Arşiv

  • Nisan 2024 (11)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Krizden çıkıyoruz: Yeni bir gösterge daha
    Fatih Özatay, Dr. 13 Eylül 2009
    Hay Allah! Nasıl yaptım bu hatayı. Krizden çıkmakta olduğumuzun öncü göstergesini nasıl da kaçırdım. Hepinizden özür dilerim. Dilerim de, neden özür dilediğim daha açık olsun diye, biraz geçmişe gitmeme izin veriniz lütfen.   Tarih 13 Ağustos 2006. Çok önemli bir tarih. Öncü göstergeler literatürüne bu 'satırların yazarının' yaptığı en mümtaz katkılardan birini gün yüzüne çıkardığı tarih. Efendim, şöyle yazmışım: "Ekonomik krizin ulaştığı boyut ya da krizin artık geride kalıp kalmadığı hakkında bir fikir edinmek için şüphesiz çok çeşitli göstergelere bakılabilir. Mahcubiyetin bir anlamı yok; itiraf edeyim. 2001 krizi sırasında ve sonrasında bir dostumla (adı lazım değil; istiyorsa kendisi açıklasın) birlikte baktığımız göstergelerden birisi de 'Tex-Zagor endeksi'ydi. Buna 'çizg [Devamı]
    İlk çeyreğe göre daha kötü değiliz, ama...
    Fatih Özatay, Dr. 11 Eylül 2009
    Yılın ikinci çeyreğine ilişkin milli gelir verileri açıklandı. Buna göre, ikinci çeyrekte bir yıl öncesinin aynı dönemine kıyasla yüzde 7 oranında küçüldü Türkiye ekonomisi. Bu küçülme oranı beklenenden biraz daha düşük düzeyde gerçekleşti. Ayrıca, ilk çeyrekteki küçülme hızımızda bir değişiklik yapıldı. Daha önce yüzde 13.8 oranında küçüldüğümüz açıklanmıştı. Bu rakam yüzde 14,3 olarak düzeltildi. Bu gelişmeler Grafik 1'de yer alıyor. Şimdi, soru şu: 2009'un ikinci çeyreği için açıklanan küçülme hızını nasıl yorumlamalıyız? Grafik 1: Çeyrekler itibarıyla yıllık GSYH büyüme hızı (%, 1999.I  2009.II) İlk bakışta ilk çeyrekteki küçülme oranından çok daha düşük bir oranda küçülmüş olmamız önemli bir toparlanma işareti olarak algılanabilir. Ama böyle bir yorum yapmak için acele et [Devamı]
    Bir toplantının akla getirdikleri
    Fatih Özatay, Dr. 10 Eylül 2009
    Artık son derece bıktırıcı ve de sevimsiz bir hale geldiğinden, ısrarla o çok tartışılan IMF ile anlaşma konusunda yazmamaya çalışıyordum. Ne var ki bugünkü yazının konusu yine IMF. Nedeni de şu: Pazartesi günü Brüksel'de dar çerçevede tutulan bir karşılıklı tartışma toplantısına TEPAV'ı temsilen katıldım. Dikdörtgen şeklinde düzenlenmiş bir masa etrafında akademisyenler, bazı basın mensupları, AB ve IMF temsilcileri, bazı eski merkez bankacılar ile düşünce kuruluşlarından insanlar vardı. Katılımcıların çoğu Merkezi ve Doğu Avrupa ülkelerindendi. Toplantının kuralları gereği kimlerin neler söylediğini yazamayacağım. Ancak söylenenleri belirtmek ve de yorumlamak özgürlüğüm var. Önce şunu söyleyeyim: IMF katılımı üst düzeydeydi. IMF başkanı da oradaydı, iki üst düzey yönetici de. S [Devamı]
    Bir de ekonomik açılım
    Fatih Özatay, Dr. 07 Eylül 2009
    Geçen hafta içinde bir toplantıda bir işadamı "Bize bir de ekonomik açılım gerekli." dedi. Ekonomik açıdan içinde bulunduğumuz durumun hoş bir özetiydi bu söz. Ortada önemli bir sorun var. Üzerine gitmezsek sorun daha da büyüyecek ve Türkiye'nin yarınları için ayak bağı olacak. Sorunun üzerine gitmek gerekiyor. Tamam da, nasıl? Ya, sorunu çözelim derken, iyice içinden çıkılmaz hale dönüştürürsek? Bir süredir bu gerekliliğin nedenini tartışmaya çalışıyorum. Dün, eylül ayından ileriye doğru bakınca yakın gelecek için görünen tabloya değinmiştim. Bu tablo, önümüzdeki birkaç yıl, büyüme hızımızın alacağı büyüklüğün dış dünyadaki gelişmelere bağlı kalacağını söylüyordu. Gelişmiş ülkeler, özellikle de ihracatımızın yarısını yaptığımız AB ülkeleri toparlanıp, vatandaşları harcamaya başl [Devamı]
    Kısa vadede yapılabilecekler çok sınırlı
    Fatih Özatay, Dr. 06 Eylül 2009
    Ekonomik daralma döneminden çıkışın başlangıç zamanı ve hızı artık kısmen de olsa bizim kontrolümüzde değil. Krizin iyice şiddetlendiği ve olası etkilerinin giderek belirginleşmeye başladığı 2008 sonuna doğru, dümene geçip bazı kararları alabilseydik, kontrol kısmen bizde olacaktı. Ama artık bu olanak kalmadı. Bunun temel nedeni, bütçe açığımızın geldiği düzey ve önlem alınmazsa ileride bu açığın daha da artması olasılığı. Bunun en somut kanıtı elektriğe yapılan son zam ve sağlık harcamaları üzerinde yoğunlaşan tartışma. Anlaşılan elektrik piyasasında faaliyet gösteren KİT'lerin mali yapıları çok bozulmuş ki, elektriğe bu kadar yüklü bir zam yapıldı. Sosyal güvenlik sistemine yönelik onca reforma karşın, bütçeden sisteme aktarılan kaynak giderek artıyor. Özellikle sağlık sistemini [Devamı]
    Yeni söylem zamanı
    Fatih Özatay, Dr. 03 Eylül 2009
    Türkiye'nin önümüzdeki iki-üç yıl hiç olmazsa yüzde 4.5 - 5 dolaylarında olan tarihsel ortalama büyüme hızına yakın bir hızda nasıl büyüyeceğini henüz anlamış değilim. Sanıyorum bunda benim pek bir günahım yok. Hâlâ inandırıcı bir ekonomi politikası yok çünkü. Olsa, çaba sarf edeceğim; anlamaya çalışacağım. 2001 krizinden sonra uygulamaya sokulan Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı tutarlı bir çerçeve sunuyordu: Çökmek üzere olan bankacılık sektörünün sağlığına kavuşturulması. Sürdürülemez olduğu her gün dile getirilen maliye politikasının disipline edilmesi ve kamu borcunun düşürülmesi. Şok emici olarak dalgalı kur rejiminin uygulanması ve parasal disiplinin sağlanması. Türkiye'nin bir daha böyle durumlara düşmemesi için ekonomik kurumsal yapının değiştirip sağlamlaştırılması. Bu çer [Devamı]
    Mali kural ve bağımsızlık
    Fatih Özatay, Dr. 31 Ağustos 2009
    Politik amaçlarla uygulanan ekonomi politikalarına ve sonuçlarına ilişkin gelişkin bir literatür var. Bu alanda bugüne değin çok sayıda kuramsal çalışma yapıldı. Bunların yanı sıra, uygulamada olan bitenle geliştirilen kuramlar arasındaki ilişki de yoğun biçimde araştırıldı. Bu alanda çok tanınan ve dolayısıyla artık birer 'klasik' haline gelen çalışmaların ortak bulguları şu: [Devamı]
    Muhtemel teorik gelişmeler
    Fatih Özatay, Dr. 30 Ağustos 2009
    Önümüzdeki dönemde iktisatçıları hummalı bir çalışma bekliyor. Özellikle makroiktisat alanında yeni modellerin geliştirilmesi söz konusu olacak. Finansal sektör bu modellerin bazılarında önemsiz bir ayrıntı düzeyinde bile yer almıyor. Finansal sektördeki depremin dünyanın başına açtıkları düşünüldüğünde bu yaklaşımın gözden düşmesi beklenir. [Devamı]
    Krizler ve batan bankalar
    Fatih Özatay, Dr. 27 Ağustos 2009
    Küresel krizin ne zaman başladığına dair tevatür muhtelif. Bu tarihi 2006'nın sonu olarak alanlar var. Ya da ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Bernanke'nin altı gün önce yaptığı konuşmada belirttiği gibi Ağustos 2007 olarak alanlar da. Ama herkes krizin Eylül 2007'de zirveye tırmandığı konusunda anlaşıyor. Biraz hatırlayalım: [Devamı]
    Üretim kaybı
    Fatih Özatay, Dr. 24 Ağustos 2009
    Yakınlarda değinmiştim; böyle anormal dönemlerde üretimdeki gelişmeleri sadece bir yıl öncesinin aynı dönemine göre bakarak değerlendirmek yeterli olmuyor. Bunun yanı sıra, bir de üretimin tepe noktasına ulaştığı dönem ile dip noktası arasında geçen sürede gerçekleşen üretim kaybına bakmak gerekiyor. Böylelikle kriz nedeniyle ne kadar kayba uğradığımız daha bir belirginleşiyor. [Devamı]