Arşiv

  • Mayıs 2024 (2)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Keşmir'de Olanlara Bakıyor Musunuz?
    Güven Sak, Dr. 25 Eylül 2010
    Keşmir deyince aklınıza ne geliyor? Vallahi benim aklıma hemen "İkinci Bush" geliyor. İkinci Bush'un daha ilk seçiminin hemen ertesinde, Amerikan The New York Times gazetesinde çıkan bir karikatür geliyor daha doğrusu. Devir, Bush'un dış politikadan hiç anlamadığı biçimindeki tartışmaların yoğun olduğu devir. Ama buyurun, arkadaş Amerika'ya başkan seçilmiş. Karikatürde Bush ile akıl babası Cheney yan yana duruyorlar. İkinci Bush, "Hindistan ve Pakistan bir (kaşmir) süveter nedeniyle mi kavgalılar?" diye soruyor. Sakin durmaya çalışan Cheney ise, "Keşmir bir bölgedir, efendim." Bu arada hemen girişte bir parantez de açayım: Cheney'in kalbinin artık durduğunu biliyor musunuz? Kalbi artık atmıyor, yerleştirilen bir araç sayesinde kan dolaşımı sağlanıyor. Vampir filmi gibi yani. Acaba aynaya s [Devamı]
    Sarkozy ve Erdoğan arasındaki benzerlik nedir?
    Güven Sak, Dr. 23 Eylül 2010
    Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy, geçen Perşembe yapılan Avrupa Birliği zirve toplantısını bir nevi sabote etti. Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Barroso ile yok yere bir tartışma çıkardı. Tartışmanın konusu, Sarkozy'nin bu yıl Avrupa Birliği üyesi Romanya ve Bulgaristan vatandaşı olan yaklaşık 700 Roman'ı sınır dışı etme kararıydı. Şimdilerde herkes Sarkozy'yi eleştiriyor. Sarkozy ise, 2012 yılı milletvekili genel seçim kampanyasını erkenden başlatmış gibi duruyor. Bu açıdan, Başkan Sarkozy, Başbakan Erdoğan'a çok benziyor. İkisi de uzun vadeli siyaset planlamasından anlıyorlar. Gelin bakın nasıl birbirlerine benziyorlar? [Devamı]
    Kurun artması için faiz ne kadar düşmeli?
    Fatih Özatay, Dr. 23 Eylül 2010
    Son yazım "Döviz piyasasındaki bu 'korkunç' alım-satım trafiğinin arkasında, ithalat ve ihracattan kaynaklanan döviz alım ve satım ihtiyacı yoksa, ne var?" sorusuyla bitmişti. Uluslararası sermaye hareketleri miktar olarak çok önemli düzeylerde olduğuna göre, yanıt için en büyük aday şu: [Devamı]
    Türkiye dünya gelişmişlik liginde 2. kümeye nasıl çıkabilir
    Hasan Ersel, Dr. 22 Eylül 2010
    Ülkelerin çeşitli gelişmişlik göstergelerine göre yapılan sınıflandırmalarda (Dünya Bankası, FTSE, Dünya Ekonomik Forumu) Türkiye üçüncü kümede yer alıyor. Birinci kümede gelişmiş ülkeler, ikinci kümede bu ülkelere yaklaşmaya başlayan ülkeler; Tayvan, Macaristan, Polonya var. Üçüncü küme orta gelirli diğer ülkelerden oluşuyor: Mısır, Tunus, Çin ve Türkiye görebildiğim sınıflandırmaların hemen hepsinde bu kümede. [Devamı]
    Söz konusu olan trafikse, politika belirsizliği ölüm bile getirir
    Güven Sak, Dr. 21 Eylül 2010
    Referandum sonrasında politik belirsizlik azalırken, arka arkaya yapılacak seçimler nedeniyle politika belirsizliği arttı. Bu aralar daha işin başındayken herkesin bu "politika belirsizliği ihtimali nasıl azaltılabilir?" diye düşünmesinde fayda var. Bu konuyu geçen hafta iki kere yazdım. Gelin bugün de devam edeyim. Politika belirsizliği zinhar yalnızca makro iktisadi kararlarla alakalı değildir. Mesela trafikle de ilgilidir. Belki gözünüzden kaçmıştır: Temmuz ayı içinde, referanduma giderken, minibüslerde ayakta yolcu taşıma cezası düşürüldü. Sonra sonuçlarını görmeye başladık. Şimdi hemen "bunun konuyla ne alakası var" demeyin. Var. Gelin önce bir dinleyin bakalım. [Devamı]
    İktisat politikası söylemi ve eyleminde istihdam
    Hasan Ersel, Dr. 20 Eylül 2010
    İçinde olduğumuz (benden daha iyimser olanlara göre artık kurtulduğumuz) krizin bazı yararları da oldu. Örneğin istihdamdaki değişmenin ekonominin içinde bulunduğu durumu değerlendirmede çok önemli bir gösterge olduğu anlaşıldı. Belki de "daha iyi anlaşıldı" desem daha doğru olur. Yoksa, hocamız Prof. Sadun Aren 1960 yılında ilk baskısı yapılan 'Para, İstihdam ve İktisadi Politika' adlı kitabında makro iktisattaki çoğaltanın istihdam cinsinden reel karşılığını anlatmıştı. (13. baskı, Ankara: İmge Kitabevi, s. 98-102). 50 yıldır hocamızın çok güzel anlattığını anlayamadık demek biraz ağır kaçacak. Hükümetin de öğrenenler arasında olduğunu sanıyorum. Bu nedenle önümüzdeki dönemde uygulamada hükümetin gözü istihdam artışında olacak. Bu ortamda hükümetin piyasa ekonomisine ve kamu aç [Devamı]
    Döviz ticaretinin arkasında ne var?
    Fatih Özatay, Dr. 20 Eylül 2010
    Döviz kuruna ilişkin bir diziye başlamıştım; araya büyüme rakamları ve son faiz kararı girdi. Gündemde ihracatçılarla TCMB'nin buluşması ve döviz rezervlerinin 100 milyar dolara çıkarılması önerisi var. Bunlar diziyle yakından ilişkili; en iyisi kaldığım yerden devam etmek. Dizinin ilk iki yazısını kısaca özetleyeyim.İktisat teorisinin zayıf taraflarından birisi döviz kurunun nasıl belirlendiğinin açıklanması. Bu dikkate alındığında, kur şu ya da bu düzeyde olsun demenin bilimsel hiçbir anlamı yok. Bu birincisi. İkincisi, kurun düzeyine ilişkin söylenenler, 'çuvallayan' kur teorilerinin en zayıflarından birine dayanıyor. Buna göre, döviz kuru yurtiçi enflasyon ile yurtdışı enflasyon arasındaki fark kadar artmalı.Üçüncüsü, bu basit teori -ki satın alma gücü paritesi teorisi olarak [Devamı]
    Yorumlananı önce okumak gerekmez mi?
    Fatih Özatay, Dr. 19 Eylül 2010
    Son faiz kararı genellik-le yanlış yorumlandı. TCMB'nin faiz indirdiği söylendi ve TCMB'nin saygınlığını zedeleyecek yorumlar yapıldı. Oysa TCMB politika faizini değiştirmedi. Yanlış ve haksız yorumlar, TCMB'nin bankalardan borç alma faizini indirmesinden kaynaklandı.Bankaların çeşitli nedenlerle ellerinde tuttukları çok kısa vadeli para miktarının tek bir havuzda toplandığını düşünelim. Buna 'günlük su kullanım havuzu' diyelim. Bir süre öncesine kadar bu havuz taşıyordu. Taşkın etrafa (enflasyona) zarar vermesin diye TCMB havuzdan su çekiyordu. Çektiği suya da bir bedel ödüyordu. Su çekme bedelinin teknik adı 'borç alma faizi'.Oysa artık günlük su kullanım havuzunda su yok. Günlük kullanım için havuza su koyabilecek tek kurum var: TCMB. Şimdilerde TCMB o havuza su aktarıyor. Akt [Devamı]
    Amerika'da çay partisi günlerini izliyor musunuz?
    Güven Sak, Dr. 18 Eylül 2010
    Amerika'da 'Çay Partisi' zamanındayız. Önce işe ev toplantıları ile başlamışlardı. Ekonomik krizin tam başlarındaydı. Şikâyetçiydiler. Korkuyorlardı. Şimdi Cumhuriyetçi Parti'nin koca koca adaylarını arka arkaya deviriyorlar. Çay Partisi hareketi Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) gidişata el atmış gibi duruyor. Millet bir nevi kendi geleceğini kendisi belirlemeye karar verme kararında sanki. Vallahi tavırları aynen böyle. Medyada görünüşleri de öyle. Zaten internet sitelerinin adı da 'Çay Partisi Yurtseverleri' (Tea Party Patriots). Bir nevi Kuvayı Milliye yani. ABD'de neler olduğunu merak ediyorsanız, serbest çağrışımlı bir okuma için, aşağıya bekleriz. Çay Partisi hareketi adını 1773 yılındaki Boston Çay Partisi'nden alıyor. Kurtuluş Savaşı yılları yani. O yıl, orada, milli [Devamı]
    Artan politika belirsizliği büyümeye de yaramaz
    Güven Sak, Dr. 16 Eylül 2010
    Geçen Pazartesi başladığımı devam ettireyim: Referandum sonrası Türkiye'sinde politik belirsizlik ihtimali azalırken, politika belirsizliği ihtimali artmıştır. Bu bir nevi "Hoppala paşam, Malkara Keşan" durumudur. Evvelki gün açıklanan büyüme verilerine de bu çerçeveden bakmakta fayda vardır. Gelin bugün ikisini birleştirelim. [Devamı]