Arşiv

  • Nisan 2024 (14)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Dubai'de klimasız otobüs nasıl gider
    Güven Sak, Dr. 17 Temmuz 2010
    Serbest çağrışımlı hiçbir şey üzerine bir başka yazıya hazır mısınız? Buyurun bugün açılış konumuz Dubai'dir. Yazının nereye bağlanacağı ise başından kesinlikle belli değildir. Türkiye'nin manalı gündeminden sıkılanları bekleriz efendim. Geçenlerde Dubai'den kafamda, bir klimasız otobüs imgesi kaldı. Dubai'yi Dubai yapan göçmen işçilerin çalışma koşulları üzerineydi muhabbet galiba. Sonra biri ansızın "Sabahları işe klimasız bir otobüsle gidiyorlar" dedi. Bakın bu son geziden benim aklımda bu kaldı. Dubai'de klimasız otobüsle seyahatin nasıl bir şey olduğunu düşünebiliyor musunuz? Hava sıcaklığının 40 santigratın üzerinde olduğu bir coğrafyada, değil klimasız otobüsle seyahat, bir yerden bir yere yürümeye kalkmak bile işkence gibi. Yazları sıcaklık bu 40 derecenin etrafında oynuy [Devamı]
    Nihayet net dış kaynak girişi oldu
    Fatih Özatay, Dr. 15 Temmuz 2010
    Bugün yine yeni açıklanan verilere bakma günü. Birkaç gün önce mayıs ayı ödemeler dengesi verileri yayınlandı. Küresel kriz bizi en çok iki kanaldan etkilemişti. Birincisi, şirketlerimiz ve bankalarımız kriz öncesinde alıştıkları gibi yurtdışına ödedikleri borçlarının üzerinde yeni borç bulamamaya başlamışlardı. Bunun doğal sonucu olarak yurtdışına net kaynak transferi gerçekleşiyordu. İkincisi, ihracatımız küresel küçülmeden çok kötü biçimde etkilenmişti. Bir süredir ihracattan olumlu haberler geliyordu. Oysa şu anda ihracat açısından ileriye yönelik görünümün biraz karışık olduğunu belirtmek gerekiyor. Bunun temel nedeni, elbette ihracatımızın yarıya yakın bir kısmını yaptığımız Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin durumu. Bu ülkelerin büyüme hızının oldukça düşük olması bekleniyor. [Devamı]
    Küresel sistemik risk yükselirken
    Hasan Ersel, Dr. 14 Temmuz 2010
    Yaşamakta olduğumuz küresel kriz epeyce öğretici oldu. Bu konuyu ciddi bir biçimde ele alanların söyledikleri, daha da öğrenecek çok şey olduğu. 7-10 Temmuz 2010 tarihleri arasında, dünyada 'iktisadi modelleme' konusunda çalışan iktisatçıları bir araya getiren EcoMod 2010 toplantısı yapıldı. Dünyanın dört bir köşesinden 250 dolayında iktisatçının katıldığı bu konferansın ilk panelinin konusu 'Mali Kriz ve Küresel Mali Düzenleme' idi. Konuşmacılar sırasıyla Deepak Nayyar (Jawaharlal Nehru Üniversitesi, Yeni Delhi, Hindistan), Yılmaz Akyüz (South Centre, Cenevre, İsviçre) ve Mehmet Yörükoğlu (TCMB, Ankara, Türkiye) idi. Konuşmacılar bu sorunların nasıl düşünülmesi gerektiği konusundaki düşüncelerini paylaştılar. Son derece öğretici bir tartışma oldu. Sanırım katılanlar, benim gib [Devamı]
    Politika belirsizliği toparlanma süreci için kötüdür
    Güven Sak, Dr. 13 Temmuz 2010
    Politika belirsizliği (policy uncertainty) olması için ille de siyasi belirsizlik (political uncertainty) olması gerekmez. Siyasi belirsizlik kimin hükümet edeceğinin tam olarak belli olmaması demektir. Politika belirsizliği ise kimin hükümet edeceği belli olsa bile, hükümetin nasıl bir politika izleyeceğinin bir türlü belli olmaması demektir. Ya da hükümet politikasının sürekli bir öngörülemez değişim içinde olmasıdır. (Bu bir yerden tanıdık geliyor mu?) Ben içinde bulunduğumuz ortamda, etraftaki yoğun politika belirsizliği atmosferinin iktisadi toparlanma sürecini giderek zorlaştırmakta olduğunu düşünmeye başladım. Geçenlerde General Electric firmasının yöneticisi Jeffrey Immelt'in Amerikan hükümetinden şikâyetlerini de dinleyince, bari neler düşündüğümü bir kenara not edeyim [Devamı]
    İpe un sermek
    Fatih Özatay, Dr. 12 Temmuz 2010
    Enflasyon biraz daha düştükten sonra döviz kurunun reel değerini de dikkate alan bir enflasyon hedeflemesi. Koşullar elverdiğince ve karşılığında piyasaya çıkan paranın enflasyon açısından sorun çıkarmamasına dikkat eden bir düzenli döviz alım programı. Kısa vadeli sermaye girişlerine karşı neler yapılabileceğinin ve bu konuda uluslararası işbirliği olanaklarının araştırılması. Tüm bunların yapılabilmesi için arka planda mali disiplinin sürekliliğini güvence altına alacak bir uygulama çerçevesi. Dış piyasalarda bize rekabet gücü kazandıracak asıl unsurun şirketlerimizin verimlilik düzeylerinin artırılması olduğunu dikkate alan bir yapısal reform atağı. Bunlar bu köşede, ihracatımızın karşılaştığı ve ileride daha da artacağı anlaşılan sorunlara karşı önerilen bütüncül yaklaşımın a [Devamı]
    'Yükselen ekonomiler' gelişmiş ülkelerin mali aracısı mı?
    Hasan Ersel, Dr. 12 Temmuz 2010
    Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) 2010 yılında yükselen ekonomilerin tümü için büyüme hızının yüzde 6,3 olacağını öngörüyor. Bu, 2009'daki yüzde 1,4 büyümeden sonra önemli bir hızlanma. Büyümenin önemli kaynağı da iç talep artışı olarak ortaya çıkıyor. Bu ülkelerin ödemeler dengelerinin cari işlemler hesabı 2010 yılında da fazla verecek. Bu miktar 373 milyar dolar olarak tahmin ediliyor. Bu, 2009'dan yüksek ama 2008 düzeyinin ancak yüzde 60'ı kadar. Özetle, yükselen ekonomiler hızlı büyüyen ve cari işlemler fazlası veren ekonomiler görünümü veriyor. Tabii bu grup içinde tanımlanan her ekonomi için geçerli değil. Örneğin Türkiye bu tanıma uymuyor. Bu ülkelere 2010 yılında 709 milyar dolar tutarında özel kaynak girmesi bekleniyor. Buna 55 milyar dolar tutarında resmi kanallardan [Devamı]
    Geçmişi öngörmek
    Fatih Özatay, Dr. 11 Temmuz 2010
    İlk çeyrekte bir önceki çeyreğe göre ekonomimiz büyümemişti. Geçen perşembe hem ikinci çeyrek, hem de yılın geriye kalanına ilişkin ekonomik büyüme açısından bir değerlendirme yapmıştım. Veriler ikinci çeyrekteki ekonomimizin ilk çeyreğe göre büyüyeceğini ima ediyordu. Reel kredi genişlemesine, ihracat artışına ve kapasite kullanım oranına ilişkin verilerdeki olumlu gelişme vardı bu 'öngörünün' arkasında. Öngörü tırnak içinde; zira ikinci çeyreği geride bıraktık. İkinci çeyreğe, yani geçmişe ilişkin 'öngörüde' bulunmak biraz garip oluyor. Ne yaparsınız ki verilerin geriden gelmesi, bir de normal bir dönemin içinde olmamızın beraberinde getirdiği krizin etkisini acaba tam ne zaman atlatacağız merakı, böyle 'komik' bir durumu ortaya çıkabiliyor. Gerçi o yazının asıl amac [Devamı]
    Haiti'ye yardımda birinciliği Hugo Chavez aldı
    Güven Sak, Dr. 10 Temmuz 2010
    Haiti, bu yılın Ocak ayındaki depremle birlikte dünya gündemine yerleşti. Haiti'ye yardımda birinciliği ise Venezuela aldı. Venezuela Cumhurbaşkanı'na her şeyi diyebilirsiniz ama herhalde sözünün eri olmadığını iddia edemezsiniz artık. Chavez depremin hemen ertesinde düzenlenen uluslararası toplantıda en büyük miktarda hibeyi vermeyi vaat etmişti. Bu aralar ise, sözünü en çok Chavez'in tuttuğu açıklandı. Chavez neden birinciliği kimseye bırakmadı? Nedir bu Haiti merakı? Haiti'nin dünyada bir ilki gerçekleştirdiğini biliyor muydunuz? Bugünün konusu Haiti'dir, efendim. Merak edenleri aşağıya bekleriz. Haiti, Karayipler'de Hispaniola adasını Dominik Cumhuriyeti ile paylaşan bir ülke. Karayipler ise ıssız ada karikatürlerine mekan sağlayan, tek ağaçlı adalarla dolu bir deniz. Kuzey [Devamı]
    Biraz cesaret
    Fatih Özatay, Dr. 08 Temmuz 2010
    Dünya ekonomisinin yeniden toparlanmaya başlayarak ülkelerin büyüme hızlarının makul sayılabilecek düzeylere gelmesi konusunda, 2009'un sonlarına doğru esmeye başlayan olumlu rüzgârların bir süredir hissedilmediğinin sanıyorum çoğu kişi farkında. Önemli iktisatçılardan artan sayıda uyarı yazıları çıkmaya başladı. ABD'de bir türlü düşmeyen işsizliğe karşı yeni bir mali uyarıcı önlemler paketi öneriliyor. Avrupa Birliği'ndeki kemer sıkma önlemlerinin, özellikle Almanya'da alınan kararların ve Avrupa Merkez Bankası Başkanı'nın söylemlerinin erken olduğu hakkında inandırıcı görüşler var. Türkiye ekonomisinin büyüme temposunun hız kesmekte olduğu açıklanan verilere 'taraftar' gözlüğüyle bakmayanların üzerinde anlaştıkları bir olgu. Muhtemelen ikinci çeyrek verisi tempoda bir miktar hı [Devamı]
    Türkiye'nin ruh ikizi Meksika'dır
    Güven Sak, Dr. 08 Temmuz 2010
    Hiç son günlerde Meksika ekonomisine doğru bir baktınız mı? Geçenlerde ABD'nin başkenti Washington, D.C'de düzenlenen bir toplantıda adı sıkça geçince ben merak edip şöyle bir bakmaya başladım. Bundan sonrası için, "G20'de ne yapalım?" diye merak edenlerin Meksika ile istişare mekanizmalarını geliştirmelerinde fayda vardır. Brezilya ve Kore, bizden bir sınıf ileridedir. Türkiye ile öyle doğrudan karşılaştırılamaz. Türkiye'nin ruh ikizi galiba Meksika'dır. Gelin bakın, neden öyledir. Merak edenleri, aşağıya bekleriz, efendim. Türkiye, 1996'da Avrupa Birliği (AB) ile uzun müzakerelerden sonra Gümrük Birliği Anlaşması'nı imzaladı. Meksika ise, yine uzun müzakereler neticesinde, 1994'te Kuzey Amerika Serbest Ticaret Bölgesi (NAFTA) Anlaşması'nı imzalamıştı. Türkiye, Gümrük Birliği A [Devamı]