Arşiv

  • Mayıs 2024 (5)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Türkiye'nin bir tekstil politikasına ihtiyacı var (2)
    Güven Sak, Dr. 23 Ağustos 2008
    Bu hafta sonu bir değişiklik yapalım ve cuma günü başladığımız tekstil sohbetini şimdilik bir sona bağlayalım. Neydi mesele? Türkiye'de tekstil ölmemişti. Rakamlar başka sektörlerde, örneğin, tv üretiminde rekabet gücü kaybettiğimizi ama tekstilde daha böyle bir gelişme olmadığını gösteriyordu. Tekstildeki rekabet gücü tişörtten tufte halılara doğru geçmeye başlamamızla yakından alakalıydı. Tekstil bir tek endüstri değil, bir endüstriler toplamıydı. Rekabet gücü kaybettiğimiz alanlardan yeni alanlara doğru geçiyorduk. Tekstilin bu ülkede ölmeyeceğini kanıtlıyordu. Şimdi zaman bir tekstil politikası geliştirme zamanıydı. Çıkan kısmın özeti tam da böyleydi. Peki, ne yapacağız? Nasıl düşüneceğiz? Esasen durumu şöyle de izah edebilmek mümkün: Bildiğimiz tişört pazarında, ucuz işgü [Devamı]
    USNS Comfort da neyin nesi
    Hasan Ersel, Dr. 22 Ağustos 2008
    Bu defa da Gürcistan-Rusya takışması gündemimize düştü. Savaş, görünüşe göre karada ve daha az bilinen boyutuyla denizde oldu. Ancak "sözümona bilgilendirme" [aslında "yanıltma"] savaşı çok daha yoğundu. Bunun sonucu olarak ne olup bittiğini anlayabildiğimizi söylemek olanaklı değil. Bizi doğrudan ilgilendiren boğazlardan gemi geçişi öyküsü de öyle. ABD, Gürcistan'a insani destek vermek üzere boğazlardan hastane gemisi geçirmek istediği konusunda da bir haber savaşı yaşadık. Türkiye'de "ABD askerlerinin Çanakkale Boğazı açıklarında beklediğini" ima eden başlık bile atıldı. Yurtdışında da "Ruslar SS-21 füzelerini Güney Osetya'ya yerleştirirken Türkiye, Amerikan hastane gemisine izin vermedi" gibi acayip haberlere rastlanıyordu. Sorun ne? Söylenenler doğruysa ABD insani yardım için USNS Comf [Devamı]
    Türkiye'nin bir tekstil politikasına ihtiyacı var (1)
    Güven Sak, Dr. 22 Ağustos 2008
    Geçen hafta "Ahir Zaman Hurafeleri Kataloğu"na yeniden kayıt düşmeye başlamıştık. Hurafemiz son derece reeldi. "Türkiye'de tekstil bitti abi" önermesi üzerine düşünmeye başlamıştık. Tekstili hazırgiyimden ayrı düşünmüyorduk. Vardığımız sonuç şuydu: Türkiye'de tekstil bitmezdi. Tekstil, hazırgiyimle birlikte ele alındığında, tek bir endüstri değil, bir endüstriler toplamıydı. Türkiye'nin Çin'den yükselen dalga nedeniyle ucuz işgücüne dayalı rekabette şansını yitirmiş olması, Türkiye tekstilinin bittiği anlamına gelmezdi. Türkiye tekstilde geniş bir küresel pazarlama ağına ve deneyime sahipti. Şimdi yapılması gereken tekstil-hazırgiyim değer zinciri içinde, katma değeri yüksek, hangi alanlara odaklanacağımıza karar vermekti. İlk yazıda geldiğimiz nokta böyleydi. Bugün müsaadenizl [Devamı]
    Enflasyon ve büyüme açısından riskler
    Fatih Özatay, Dr. 21 Ağustos 2008
    Son yazıda 'kürede pişer, bize ne düşer' faslına dönmüştüm yeniden. ABD ve Avrupa merkez bankalarının olası politika tepkilerini geçici bir süre analiz dışında tutup, sadece bu ekonomilerdeki çok belirgin yavaşlama hatta küçülme eğilimlerinin bizde yaratabileceği etkilere odaklanmıştım.1990'ların sonlarından itibaren bu ekonomilerin faaliyet düzeyinde gözlenen dalgalanmalarla bizdeki dalgalanmalar arasında belirgin bir paralellik var. Daha önce böyle değildi. Türkiye ekonomisinin eskiye göre çok daha fazla dışa açık olması sanırım bu olgunun arkasındaki temel neden.Bu durumda salt gelişmiş dünyadaki yavaşlama açısından bakıldığında 2008'in geriye kalanında ve 2009'un önemli bir kısmında bizim büyüme hızımızın olumsuz yönde etkileneceğini belirtebiliriz. Unutmayalım ki, büyüme hız [Devamı]
    Ekonomi politikası olmayanın aktif dış politikası olamaz
    Güven Sak, Dr. 19 Ağustos 2008
    Rus birliklerinin Gürcistan'a girmesi ile birlikte yeni bir dönem başlamıştır. Adına ne derseniz deyin, askeri birliklerin sınırı geçmesi iyi değildir. Şimdi ne olmuştur? Rusya, oyuna geri dönmüştür. Daha düne kadar kendi iç meselelerine odaklanmış görünen Rusya, şimdi kendine çekidüzen verdiğine karar vererek, âleme nizam vermek üzere geri dönmüştür. Bu iyi ya da kötü değildir, vakıadır. Vakıa ile kavga edilmez, ne olduğunu anlamak için düşünülür. Şimdi karar verilmesi gereken konu sayısı ikidir. Birincisi, geri dönen Rusya, yirminci yüzyılın son çeyreğinde imparatorluğunun dağılmasının getirdiği travma sonrası stresi atlatmış mıdır? Yeni dönemin gerçeklerinin farkında mıdır? İkincisi, Türkiye'nin bu yeni gelişme karşısında, kolaylıkla uyarlanabilecek, bir dış politika stratej [Devamı]
    AB’de yavaşlama: Bizde?..
    Fatih Özatay, Dr. 18 Ağustos 2008
    ABD'den sonra Avrupa'nın büyük ekonomilerinden de ekonomik küçülme haberleri gelmeye başladı. İkinci çeyrek verilerine göre Almanya, Fransa ve İtalya'da negatif büyüme var. Tüm avro bölgesi için yüzde 0.2'lik bir düşüşten söz ediliyor.  Gerçi bunlar bir dönem öncesine göre gerçekleşen hızlar. Bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla az da olsa bir büyüme var. Ama işin özü değişmiyor ve şu soruyu sormak haklı oluyor. Bu durumdan Türkiye nasıl etkilenebilir?Yanıtı çok kolay bir soru değil. Zira bu soruya yanıt verebilmek için bu ülkelerin nasıl bir politika tepkisi vereceğini de dikkate almak gerekir. Mesela Avrupa Merkez Bankası faiz indirmeye başlayacak mı? ABD Merkez Bankası ne yapacak? Tabii ki bir de maliye politikası tepkisi var.Bu tepkiler şüphesiz ekonomik büyüme rakamlarına [Devamı]
    Az tasarruf eden sonucuna da katlanır
    Fatih Özatay, Dr. 17 Ağustos 2008
    Cari işlemler dengemizin son yıllarda önemli miktarda bozulmasının ana nedenlerinden biri de tüm dünyada artan enerji fiyatları. Enerji fiyatları 2002'deki düzeyinde olsaydı, cari açığımızın milli gelire oranı 2006'da yüzde 3.5, 2007'de ise yüzde 3.2 olacaktı. Yani, gerçekleşene göre milli gelirimizin yüzde 2.5'i kadar daha az bir cari açık gerçekleşecekti.Enerji fiyatlarındaki artıştan arındırarak cari açığa bakmanın nedeni elbette ki cari açığı küçümsemek değil. Tam tersi. Cari açığı önemsiyorsanız arkasındaki nedenleri de doğru saptamak zorundasınız. Varsayalım ki konjonktür değişti. Enerji fiyatları bugünkü düzeyinin dörtte birine düştü. Bu gelişmeye bağlı olarak cari açığımız bizleri rahatsız etmeyecek bir düzeye geriledi. Bu durumda, cari açığa yol açan yapısal sorunlarımız [Devamı]
    Önceden planlanmayan sonuçlar önemlidir: Gebze-İstanbul hattı nasıl doğdu
    Güven Sak, Dr. 16 Ağustos 2008
    Tarihte "istenmeyen sonuçlar" her zaman için önem taşımıştır. Derler ki, Versailles Antlaşması'nın, Almanya için son derece katı koşullarının, "istenmeyen sonucu" 2. Dünya Savaşı'dır. Aynı şekilde, Çin'in Batı sermayesi ile hızla küresel ekonomiye entegre edilmesinin "istenmeyen sonucu" da Rusya'nın, petrol ve emtia fiyatlarındaki artış dolayısıyla hiçbir mesnedi yokken güçlenmesidir. Kaba kuvvet dışında başka bir öncü gücü olmayan bir kuvvetin yirmi birinci asırda ne şansı olabilir? Tartışmalıdır. Bugünlerde Gürcistan'da olanlar bu çerçevede bir "istenmeyen sonuç" olarak düşünülebilir. Peki, sanayinin İstanbul dışına özellikle Gebze'ye doğru yayılmasına da hiç bu gözle baktınız mı? Aslında o gelişme de planlanmış değil, başka başka alanlarda alınmış bir dizi kararın etkisi ile [Devamı]
    Ahir Zaman Hurafeleri Kataloğu 1: Türkiye'de tekstil bitti abi
    Güven Sak, Dr. 15 Ağustos 2008
    Müjdeler olsun, "Ahir Zaman Hurafeleri Kataloğu" geri dönüyor. Katalog aslında 2001 yılı kıyameti öncesinin, iktisadi açıdan, karanlık çağında kalmıştı. Sonunda kıyamet kopmuştu. Doğrusu ya, biz o defteri bir daha açmak zorunda kalmayacağımız konusunda son derece umutluyduk. Ama öyle olmadı, Türkiye iktisadının karanlık çağı yeniden başladı. Türkiye ne yapmaya çalıştığını unutup, yalpalamaya başlayınca, her zamanki gibi önce kafalar karıştı. Hedef ya da hedefin inandırıcılığı kaybolunca her kafadan bir ses çıkmaya başladı. Etrafı bir dizi "laf olsun, manşet dolsun" kabilinden yapılmış "açıklama olmayan açıklama"lar sardı. Alametler belirip, vakit eriştiğinde, biz hep "Ahir Zaman Hurafeleri Kataloğu"nu açıp kayıt düşeriz. Eskiden o karanlık çağda Radikal'de yazarken hep böyle ya [Devamı]
    Doğru ölçümle cari açık
    Fatih Özatay, Dr. 14 Ağustos 2008
    Tekrar cari işlemler açığı sorununa ilişkin tartışmalarına dönmekte yarar var. Ancak tartışma yapabilmek için herhalde neyin tartışıldığını bilmek gerekir. Evet, cari açık hız kesmeden artmaya devam ediyor: Yılın ilk altı ayında geçen yılın aynı dönemine kıyasla 8 milyar dolarlık bir artış var. Cari açığın ilk altı ayda geldiği düzey ise 27.3 milyar dolar. Ama cari açığı eğer böyle ölçecek ve bu çok yüksek değere göre politika oluşturmaya çalışırsak hata yapmış oluruz. Zira cari işlemler hesabımızdaki açığın önemli bir kısmı artan enerji fiyatlarından kaynaklanıyor. Artan enerji fiyatlarına karşı bizim en azından orta dönemde yapabileceğimiz bir şey yok. Dolayısıyla işe ölçüm sorunuyla başlamakta yarar var. Bu ölçüm sorunu yeni de değil. Birkaç yıl önce Merkez Bankası bu olguyu g [Devamı]