Arşiv

  • Mayıs 2024 (1)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    İhracattan ne bekleyebiliriz
    Hasan Ersel, Dr. 15 Eylül 2010
    Gündemimize girdiğinden bu yana, uluslararası kuruluşların her ülkeye ihracatını artırmalarını önermelerini anlamakta zorluk çektim. Herkes aynı anda aynı pazara ihracatını artırmaya kalkışınca ne olur? İhraç mallarının fiyatları düşer ve/veya bazı satıcılar piyasadan çıkmak zorunda kalırlar. Bu durumda, bir ülke tek başına düşünüldüğünde akla yakın gelen bu yaklaşım, tüm ülkeler bir arada düşünüldüğünde hiç de akılcı görünmüyor. [Devamı]
    Anlamsız velvele
    Fatih Özatay, Dr. 14 Eylül 2010
    Döviz kuru açısından belli bir düzey telaffuz edenler genellikle ihracatçılar. Salt ihracat açısından bakıldığında 'anlaşılır' bir durum bu. Sonuçta kârlılıklarını etkiliyor döviz kuru. Döviz kuru ne kadar düşükse kârları da o kadar düşük oluyor. Ama öte yandan döviz kuru, ürettikleri mallarda ithal girdi kullananlar için bir maliyet unsuru. Ne kadar yüksekse döviz kuru, onların maliyetleri de o kadar yüksek oluyor; kârlılıkları azalıyor. Keza o maliyet artışları fiyat artışlarına dönüşüyor, enflasyonu yükseltiyor. Özellikle ihracat yapan çevreler döviz kurunun belli bir düzeyde oluşmasını isterlerken kendileri için avantajlı, yani kârlı olacak bir düzey dile getiriyorlar. Merkez Bankası gibi Türkiye'nin önemli kurumlarından birinin saygınlığını zedelemeden bu taleplerini gündeme getirirle [Devamı]
    Referandumdan ekonomi için neler çıktı?
    Güven Sak, Dr. 14 Eylül 2010
    Şeker Bayramı'nı takiben bu pazar günü yapılan referandumdan güçlü bir evet çıktı. Bana kalırsa, seçmenler genel olarak içinde bulundukları vaziyetten memnun olduklarını ortaya koydular. Hükümet, referandum sürecinden güven tazelemiş olarak çıktı. Neden oldu, nasıl oldu? Ayrı bir mesele ama sonuçta böyle oldu. Peki, ekonomi açısından bakıldığında bu referandumda ortaya çıkan sonuçlar neler olabilir? Gelin bir bakalım. [Devamı]
    Basel III dünyasına hoş geldiniz
    Hasan Ersel, Dr. 13 Eylül 2010
    Bu hafta biz belki hâlâ halkoylamasını konuşacağız ama dünyada IMF'nin küresel ekonominin daha da yavaşlaması öngörüsü ışığında, Basel III'ün doğumu tartışılacak. Bu hafta küresel bankacılık sisteminin işleyişini önemli ölçüde etkileyeceği düşünülen yeni kurallara son biçiminin verilmesi bekleniyor. Bunlar arasında, üzerinde en çok durulan bankaların ne kadar sermaye tutmaları gerektiğine ilişkin olanlar. Gerçi, bankaların bu kurallara hemen uymaları istenmeyecek, onlara süre verilecek. Ama bunların yayımlanmasının ertesi gününden itibaren artık 'iyi banka' ölçütleri arasında bu yeni sermaye oranı yer alacak. Dolayısıyla yasal süre ne olursa olsun, bankalar, yeni kurallara göre sermaye açıkları varsa olabildiğince çabuk kapatmaya çalışacaklar. [Devamı]
    Ahkâm kesenler biliyor mu?
    Fatih Özatay, Dr. 12 Eylül 2010
    1995'te yayımlanan bir akademik çalışmadan alıntıyla başlayayım: "Dalgalı döviz kurları üzerinde, olağanüstü dönemler dışında, makroekonomik değişkenlerin kalıcı ve güçlü etkileri olduğuna dair çok az bulgu var. Bu tür negatif bulgular döviz kuru hakkında araştırma yapmak için mesleği önemli ölçüde karamsarlığa itti." Söz konusu makroekonomik değişkenler enflasyon, faiz haddi, cari işlemler dengesi, gelir düzeyi gibi değişkenler. Farklı bir ifadeyle, Türkiye'de döviz kuru üzerinde durmadan söz söyleyenlerin önemli bir kısmının, döviz kuru şu ya da bu düzeyde olması gerekir dediğinde dayandıkları değişkenler bunlar. Ne diyor bu araştırmacılar? Mesela, cari işlemler açığı ya da enflasyon ile döviz kuru arasında ilişki olduğuna dair bir bulgu yok diyorlar. Elbette iki araştırmacı söyledi di [Devamı]
    Çelişkinin böylesi
    Fatih Özatay, Dr. 09 Eylül 2010
    "Ben olsaydım bu gelişmeleri 'dert' ederdim" cümlesiyle bitmişti bu köşedeki son yazı. 'Benim' dert etmem çözüm açısından bir işe yaramıyordu elbette; sözüm ekonomi yönetimineydi. Salı günü açıklanan sanayi üretimi ile 'dert edilmesi' gereken gelişmelere bir yenisi daha eklendi. Temmuz ayına ait sanayi üretimi sevimsiz bir düzeyde gerçekleşti. Mevsim etkisinden arındırılmış değerlere göre bir ay öncesine kıyasla sadece yüzde 0.2 oranında artış var. Kaldı ki bir ay öncesi değer kendinden öncekinden yüzde 2.1 oranında daha düşük. Kriz öncesinde gerçekleşen en yüksek üretim değeri 2008'in mart ayındaydı. Şu andaki üretim düzeyi o zirve değerin yüzde 6.2 oranında altında. Aradan geçen süreye dikkat lütfen: Tam yirmi sekiz ay. Bunca zamandır hâlâ kriz öncesindeki üretim düzeyine döne [Devamı]
    Tercih, mutluluk ve uyum
    Hasan Ersel, Dr. 08 Eylül 2010
    İktisatta kişilerin "seçimlerinin" kendi "tercihlerine" dayandığı kabul edilir. Peki kişilerin tercihleri nasıl ortaya çıkar? İktisat bu konuyu, uzun süre, ilgi alanının dışında tutmuş ve tercihlerin veri olduğunu varsaymakla yetinmiştir. Oysa, kişilerin tercihlerinin kendiliğinden ortaya çıkmadığı, kişi ile çevresi arasındaki karmaşık ilişkiler bütünü içinde oluştuğu bilinmektedir. Başta psikologlar olmak üzere çeşitli disiplinlerde çalışan araştırmacılar bu olgunun analizi ve "karmaşık" diye nitelenen ilişkilerin sistematik bir biçimde sınıflandırılması ile ilgilenmişler, tercihlerin oluşum sürecini incelemişlerdir. [Devamı]
    Kriz, sandığı teğet geçmiyor
    Güven Sak, Dr. 07 Eylül 2010
    Sağda solda seçim faaliyetlerini takip ediyor musunuz? Bakın, Türkiye artık seçim mevsiminde. Siz, adının referandum olmasına, içinin bir sürü meseleyle süslenmesine filan bakmayın, sandık sandıktır. Bu ülkede 1950'den beri hepimizin en özgür ânı sandığın başıdır. Sandık önünüze geldiğinde, sonucu belirleyen hayattan memnuniyetinizdir. Memnunsanız evet dersiniz, memnun değilseniz hayır. Her şeyin iyi olacağına dair inancınız yüksekse evet dersiniz, değilse hayır. Ben bu çerçeveden bakıldığında, burada da dünyanın başka yerlerinde de krizin, sandığı teğet geçmeyeceğini düşünüyorum. Hatırlayın bundan önceki yerel seçim denemesinde de böyle olmuştu. "Nereden çıktı şimdi bu" demeyin, önce bir dinleyin. [Devamı]
    Ekonomi politikasında atalet
    Fatih Özatay, Dr. 06 Eylül 2010
    Piyasanın işleyişine zinhar karışmamak gerektiğini düşünüyor, ekonominin kendi dinamikleriyle dengeye geleceğine inanıyorsanız, büyümeye ilişkin son günlerde gelen olumsuz sinyalleri dert etmeniz gerekmiyor. Tersi doğru değil ama. Bu olumsuz sinyalleri dert etmiyorsanız, illaki ekonominin eninde sonunda potansiyel büyüme hızına ulaşacağını düşünüyorsunuz anlamına gelmez. Belki, daha 'ulvi' işlerle uğraşıyorsunuzdur. Referandum vardır, sonra da genel seçim. Hele onlar bir geçsindir, bakın ne güzel kararlar alıp ekonomiye yeni bir canlılık vereceksinizdir. [Devamı]
    Mali kuralın siyasal iktisadı
    Hasan Ersel, Dr. 06 Eylül 2010
    Türkiye'de maliye politikasının çağdaş demokratik ülkelerdekine yakınsaması dileğine hükümet de katılmış ve 'mali kural' bu nedenle gündeme gelmişti. Hükümet, küresel ekonomik kriz ortamında böyle bir uygulamanın ülkenin iktisat politikasına olan güveni sağlayabileceği/artırabileceği üzerinde ısrarla durmuştu. Hatta bu bağlamda bir adım daha atmış, mali programın IMF ile yapılması düşünülen bir anlaşmayı ikame edeceğini bile ileri sürmüştü. Bu da IMF ile bir anlaşma yapılmaması yolundaki hükümet tercihinin arkasındaki gerekçelerden birisi olmuştu. [Devamı]