Çevremizdeki gelişmeler iktisat politikası için alarm
09 Ocak 2009
Türkiye'nin küresel krizden etkileneceğini, bunun da birden fazla dalga biçiminde olacağını düşünüyordum. Bu dalgalardan ilki merkezdeki (ABD ve AB) iktisadi daralmanın dünyaya dış ticaret, finansman ve bekleyişler biçiminde yansımasıydı. Bu etki galiba 2008'in ekim ayından bu yana görülüyor. İkinci dalga çevre ülkelerin merkezdeki bu daralmaya tepkilerinin bize yansımasından kaynaklanıyor. Bu, büyük ölçüde dış ticaretin daralması, petrol fiyatlarının düşmesi gibi nedenlerle Ortadoğu ülkeleri, Çin ve Rusya gibi ülkelerin ekonomilerinde sorunlar çıkması ve bu ülkelerle bizim aramızdaki iktisadi ilişkilerin de etkilenmesi ile açıklanabilir. Üçüncü dalga ise hem merkez ve hem de çevre ülkelerinde alınan/alınmakta olan önlemlerin küresel ekonominin işleyişine ve dolayısıyla Türkiye'
[Devamı]
IMF’nin ‘ne yapmalı’sı
08 Ocak 2009
Hay Allah, ne olacak şimdi? Daha son yazının 'mürekkebi kurumadı'; 'Ben demiştim'in çeşitli ifade biçimleriyle aklın sıra eğlenmeye kalkarsan böyle olur işte. Ama ne yapayım ki "ben demiştim". Vallahi de demiştim. Üstelik sadece 'ben' dememiştim, 'biz' de demiştik. 'Başkaları' da...
[Devamı]
Merkez Bankası gerçeklikle bağlantısını bir an önce kurmalıdır
08 Ocak 2009
Dünya değişti. Dünya o kadar değişti ki, Uluslararası Para Fonu (IMF) iktisadi danışmanı Olivier Blanchard ve hepimizin yakından tanıdığı, Mali İşler Bölümü Direktörü Carlo Cottarelli geçenlerde yaptıkları ortak açıklamada "nasıl bir genişletici maliye politikası gerekir?", tam da onu anlatıyorlardı. İsteyenler, açıklamanın İngilizcesi için, IMF'nin web sitesine, Türkçesi için ise TEPAV'ın web sitesine bakabilirler. Dünya değişince, IMF dahil, herkes, yeni ortama ayak uydurmaya çalışıyor. Ama bir tek bizim merkez bankamız kendisini hâlâ dünün dünyasında zannediyor. Halbuki merkez bankasının gerçeklikle yeniden bağlantı kurması önem taşıyor. Merak edenleri aşağıya bekleriz efendim. Merkez Bankası'nın bugüne kadar kendisine kredibilite kazandıran en önemli özelliği neydi? Ekono
[Devamı]
Dünün güzel göstergeleri artık müjdeli haber vermiyor
06 Ocak 2009
2009, alışmadığımız türden bir yıl olacak. Bundan önce hangi adımın doğru, hangi adımın yanlış olduğunu tespit etmek daha kolaydı. Ekonomi alıştığımız bir çerçevenin içinde faaliyet gösteriyordu. Bu yıl öyle değil. Göstergelerde eskiden gerçekleşseydi olumlu bulacağımız değişimler, bu yıl olumlu bir gidişata işaret etmiyor. Hal böyle olunca, kafa karışıklıkları kaçınılmaz. Bildiklerimizi yeniden gözden geçirmenin gerekli olduğu bir dönemden geçiyoruz. Neden böyle oluyor? Ekonomi bir halden başka bir hale doğru gidiyor. Bu arada, ekonominin temel meselesi değişiyor. O vakit dünün kavramlar kutusu ve de göstergeleri bugün için bir anlam ifade etmiyor. Bakın günün bağlayıcı kısıtı, nereden nereye doğru değişiyor ve bu ekonomimiz için ne anlam ifade ediyor? Eskiden olsaydı, enflas
[Devamı]
Köpüren köpükler
05 Ocak 2009
ABD'de konut piyasasında oluşan köpük patladı ya, artık sağımız solumuz 'köpükçüler' oldu. Amanın da Türkiye'de nasıl da köpük oluşmuşmuş da, işte "bakın görün nasıl patlarmış" da, hah işte öyle İsa'nın doğumundan bu yana 'yanlış para politikası uygulanırsa' olacağı buydu da, falan.
[Devamı]
Düşen ihracata çare, Yakındoğu ve Ortadoğu mu
05 Ocak 2009
Acaba AB ülkelerine olan ihracatımızdaki azalmayı, Yakındoğu ve Ortadoğu ülkelerine ihracatımızı artırarak kısmen de olsa telafi edebilir miyiz? Her şeyden önce ihracat yaptığımız ülkelerin taleplerini ortaya koymamız gerekiyor. 2008 yılı kasım ayı dış ticaret rakamları açıklandı. İhracatımız bir sene öncenin aynı ayına oranla yüzde 17,5 düşmüş. Can sıkıcı bir sonuç ama pek beklenmedik bir durum da değil. Ekim ayında da ihracat düşmüştü. Ancak düşüş oranı sadece yüzde -3,1 idi. Bu iki gözleme bakarak ihracatımızda düşüş döneminin başladığını iddia etmek fazla acelecilik olur. Ama ihracat performansında görülen bu köklü değişimden kaygı duymamak da olanaksız. Ekim ve kasım aylarına beraberce bakalım. Bu iki ayda ihracatımız, geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde -10,8 azalmış.
[Devamı]
Durgunluk enflasyonu da çarptı
04 Ocak 2009
Yılsonu enflasyonlarının 2004-2008 ortalaması yüzde 9. Yeni endeks yayınlandığından beri en yüksek yılsonu enflasyonu ise 2008'de gerçekleşti: Yüzde 10.1. Rakamlara salt böyle bakınca karamsar bir tablo ortaya çıkıyor. Ama öyle değil. Son iki ayda enflasyonda iki puanlık önemli bir düşüş gerçekleşti. Ek olarak, 'I' çekirdek enflasyon göstergesi ile ölçülen yılsonu enflasyonu çok daha düşük, ayrıca 2009 hedefi ile uyumlu sayılabilecek bir düzeyde seyrediyor.
[Devamı]
Venezüella gecekondularından keman nağmeleri nasıl yükseliyor
03 Ocak 2009
Venezüella deyince aklınıza ne gelir? Herhalde hemen Hugo Chavez gelir. Bir de bugüne kadar çıkartmayı başardıkları ondan fazla dünya güzeli gelir. Halbuki aslında herkesin aklına gecekondulardan yükselen keman nağmeleri eşliğinde, Gustavo Dudamel ve de Jose Antonio Abreu adları gelmeli. Venezüella gecekondularından keman nağmeleri bakın nasıl yükseliyor? Konu Dudamel ile ön plana çıktı doğrusu. Gustavo Dudamel Venezüellalı bir müzisyen, bir orkestra şefi. Dudamel, artık, Los Angeles Filarmonik'i yönetecek. Los Angeles Filarmonik'in müzik direktörlüğüne atanması önce şaşkınlıkla karşılanmıştı. Repertuvarı zayıftı. Bile bile yalnızca pek çalınmayan Latin Amerikalı kompozitörlere ait eserleri biliyordu. Ayrıca pek gençti: Dudamel daha 27 yaşında. Kendisine "halkın orkestra yöneti
[Devamı]
2009 sorun çözme yılı olmalı düş görme yılı değil
02 Ocak 2009
2009'da ne yapacağız? Bu sorunun yanıtı belli: 2008'de iyice belirginleşen sorunları çözmeye çalışacağız. 2008 içimizi ne kadar karartırsa karartsın, 2009 için peşinen karamsarlığa kapılmak bana hiç de anlamlı gelmiyor. Çünkü, doğru kararlar alındığında daha güzel günlere yelken açma seçeneğinin yolu hâlâ açık. Ancak, doğru karar alabilmek için içinde bulunduğumuz koşulları doğru değerlendirmek, yeterli olmasa bile, zorunlu. Önce ekonomimizin durumuna bakalım. Türkiye'de büyüme 2005'ten bu yana ivme kaybediyor. Özetle büyüme devam ediyor ama büyüme hızı düşüyor. 2008'in üçüncü çeyreğinde gördüğümüz neredeyse büyümenin sıfırlanması olayı küresel krizden çok Türkiye'nin içinde bulunduğu bu süreçle ilgili. O halde, sadece küresel krizden gelen etkilere karşı önlem almakla yetinirs
[Devamı]
Olmaması gereken belirlilik
01 Ocak 2009
Adettendir; artık niye adetse, ya da gerçekten adet mi, neyse... Yeni yıla giriyorken muhasebe yapılır, geride bırakılan yıl için önceden neler denmiş, söylenenlerin ne kadarı gerçekleşmiş falan... Bu yazıyı yazdığım 2008'in son günü sabah biraz da korkarak eski dosyaları karıştırdım; 'korkarak' çünkü bütün bir yıl 'dümende kim var' mealinde sorular sordum, eylemsizliği eleştirdim. Peki, 'bu köşenin yazarı' neler söyledi? Al başına belayı; ne gerek var böyle gerçekten adet olup olmadığını bilmediğim ama herhalde öyledir diye düşündüğüm adetlere? Sonra demezler mi adama "Ne biçim yazılar yazmış; üstelik üniversite hocası olacak, vah zavallı öğrencileri, bürokraside falan da çalışmış, kim bilir neler yaptılar da bizler bu hale düştük!" Bu kadarla kalsa iyi, ya bir de "köşe yazarı böyle olan
[Devamı]