Arşiv

  • Temmuz 2024 (12)
  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)

    Küresel krizin etkilerini sınırlandırabilmek mümkündür
    Güven Sak, Dr. 24 Mart 2009
    Dünya ilk küresel krizini yaşıyor. İşin gidişatı konusunda rivayet muhtelif, ancak ortadaki uzman sorusu duruyor: Böyle bir ortamda, ulusal hükümetlerin ne yapması gerekir? Küresel bir krize, hiç şüphesiz ki, küresel bir çözüm gerekir. Küresel bir krizi, ulusal hükümetler kendi başlarına çözemezler. Bunlar doğru. Ancak hükümetler krizin olası hasarını, kendi ülkeleri özelinde, sınırlandırabilirler. Krizi tek başlarına çözemezler ama pekala yönetebilirler. O vakit soru şudur: Ulusal hükümetler küresel bir krizi nasıl yönetebilirler? İşte, TEPAV Küresel Kriz Çalışma Grubu'nun "Türkiye Ekonomisi için Kriz Önlemleri" başlıklı projesi bu soruyu Türkiye özelinde cevaplamak için başlatılmıştır. Çalışmanın sonucu şudur: "Türkiye'de, krizin, ülke ekonomisi üzerindeki etkilerini sınırlan [Devamı]
    Toparlanma logosunu gördünüz mü
    Güven Sak, Dr. 21 Mart 2009
    Bazen nasıl yaptığınız, ne yaptığınız kadar önemli olabilir. Kriz psikolojisine karşı mücadeleyi de içeren krizle mücadele programı bunlardan biridir. Amerikan "Toparlanma Kanunu" çerçevesinde yürütülen krizle mücadele kampanyasının logosunu gördünüz mü? Ortada kurumsal kimlik sahibi bir kampanya var. Gelin bu hafta size bu logoyu ve yürütülen kampanyanın bütününü bir gösterelim. Bakın orada neler var, biz neleri yapmıyoruz. Kafanızda açıklıkla bir canlansın. Hükümetimizin krizle mücadele konusunda "doğru yol"u bulduğu, "doğru ip"e sarıldığı bu günlerde mesele daha da önem kazanıyor. Toparlanma logosu aslında Toparlanma Kanunu'nu (Recovery and Reinvestment Act) şeffaflık ve hesap verebilirlik açısından takip etmek üzere kurulmuş olan idarenin amblemi. Evet, bu kanunda harcanac [Devamı]
    Yoksa bu kriz sona mı eriyor, anacım
    Güven Sak, Dr. 19 Mart 2009
    Yok canım. Nereden çıkardınız? Ona daha çok var. Hükümetimizin en sonunda doğru yolu bulmuş olması yetmez. Daha atılacak bir sürü adım, alınması gecikmiş bir dizi tedbir var. Vergi indirimleri sonrası otomotiv talebine bakıp "Yoksa bu kriz sona mı eriyor, anacım" demek mümkün değildir. Bu, bir saman alevidir ama içerdiği müjdeli bir mesaj da vardır. Keçiboynuzunu kemirmeye razıysanız, müjdeli haberi size iletelim efendim. Bu hafta otomobil ve beyaz eşyada Özel Tüketim Vergisi oranları üç aylığına düşürüldü. Hafta başından beri herkes otomobil satışlarını takip ediyor. Bayiler memnun, telefonları yeniden çalmaya başlamış. İlk kez siftah yapmaya başlamışlar. Geçen akşam bir televizyon kanalında haber şöyleydi: "İlk gün 600 araba satıldı." Bu, belli bir marka ürünle ilgiliydi sanırı [Devamı]
    Hükümetimiz sonunda doğru yoldadır
    Güven Sak, Dr. 17 Mart 2009
    Sonunda sıkıntı çeken sektörlerde bir dizi adımın atılacağına dair haberler ortalığı kapladı. Esasen ayrıntılı bir resmi açıklama yapılmadığı için ne olup bittiği tam olarak belli değil. Ancak paketten sızanlara bakılırsa, inkâr dönemi sona ermiş gibi görünüyor. Hükümetimiz artık doğru yolda olduğu izlenimini veriyor. Doğru yola nihayet çıkmış olmak, hedefe erişmek anlamına gelmez. Kriz hâlâ ortadadır ve onların, bunların, şunların değil bal gibi Türkiye'nin krizidir. Olan ve de hepimizi sevindiren şudur: "Mışıl mışıl uyuyan güzel" nihayet uyanmıştır. Bu aşamada sevinilmesi gereken budur. Kriz, Türkiye'de hayatı somut bir biçimde etkilemeye başladığı 2008 yılı eylül ayından beri, ilk kez, doğrudan, hükümetimizin dikkatini çekmiştir. Krizin etkisini göstermeye başladığı yedinci [Devamı]
    Bu, sadece bir ekonomik kriz değildir
    Güven Sak, Dr. 12 Mart 2009
    İçinde bulunduğumuz bu küresel afetin yalnızca son otuz yıldır alıştığımız anlamıyla bir ekonomik kriz olmadığının farkında mısınız? Sayın Başbakanımız dahil yöneticilerimiz hâlâ farkında olmayabilirler ama bakınız Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Hüseyin Obama farkında. Gelin bakın nasıl farkında ve biz neyi ıskalıyoruz? Başkan Obama 6 Mart'ta Columbus, Ohio'daydı. "Toparlanma Paketi" çerçevesinde, Columbus Polis Akademisi'nin mezuniyet törenindeydi. Başkan, halkına, Toparlanma Paketi çerçevesinde nasıl Adalet Bakanlığı emrine 2 milyar dolarlık bir fon verildiğini ve bundan böyle sokaklarda nasıl daha çok polis olacağını, nasıl daha fazla savcı istihdam edileceğini anlatıyordu. Başkan, halkına moral verip, kendilerine ve ülkelerine güvenmelerini istiyordu. Ama o zate [Devamı]
    İki ay sonra rakamlara bakarak göreceğinizi ben şimdi yaşıyorum
    Güven Sak, Dr. 10 Mart 2009
    Geçenlerde bir işadamı dostumuz üst düzey bürokratlara ilinde şirketlerin karşı karşıya olduğu problemleri izah ederken en sonunda dayanamadı ve "Sizin iki ay sonra rakamlara bakarak göreceğinizi, ben şimdi yaşıyorum" dedi. Esasen öyle olmuyor mu? Bakın şimdilerde 2008 yılı bilançoları açıklanıyor. Neyi öğreniyoruz? 2008 yılı aralık ayında şirketin durumunun nasıl olduğunu. Şimdi ise 2009 yılının mart ayının başındayız. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2008 yılı için verileri yine benzer bir gecikmeyle açıklıyor. Sonuçta, memlekette ne olup bittiği rakamlara iki ay sonra yansıyor. Bilançolar açıklanıyor, kriz belirginleşiyor. Açıklanan bilançolar yeni bir malumat taşımıyor. Aylar öncesinden belli olanı yalnızca teyit ediyor. Bir de Türkiye'nin ne kadar çok bir acil durum değerl [Devamı]
    Reform, rüşvet algılamasını azaltıyor vatandaş memnuniyetini artırıyor
    Güven Sak, Dr. 07 Mart 2009
    "Toplumun Kamu Yönetimine ve Kamu Hizmetlerine Bakışı" konulu araştırmanın ilk bulguları geçenlerde açıklandı. Araştırmayı, Boğaziçi Üniversitesi'nden Fikret Adaman, Sabancı Üniversitesi'nden Ali Çarkoğlu ve Bilgi Üniversitesi'nden Burhan Şenatalar TEPAV (Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı) adına yaptılar. Türkiye'de kent nüfusunu temsil eden yaklaşık 2040 denekle Türkiye çapında yapılan çalışmanın verileri Kasım-Aralık 2008'de derlendi. İlk bulgular geçen hafta açıklandı. Kapsamlı rapor ise iki ay içinde yayımlanacak. Toplumun kamu hizmetlerinden memnuniyeti ve aynı zamanda memnuniyetsizliğinin kaynağı kamu idaresinin işleyiş biçimidir. Dolayısıyla bu çalışma bize kamu idaresinin hem yerel düzeyde hem de merkezde işleyiş biçimine ilişkin bir veri seti sunmaktadır. Ç [Devamı]
    Sonu gelmeyen denemeler dönemine ne kadar hazırız
    Güven Sak, Dr. 05 Mart 2009
    İçinde bulunduğumuz sürecin bir sonu gelmeyen dönemi olduğunun farkında mısınız? Bu dönemin ne anlama geldiğini en iyi ABD'nin yeni Başkanı Barack Obama anlattı. Geçen gün mealen şöyle söyledi: "İşin özeti şudur. Yaraya merhem olanı yapacağız. Yapılacak işlere ait planın bütün ayrıntılarını şekillendirmek zaman alacak. Planın bazı yönlerinin ise yeniden değerlendirilmesi ve elden geçirilmesi gerekecek. Sonra deneyeceğiz. Eğer bir tedbir işlemezse diğerini deneyeceğiz." Obama'nın ağzından geçenlerde çıkanlar, 1930'larda, Franklin Delano Roosevelt'in söyledikleri ile son derece uyumlu. O da ekonomik programının "cesur, ısrarlı denemeler"den oluştuğunu söylemeyi seviyordu. Şimdi bu, moral bozucu mu? Hayır. Vakıa ile kavga etmeyip, onu kabullenmek çözümün başlangıç noktasıdır. Hari [Devamı]
    Devekuşu taktiği tutmadı
    Güven Sak, Dr. 03 Mart 2009
    İnsanoğlu ekol ekol oluyor. Bugünlerde ortalıkta bir de gereksiz izahatlar veren cinsi var. Küresel kriz Türkiye'nin krizi olurken ortada dolaşıp konuşuyorlar. Sonra bir daha konuşuyorlar. Kulak kabartırsanız, rakam filan da verdiklerini görüyorsunuz. Kocaman kocaman anlatıyorlar. Gelin görün ki, onları dinleyince, malumat hazinemiz genişlemiyor, analiz yeteneğimizin sınırları artmıyor, yapmamız gerekenler konusunda kafalarımız aydınlanmıyor. Söyledikleri hiçbir yaraya merhem olmuyor ama ortalık izahattan geçilmiyor. Ben bugünlerde en çok mealen, "yabancı para cinsinden milyarlarca dolar borçlanan özel sektör, kendisini kurtarmak için kriz lobisi saflarında" başlıklı izahatı seviyorum. Genellikle "malum medya"da gözlemleniyor bu açıklama biçimi. Sanki ortada esasen bir problem [Devamı]
    Kriz üzerine nasıl düşünmek gerekir
    Güven Sak, Dr. 26 Şubat 2009
    Bildiğimiz dönemin en büyük iktisadi krizinin tam ortasındayız ve kafalarımız hâlâ karmakarışık. Tartışmalara hâkim olan iki yaklaşım var: Bunlardan ilki, tamamen çaresiz bir biçimde, dışarıda başlayan bir felaketi önlemek için içeride fazla bir hareket alanı olmadığı kanaatinde. Derin bir "yok artık canım mahcubiyeti" hemen seziliyor. Bir nevi, "Biz kimiz ki, bu kocaman felaketle tek başımıza başa çıkabilelim" tavrı seziliyor. İkinci yaklaşımda ise lafa sanki daha bir umutlu başlanıyor. Önce yapılabilecek olanlar alt alta şöyle bir sıralanıyor. Sonra o uğursuz soru ortaya servis ediliyor: "Peki ama bütün bunları gerçekleştirmek için kaynak nerede?" Laf işte tam da bu noktada bitermiş gibi derin derin susuluyor. Yine aynı "yok artık canım mahcubiyeti" etrafı kaplayıveriyor. Bu [Devamı]