Arşiv

  • Nisan 2024 (13)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    'Mali kural'ın uygulanmasına ilişkin bir öneri
    Hasan Ersel, Dr. 19 Mayıs 2010
    'Mali kural' 2011 bütçesiyle birlikte yürürlüğe girecek. Dolayısıyla seçimin olacağı yılda Türkiye'de mali kural yürürlükte olacak. Bunun önemli ve olumlu bir değişiklik olduğu açık. Ancak öte yandan da riskli bir durum. Çünkü, verilerin özellikle (milli gelir rakamlarının) yayımlanmasındaki gecikme olgusu göz önüne alındığında, hedefler ile sonuçların karşılaştırılması gecikecek. Bu durumda da maliye politikasına ilişkin olarak zihinlerde doğan soruların yanıtlanması, kuşkuların giderilmesi hiç de kolay olmayacak. Bunun sonucu ise iktisadi karar birimlerinin algıladıkları belirsizliğin, olabileceğinden daha fazla olması. Öte yandan, 2011 yılı, pek de rahat bir yıl olacağa benzemiyor. 2010 yılında ekonominin yüzde 5 dolaylarında büyümesi pek şaşırtıcı olmayacaktır. Ne de olsa, 2 [Devamı]
    Son iki krizde kur ve ihracat
    Fatih Özatay, Dr. 17 Mayıs 2010
    Yunanistan'ın sorunlarının artık mali disiplin ve dış kredi desteği ile çözülemeyeceğini savunan çok sayıda iktisatçı var. Bu görüşün arkasındaki temel neden, açıklanan plan uygulansa bile Yunanistan ekonomisinin 2010'da küçüleceği ve bu nedenle borcunun milli gelire oranının daha da yükseleceği. Bu nedenle, eninde sonunda borcunu yeniden yapılandırmak zorunda kalacağı düşünülüyor komşunun. Bu sorunu en aza indirgemek için ekonomisinin büyümesi gerekiyor. İç talebin daraldığı bir ortamda ekonomisinin tekrar büyüyebilmesi için Yunanistan'ın dışarıya daha çok mal satması lazım. Kısa vadede bunu gerçekleştirmesinin iki yolu var. Birincisi, maliyetleri aşağı çekecek anlaşmalar yapmak; mesela ücretleri düşürmek. Siyaseten yapılabilirliği, adalet duygusu falan bir tarafa, Yunanistan'ı [Devamı]
    Mali kural ve KİT
    Hasan Ersel, Dr. 17 Mayıs 2010
    Başbakan Yardımcısı Sayın Ali Babacan, 11 Mayıs 2010 günü, 'mali kural' konusundaki tamamlanan çalışmalar hakkında etraflı bilgi verdi. Mali kural uygulamasına geçilmesini çok olumlu karşıladığımı daha önce de belirtmiştim. Görüşümü koruyorum. Mali kuralın önemi ve gizemi yazılan denklemde değil, uygulama başarısında. Bu nedenle uygulamaya ilişkin açıklamalar bana daha önemli geliyor. Bu yazıda en önemli nokta olmamasına rağmen, bir örnek olmak üzere, 'kamu iktisadi teşebbüsleri'ne (KİT) ilişkin düzenleme ele alınıyor. [Devamı]
    Son iki krizde kur ve GSYH
    Fatih Özatay, Dr. 16 Mayıs 2010
    'Son iki krizde' dizime dönüyorum. Bugünkü konu reel kur hareketleri. Paramızın reel olarak ne ölçüde değer kaybettiği ve bunun ne ölçüde ihracat artışına ve dolayısıyla GSYH büyümesine yardımcı olduğuna bakmak istiyorum. Önce her iki krizdeki enflasyon etkisinden arındırılmış (reel) kur hareketlerini karşılaştıracağım. Daha sonra bu krizlerde gerçekleşen GSYH ve reel kur hareketlerini birlikte vereceğim. Ayrıntılar yazının sonunda. Sonuçlar şöyle: 2001 krizinde paramız reel olarak son krize kıyasla çok daha fazla değer yitirmiş: 2001'de krizden sonraki üçüncü çeyrekte endeks değeri 70'e düşerken, son krizde en düşük değer 88 dolaylarında (Grafik 1). 2001 krizinde, bu dip noktasından sonra paramız hızlı bir biçimde değer kazanmış. Ancak 2002'nin ikinci çeyreğinde ortaya çıkan s [Devamı]
    Ivan Prado İsrail'e neden giremedi?
    Güven Sak, Dr. 15 Mayıs 2010
    Haber geçen hafta İsrail'in Haaretz gazetesindeydi. Buna göre İspanyol Ivan Prado, Ben Gurion Havaalanı'ndan geri çevrilmişti. Ivan Prado, habere göre, İspanya'nın ünlü palyaçolarından biriydi. Amacı ise zaten İsrail'de dolaşmak filan değildi. Prado, Filistin'in başkenti Ramallah'a gitmek istiyordu. Ramallah'ta bir Uluslararası Palyaçolar Konferansı düzenlemek niyetindeydi. Bu amaçla ilgililerle görüşecekti. İnternet sitelerinde konuyla ilgili yorumlar muhtelifti: Bir taraftan 'etrafta bu kadar palyaço varken, bir tanesinin daha İsrail'e ve Ramallah'a girmesinin engelleniyor olması' trajik bulunuyordu. Öte yandan ise Prado'nun anti-İsrail görüşlerine dikkat çekiliyordu. Bulabildiklerim ise hep İsrail kaynaklı internet siteleriydi, onu da ifade edeyim. Arapların bu konuyla ilgil [Devamı]
    ECB Başkanı'nın zor durumu
    Fatih Özatay, Dr. 13 Mayıs 2010
    Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Trichet'in yerinde olmak ister miydiniz? Olan biteni izleyenlerin büyük çoğunluğunun bu soruya yanıtı sanırım olumsuz olacaktır. Küresel kriz sürecinde, adamcağız sonradan geriye aldığı dahası tam tersini yapmak zorunda kaldığı kaç tane açıklama yaptı? Çetelesini tutmadım elbette; ama çok sayıda. En sonuncusunu ekonomi kanalları sabah sabah alt yazı ile duyuruyorlardı. Sabah mahmurluğu işte, tam aklımda kalmadı. Ama 'ECB bağımsızdır, bağımsız kalacak' mealinde bir şeydi. Komikti. Avrupa Birliği'nin (AB) büyük liderlerinin hafta sonu apar topar bir araya gelmeleri sonucunda ortaya çıkan plan pazartesi günü büyük sevinç gösterileriyle karşılandı dünya piyasalarında. Önemli borsalar bir coştu ki sormayın. Çok değil, 24 saat geçmedi ki coşku yerini [Devamı]
    'Mali Kural' açıklamasının zamanlaması son derece doğrudur
    Güven Sak, Dr. 13 Mayıs 2010
    Avrupa'nın üzerinde hâlâ bir hayalet dolaşmaktadır: Borç krizi hayaleti. Nasıl operasyonel hale getirileceği, ne işe yarayacağı daha tam anlaşılamayan trilyon dolarlık tedbir paketlerine rağmen Batı cephesinde değişen bir şey yoktur. Trilyon dolarlık kurtarma paketinin tek operasyonel sonucu Avrupa Merkez Bankası'nın Yunan devlet iç borçlanma senetlerini (DİBS) ikinci el piyasalarda almak için hareketlenmiş olmasıdır. Bu da bir şeydir ama daha ortada sorunlu ülkelerin kamu maliyesine yönelik yapısal bir adım yoktur. İşte bu ahval ve şerait içerisinde, evvelki gün, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Ali Babacan'ın bir basın toplantısı ile açıkladığı "Mali Kural Kanunu" taslağı Avrupa'da gelişmekte olan krizin Türkiye'ye etkilerini sınırlandırmaya yönelik doğru bir adımdır [Devamı]
    Yoksa bu Yunanistan 'Brady Planı'nın ilk adımı mıdır?
    Güven Sak, Dr. 11 Mayıs 2010
    Yunanistan krizinin tüm 'Euro Bölgesi'ne bulaşmasını engellemek için artık ciddi bir adım atıldı. 110 milyar euroluk ilk paket yetmedi. Şimdi 440 milyarı Avrupa Birliği üyesi ülkelerden 60 milyarı komisyondan ve 250 milyarı IMF'den olmak üzere 750 milyar euroluk bir paket daha geldi. Böylece ABD'nin paketinden daha büyük, yaklaşık 1 trilyon dolarlık bir likidite sağlama paketi açıklanmış oldu. Peki, ne oldu? Şimdi Yunanistan krizi çözülmüş mü oldu? Portekiz artık tehlikede değil mi? İspanya'nın problemleri artık yok mu oldu? Hayır. Hepsi yine ortada. Ama bu problemler artık dev aynasında görünmüyorlar. Avrupa Birliği, 'Euro Bölgesi'ni toparlamak için bu paketle birlikte zaman kazanmış oldu. Krizin büyük bir hızla bölgenin tümüne yayılmasını engelleyecek tedbirler alınmış oldu. Ş [Devamı]
    Büyük AB 'liderleri'
    Fatih Özatay, Dr. 10 Mayıs 2010
    Avrupa Birliği'nde (AB) büyük bir liderlik sorunu var. Bir finansal krizde yapılmaması gerekenler listesinin başında yer alan ne varsa yapıyorlar. Büyük bir bütçe açığına sahip olan ve çok yüksek borcu bulunan bir üyelerini düzlüğe çıkaracak ekonomik programı evelediler, gevelediler bir türlü yürürlüğe koyamadılar. Önce, kamuoyu önünde kurtarmaya karşı olduklarını, böyle bir kurtarmanın bugüne kadar ayaklarını yorganlarına göre uzatan ülkeler için kötü örnek olacağını açıkladılar. AB yasalarının kurtarmaya iznin vermediğini belirttiler. Öte yandan AB üyesi bir ülkenin IMF ile anlaşmasına da karşı çıktılar.    Tüm bunlara karşın, yaklaşık iki ay önce Yunanistan için bir kredi desteği anlaşmasına varılmak üzere olunduğu haberleri çıktı. Bu haberlerin çıkmasının bile Yunanistan tah [Devamı]
    Portekiz ve İspanya, Yunanistan'a ne kadar benziyor
    Hasan Ersel, Dr. 10 Mayıs 2010
    Yunanistan sorunu bitmedi ama mali piyasaların dikkati Portekiz'e ve İspanya'ya kaydı. Her iki ülke de 2008-9 küresel krizinden olumsuz etkilenmiş. Portekiz'in büyüme hızı 2008 yılında sıfır, 2009'da ise yüzde -2,7. İspanya'da bu değerler sırasıyla yüzde 0,9 ve yüzde -3,6. Bu durum kendisini işsizlik rakamlarında da gösteriyor. Portekiz'de 2008'de yüzde 7,6 olan işsizlik oranı 2009'da yüzde 9,5'e çıkmış. İspanya'da ise yüzde 11,3'ten yüzde 18'e. Her iki ülkenin de kamu borç stokunun GSYH'lere oranı Yunanistan'dan düşük. Portekiz'in durumu görece daha sorunlu. 2009 sonu itibariyle kamu borç stoku/GSYH oranı yüzde 76,8. İspanya bu açıdan daha rahat. Çünkü bu oran sadece yüzde 53,2. Portekiz'in bir derdi daha var. O da borcunun yabancılar elindeki kısmının çok yüksek olması (yüzd [Devamı]