Arşiv

  • Nisan 2024 (14)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Enflasyon hedeflemesi ve döviz kuru
    Hasan Ersel, Dr. 04 Ağustos 2010
    Enflasyon hedeflemesi yaklaşımını benimseyen bir ülkede, döviz kurundaki hareketler nasıl ele alınmalı? Bu soruyu sayın Fatih Özatay doğru bir biçimde gündeme taşıdı. "Doğru bir biçimde" dememin nedeni, bir başka tartışmanın daha var olması. O da döviz kurunun, belli bir faaliyeti (örneğin ihracat) yapanların gelirlerini artıracak biçimde ayarlanması önerisi. Bu öneri, toplumun bütünü üzerindeki etkilerle ilgilenmiyor. Oysa Özatay'ın sorduğu soru, toplumsal açıdan daha iyi sonuç elde edebilmek için para politikası bağlamında döviz kurunun nasıl ele alınmasının uygun olacağının araştırılmasına yönelik. Sayın Özatay'ın önerisi, enflasyon makul bir düzeye indirildikten sonra (Burada kastettiği anlık indirme değil, enflasyonun uygun olarak tanımlanan [diyelim ki yüzde 5] düzeyde istikrara kavu [Devamı]
    Orta gelir tuzağından sakının
    Güven Sak, Dr. 03 Ağustos 2010
    Arada hiç gökyüzüne bakıyor musunuz? Bakmıyorsanız mutlaka bakın. Özellikle Ankara ve İstanbul'da insanın gözüne, önce tarifeli sefer yapan kocaman uçaklar takılıyor. Arada özel bir uçak da geçiyor. Bir de geçen helikopterleri izliyorsunuz. Bundan otuz yıl önce ben küçükken, kafanızı gökyüzüne kaldırdığınızda ortada böyle bir manzara olmazdı. Olsa da geçenler askeri helikopter ya da savaş uçakları olurdu. Bu günlerde Türkiye'nin nasıl değiştiğini görmek için pencereden dışarı bakmak yeterlidir. Özellikle de benim kuşağım için bu böyledir. Ama bugüne kadar alınmış olan mesafenin ihtişamı, Türkiye'nin geldiği kritik eşiği gözden kaçırmamıza neden olmamalıdır. Türkiye, artık orta gelir tuzağının çok yakınındadır. Ülkeyi, orta gelir tuzağından korumak gerekir. Son günlerde ihracat p [Devamı]
    Enflasyon tahminlerinde önemli sapmalar var
    Fatih Özatay, Dr. 02 Ağustos 2010
    Enflasyon hedeflemesi rejimini açık biçimde uygulamaya başladığımız ocak 2006'dan bu yana deneyimimiz şu: Birincisi, gerçekleşmeler ile hedefler arasında önemli farklar var. İkincisi, yüzde 5 gibi biraz da 'zorlayarak' makul sayabileceğimiz bir enflasyon düzeyinin bile uzağındayız. Üçüncüsü, yılda dört kez yayınlanan enflasyon raporlarında ileriye doğru verilen enflasyon tahminlerinde önemli güncellemeler yapılıyor. Dördüncüsü, bu tahminler ile gerçekleşmeler arasında belirgin farklar var. Bugün bu 'tahmin-güncelleme-sapma' sorununu ele alacağım. [Devamı]
    Ayrımcılığa karşı atılacak en önemli adım bir an önce yasa çıkarmak
    Hasan Ersel, Dr. 02 Ağustos 2010
    Türkiye'de yapılan araştırmalar, toplumsal, kültürel, milliyet ve cinsiyet üzerinden ayrımcılığın devam ettiğini gösteriyor. Buna karşı bir yasa şart ama ayrımcılık, 'yasaklandığında' değil, toplum tarafından 'ayıplandığında' sona erer.   Kamuoyunda yer aldığı biçimiyle 'Kürt sorunu' başlığı altında toplanan 'sorunlar kümesi'nin neler olduğunun iyi anlaşılması ilk bakışta göründüğünden daha zor. Her şeyden önce bu sorunlar kümesi daraltılabilir nitelikte değil. Sorunlar farklı boyutlarda yer alıyor. Kendilerine özgü özelliklerinin iyi kavranması, bunu yaparken bütünle olan ilişkilerinin de gözden uzak tutulmaması gerekiyor. İkinci olarak, bunlardan bazıları çok daha genelde ortaya çıkan toplumsal sorunların belli bir biçimde somutlaşması. Bu tür sorunlar Kürt sorunu bağlamında algılanmalar [Devamı]
    Enflasyonla mücadelede ne oluyor?
    Fatih Özatay, Dr. 01 Ağustos 2010
    Enflasyon hedeflemesini 'açık' biçimiyle uygulamaya başladığımızdan beri ne yazık ki açıklanan hedeflere yaklaşmakta başarısız olduk. Bu yılı da hesaba katarsanız, tam beş yıl oldu açık enflasyon hedeflemesine geçeli. Bu dönemin ortalama enflasyon hedefi yüzde 5.4. Gerçekleşen enflasyonların ortalaması ise yüzde 8.4. Ortalamada hedefin üç puan yukarısında kalmış gerçekleşme. Sapmaya yüzde olarak bakınca durum daha bir çarpıcı oluyor: Ortalama yukarıya doğru sapma tam yüzde 71. [Devamı]
    Yuri Lujkov neden bu kez gidici gibi duruyor
    Güven Sak, Dr. 31 Temmuz 2010
    Yuri Lujkov Moskova'nın hem valisi hem de belediye başkanı. Tam on sekiz yıldır Moskova bölgesini canının istediği gibi yönetiyor. Şimdiye kadar üç cumhurbaşkanı, on tane başbakan, altı adet parlamento seçimi, Çeçen savaşı ve bir de kocaman finansal kriz görmüş. Ama bakın bu kez Medvedev onu atamaz diyor konuşanların çoğu. Alametleri tek tek sıralıyorlar, "Başkan bu kez neden gidicidir" diye. Ama belli mi olur? On sekiz yıl Moskova'yı idare etmek kolay mı? Bizim buralarda da kolayca bulabileceğiniz bir hikaye aslında Yuri Lujkov'un serüveni. Bu coğrafyada Türkiye'de bir gariplik olmadığına karine olarak dinlemekte fayda var. Hem de Sovyetler Birliği dağıldığından beri oralarda neler oluyor bir bakmak da faydalı. Bir süre önce "O, Stalin boyalı otobüsün Saint Petersburg sokaklar [Devamı]
    Ne ararsanız var son iki günün verilerinde
    Fatih Özatay, Dr. 29 Temmuz 2010
    Haftaya olumlu verilerle başladık. Merkez Bankası pazartesi günü temmuz ayına ait kapasite kullanım oranını ve reel kesim güven endeksini açıkladı. Güven endeksinde mayıs ve haziran aylarında görülen bozulma, temmuz ayında yerini iyileşmeye bırakmış. Kapasite kullanım oranında da hem bir yıl öncesine, hem de geçen aya kıyasla belirgin bir artış var. Bu gelişmeye karşın, hala kriz öncesindeki zirve kapasite kullanım oranına göre düşük bir düzeyde olduğunu not edeyim son açıklanan kullanım oranının. [Devamı]
    Türkiye'nin ihracatı neden hâlâ çukurdan çıkamadı
    Güven Sak, Dr. 29 Temmuz 2010
    Aşağıdaki grafiği gördünüz mü? Grafik, dünyadaki toplam ticaret ile Türkiye'nin toplam ihracatının seyrini bir güzel gösteriyor. Görünen şudur: Dünya, ihracat açısından bakıldığında, 2010 yılının ilk çeyreği sonunda içine düştüğü çukurdan çıkmış gibi görünmektedir. Ama bakın Türkiye çukurun içinde kalmıştır. Neden böyledir ve de ne yapmak gerekir? "Allah Allah, bu nedir" diye meraklananları aşağıya bekleriz efendim. [Devamı]
    Yatırımın krizden çıkıştaki rolü
    Hasan Ersel, Dr. 28 Temmuz 2010
    Ulusal geliri harcama bileşenleri itibariyle "Tüketim; yatırım devlet harcamaları ve net ihracatın toplamdır" diye ifade ediyoruz. Doğru tabii. Ancak insanın zihninde "Bunlar toplanabilir olduğuna göre benzer şeylerdir" biçiminde bir algılamanın doğmasına da yol açıyor. Böyle olunca da ulusal geliri artırmak için bu harcamalardan herhangi birisinin artmasının yeterli olacağını düşünmek kolay oluyor. "Yatırım yapılmıyorsa, ihracatımızı artırırız, o da olmazsa tüketimi pompalarız" pekâlâ bir çözüm olarak düşünülebiliyor. Oysa işin aslı böyle değil. Bu harcamaların her birisinin ekonomi, toplum yaşamı hatta bireyler üzerindeki etkileri farklı. Üstelik bu etkilerin zaman içinde dağılımı da öyle. Yatırımların etkileri yıllar hatta on yıllarla sürerken tüketiminki çok daha kısa. Öte y [Devamı]
    Siz bu aralar TÜİK'ten memnun musunuz?
    Güven Sak, Dr. 27 Temmuz 2010
    Türkiye üzerine analiz yapmak isteyen birinin Türkiye İstatistik Kurumu'nu (TÜİK) bilmemesi düşünülemez. Veri ihtiyacınız varsa veri deposu orasıdır. TÜİK'in eski adı Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) idi. Sonra bu, Avrupa Birliği (AB) sürecinde "Canım, öyle istatistik toplama işini devlet yapamaz, ortada göreli özerkliği olan bir kurum gerekir" dendiği için AB işinin daha sürünmediği günlerde DİE oldu TÜİK. DİE, TÜİK olunca iş hallolmuş sayıldı. Bu TÜİK, DİE olduğu zaman da böyleydi. Pek sevilmezdi. Ben bu aralar TÜİK'ten memnun değilim. Verilerle bu kadar da oynanmaz ki, her gün bir varsayım yerinden kayıyor, bir katsayı değişiveriyor. Tamam, her şeyin bir açıklaması var ama kafanız karışıyor, uzun vadeli analiz yapamıyorsunuz. Gelin bugün size işgücü istatistikleri konusuna ba [Devamı]