. Orası iyi, burası ise göreli olarak, daha kötü yönetiliyordu. [Devamı]
    Tuzla tersanelerindeki ölümler mi önemli, 3 çocuklu aileler mi
    Güven Sak, Dr. 20 Mayıs 2008
    Sizce hangi konu Türkiye ekonomisinin tempolu büyüme sürecine ilişkin temel bir probleme işaret ediyor? Tuzla tersanelerindeki işçi ölümleri mi yoksa Türkiye'de ailelerin boyutlarının küçük olması mı? Geçen pazar uzun uzun yazdık: İktisat literatürü, aile başına çocuk sayısının ortalama olarak üçe çıkarılmasının Türkiye'nin güncel ve gelecekteki iktisadi büyüme meseleleri ile bir alakası olmadığını gösteriyor. Ama buna karşın Tuzla tersanelerindeki işçilerin güvenliği meselesi Türkiye ekonomisinin tempolu büyüme sürecinde güncel bir probleme işaret ediyor gibi gözüküyor: Türkiye ekonomisinde AKP iktidarı döneminde gözlemlenen tempolu büyüme süreci bir kapasite kısıtına çarpmış gibi duruyor. Türkiye ekonomisinin büyüme performansı üzerine kafa yoranların giderek görünür hale gel [Devamı]