Arşiv

  • Nisan 2024 (14)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Çok konu varken bir şey yazmak istememek
    Fatih Özatay, Dr. 30 Ekim 2020
    İçimden bir şeyler yazmak pek gelmiyor. Yazacak bir dolu konu olmasına rağmen. Evet, konu çok ama nerdeyse hepsi de moral bozucu. Mesela şu: Doğal olarak bilgisayarımda eski yazıları sakladığım bir klasör var. Yeni bir yazı yazarken son yazdığım yazıyı çekiyorum klasörden, eski metni silip yeni bir dosya adı veriyorum. Sonra da yeni metni “kaleme almaya” başlıyorum. Böyle olunca, ister istemez eski yazının en azından ilk paragrafı gözüme çarpıyor. [Devamı]
    Yüksek açık pozisyon varsa...
    Fatih Özatay, Dr. 28 Ekim 2020
    Bu satırları yazarken bir dolar 8.06 liraya yükselmişti. Oysa birkaç hafta önce açıklanan 2021 - 2023 ekonomik programında 2022 ortalama kuru 7.88, 2023 ortalama kuru ise 8.02 olarak alınmıştı (Yeni Ekonomik Program, Ek Tablo 1’deki lira GSYH değerinin dolar GSYH değerine oranı). Kurun ne düzeyde olduğundan bağımsız olarak ortada önemli bir sorun olduğu açık. Üç yıllık bir ekonomik program açıklanıyor ve birkaç hafta sonra temel varsayımlarından biri çöküyor. Bu, olmaz. Olmamalı da. [Devamı]
    Tek rakip THY olunca...
    Fatih Özatay, Dr. 23 Ekim 2020
    Perşembe günü Merkez Bankası’nın (MB) Para Politikası Kurulu toplanacak ve kararlarını açıklayacak. Salı günü MB’nin ortalama fonlama faizi (“gerçek” politika faizi) yüzde 12.47’ye yükselmişti. Oysa tam üç ay önce 7.46’ydı. 5 puanlık bir artış; ikiye katlanmasına az kalmış. Neyse, mesele o değil. MB’nin sözde politika faizi ise yüzde 10.25; gerçeğinden 2.22 puan daha düşük. Yine, bir neyse. Mesele bu da değil. [Devamı]
    Bir başka kırılganlık göstergesi
    Fatih Özatay, Dr. 21 Ekim 2020
    Bugün sıra, banka dışındaki kaynaklardan dış borçlanma ile bankalardan dış borçlanmanın karşılaştırılmasında. Bankalardan borçlanma verisi yine Uluslararası Ödemeler Bankası’ndan (BIS) alınma. Banka dışı kaynaklardan borçlanmayı ise BIS’in bir raporunda önerilen yöntemle hesapladım; kesin değil, yaklaşık bir değer bulunabiliyor. [Devamı]
    Hem olumsuz görünen hem de olumsuz bir ayrışma
    Fatih Özatay, Dr. 16 Ekim 2020
    Son yazımın başlığı “Olumlu görünen ama olumsuz bir ayrışma” şeklindeydi. BIS verilerini kullanarak hem yükselen ekonomilerin hem de o grupta yer alan Türkiye’nin dış borçlanmalarını karşılaştırmıştım. 2018’e kadar eğilimler kabaca aynıyken, 2018 ortalarından itibaren iki farklı eğilim gözleniyordu. Yükselen piyasa ekonomilerinin borçları eskisine kıyasla daha yavaş bir tempoda artarken Türkiye’ninki azalmaya başlıyordu. Daha az borçlandığımız için olumlu olarak görülebilecek bu ayrışma aslında olumlu değildi. Zira ayrıştığımız dönem, işsizliğin arttığı, ekonominin çok yavaş bir tempoda büyüdüğü ve hatta bir ara küçüldüğü bir dönemdi. Aynı süreçte makine ve teçhizat yatırımları da azalmıştı. [Devamı]
    Olumlu görünen ama olumsuz bir ayrışma
    Fatih Özatay, Dr. 14 Ekim 2020
    Son günlerde, merkez bankalarının merkez bankası konumundaki Uluslararası Ödemeler Bankası’nın (BIS) finansal istikrara ilişkin raporları ve istatistikleri ile haşır neşir oldum. Küresel finansal krizden bu yana özellikle bir sorunu ön plana çıkarıyorlar ve o sorunu farklı cephelerden inceleyen raporlar yayımlıyorlar: Hızla artan küresel likidite, küresel borçlanma ve ülkelerde hızlı kredi genişlemesi. Özellikle yükselen piyasa ekonomilerinin nasıl bir bela ile karşı karşıya olduklarına dair önemli çalışmaları var. Bu çalışmalar BIS raporları ile sınırlı değil. Son zamanlarda akademik yazında hızlı kredi genişlemesinin finansal krizlere dönüşebileceğini gösteren çok sayıda makale çıktı. Bu çalışmalarda bu genişlemeye yol açan uluslararası nedenler de araştırılıyor. Aralıklarla da olsa bir [Devamı]
    “Gerekene” göre ne durumdayız?
    Fatih Özatay, Dr. 07 Ekim 2020
    Daha önce hem bu köşede defalarca yer alan hem de son iki ay içinde Karar ve Cumhuriyet gazetelerine verdiğim mülakatlarda belirttiğim “gerekli” ekonomik programa ne kadar uzakta olduğumuz ile ilgiliyim bugün. Daha fazla okumak istemeyenler için sonuç şu: “Bazı adımlar atılmakla beraber gerekenin oldukça uzağındayız”. Vaktiyle önerdiğim programı madde madde belirterek ve her madde için neler yapıldığını/yapılmadığını vurgulayarak devam ediyorum. [Devamı]
    Yeni Ekonomik Program
    Fatih Özatay, Dr. 02 Ekim 2020
    Bir ekonomik programın sağlaması gereken asgari koşullar var. Birincisi, elbette içsel tutarlılığı olması. Salı günü açıklanan program önemli bir içsel tutarlılık sorununa sahip. Birkaç örnek vereyim: [Devamı]
    Aktif rasyosu tümden kalkmalı
    Fatih Özatay, Dr. 30 Eylül 2020
    Yüksek hızda kredi artışı finans sisteminin sağlığı açısından iyi bir şey değil. Dünyada yaşanan finans krizlerinin yaklaşık yarıya yakınından önce hızlı kredi genişlemesi olduğuna dair ikna edici bulgular var. [Devamı]
    Vergi mükellefinin artan riski
    Fatih Özatay, Dr. 25 Eylül 2020
    Döne döne benzer konuları ele almak oldukça can sıkıcı. Aslında “ele almak” değil de “ele almak zorunda kalmak” demek daha doğru olacak. Sıkıcılığı hem kendim için hem de sizler için mümkün olduğunca azaltabilmek için farklı biçimlerde incelemeye çalışıyorum “ele almak zorunda kaldığım” konuları. [Devamı]