Arşiv

  • Nisan 2024 (10)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Önlemlerin bütçeye getireceği yük
    Fatih Özatay, Dr. 12 Mart 2009
    Mevcut dış koşullar 2009 boyunca sürerse ve önlemleri içeren yeni bir program açıklanmazsa 2009'da ekonomimizin küçülme hızının yüzde 6,58,5 aralığında gerçekleşebileceğini belirtmiştim son yazımda. Başka senaryolar da vardı: Küçülme hızının ne olacağı, ihracatımız, küresel risk alma iştahı, ekonomimize vatandaşlarımızın duyduğu güven ve bankalarımızın açtıkları kredi tutarına bağlıydı. [Devamı]
    Canını sıkmak istemeyen okumasın
    Fatih Özatay, Dr. 09 Mart 2009
    Sıra 2009'a ilişkin küçülme rakamlarına geldi. Önce ne yaptığımı anlatayım. 1998-2008 dönemi için çeyrek dönemlik verileri kullanan oldukça küçük ve basit bir model kurdum. Bu basitlik her türlü ayrıntıdan kurtularak sadece büyümeye odaklanmaya yarıyor. [Devamı]
    2009 küçülmesi: Bir türlü elim yazmaya gitmiyor
    Fatih Özatay, Dr. 08 Mart 2009
    '2009'da ne kadar küçüleceğiz?' sorusunu teknik bir model yardımıyla yanıtlamak gerektiğini söylemiştim pazartesi günü. Aslında ilk sonuçlar bir süredir bilgisayarımda duruyor. Ama açıkçası bu köşeye taşımaya cesaret edemedim. Çünkü çıkan sonuçlar çok sevimsiz. Bu nedenle çok sayıda deneme yapmak ve hata payını azaltmak istedim. Hemen rakam vermeyeceğim. Biraz 'arkası yarın' gibi olsun. Önce başladığım işi yarım bırakmayayım; 2001'de yaşananlarla karşılaştırıyordum şu sıralar yaşadıklarımızı. [Devamı]
    2009’da ne kadar küçüleceğiz? (2)
    Fatih Özatay, Dr. 05 Mart 2009
    Başlıkta soruyu, "2009 küçülmesi 2001'deki yüzde 5.7'lik küçülmeye kıyasla ne olur?" şeklinde sormak da mümkün. Bu sevimsiz sorulara doyurucu bir yanıt verebilmek için ihracat ile işe başlamıştım pazartesi günü. [Devamı]
    2009’da ne kadar küçüleceğiz (1)?
    Fatih Özatay, Dr. 02 Mart 2009
    2009'da ekonomimiz hangi oranda küçülecek? Bu soruya kestirmeden bir rakam söyleyerek yanıt verilebilir elbette. Ama neden 'o' rakam da daha üstü ya da altı değil sorusunu da yanıtlamak gerekir. Telaffuz edilen küçülme oranının arkasında yatan gerekçeleri sıralamak gerekir ki yapılan tahminin ne kadar gerçekçi olduğu tartışılsın. Bu soruyu yanıtlamak için izlenebilecek bir yol teknik bir modele başvurmak. En basit modelde milli gelirin alt bileşenleri (tüketim, yatırım, ihracat, ithalat gibi) yer alacak. Bu alt bileşenlerin belirleyicileri ve onların alt bileşenler üzerine olan etkilerine dayanılarak bir takım teknik hesaplamalara gidilecek. Tüketim, yatırım ve ihracat gibi alt bileşenlerin belirleyicileri için bu ortamda ilk akla gelen adaylar ise şunlar: Tüketicilere ve şirket [Devamı]
    Hep birlikte, krize karşı...
    Fatih Özatay, Dr. 01 Mart 2009
    Krizden gelen etkileri azaltmak için oluşturulması gereken ekonomik program çok sayıda önlem içermeli. Önlemlerin bir kısmı kredi garanti sistemi ile ilgili. Hem döviz cinsinden hem de lira cinsinden tıkanan kredi piyasasını yeniden çalışır hale getirmek için gerekiyor bu sistem. Ekim ayının sonlarından bu yana, bu köşede sistemin nasıl çalışabileceği üzerine çok sayıda yazı kaleme aldım. Çalıştığım düşünce kuruluşu TEPAV da bu konuda çeşitli notlar yayınladı. [Devamı]
    Krize karşı yeni bir öneri (3)
    Fatih Özatay, Dr. 26 Şubat 2009
    Krize karşı bütüncül bir yaklaşım gerektiği sanırım yeteri kadar açık. Bu açıklığa karşın, şu ana kadar işbaşındaki yönetim hep 'parça başı' iş yaptı: Üç ay önce şu karar, iki ay sonra bu karar. Bu durum, bozulan güveni tamir edici büyük bir haber etkisi yaratmıyor. Daha da önemlisi, bu kararlar bir ekonomik program içinde tutarlılık gözetilerek alınmadıkları için, aslında bir başka alana ayrılırsa daha fazla büyüme ve istihdam etkisi yapabilecek fonlar, daha az etkili alanlarda heba edilebiliyor. Deyim yerindeyse cephane boşa harcanmış oluyor. [Devamı]
    Krize karşı yeni bir öneri (2)
    Fatih Özatay, Dr. 23 Şubat 2009
    Kimsenin kimseye güvenmediği bu ortamda doğal olarak kredi muslukları tıkanıyor. Oysa ekonomimizin küçülme hızını düşürmek ve bir an önce toparlanmayı sağlamak üzere kredi musluklarından tekrar su akıtmaya başlamamız gerekiyor. Bankaların risk algılamasını azaltacak (şirketlere duydukları güvensizliği azaltacak) bir mekanizma gerekiyor ki kredi açmakta daha az nazlansınlar. Banka ve şirket arasına üçüncü bir kurum girerse bu açıdan bir umut ortaya çıkıyor. Garanti sistemi 20 Ekim 2008 tarihli yazımdan başlayarak daha sonra sık sık değindiğim önerim lira cinsinden kredi kanalının çalışmasını sağlayabilir görünüyordu. Bütçeden ayrılacak bir kaynakla (milli gelirin yüzde 0.8'ini geçmiyordu) kurulacak fon, bankaların açacağı kredilerin bir kısmına kefil olacaktı. Bu fona kredi garan [Devamı]
    Krize karşı yeni bir öneri
    Fatih Özatay, Dr. 22 Şubat 2009
    Hem iç hem de dış kredi musluklarından neredeyse 'tıssss' sesi geliyor. Kredi musluklarından su akmadıkça ekonomimiz önemli ölçüde küçülecek. Bunu önlemek için neler yapılabileceğini defalarca tartıştım bu köşede. Kredi garanti fonu üzerinden kredi sisteminin çalıştırılması bu önerilerim arasında ilk sırada yer alıyordu. [Devamı]
    Kurşun hep mi sıyırır?
    Fatih Özatay, Dr. 19 Şubat 2009
    Vahşi Batı'ya ilişkin çizgi roman kahramanları afsunludur. Genellikle sıyırır kurşunlar onları. Can alıcı noktalara hiç isabet almazlar, çok yakından silahların ateşlendiği bar çatışmalarında bile. Çok seyrek de olsa aksi durumlar görülebilir elbette. Mesela, ender Kızılderili dostu Vahşi Batı kahramanlarından Tex Willer'in kadim dostu Kit Carson son sayıda omzundan vuruldu da, birkaç gün yatak döşek yatmak zorunda kaldı zavallıcık. Tüm 'temizlik' işleri de Tex'e düştü. Onca sayıdır, gelen kurşunlar en fazlasından şapkalarının kafalarının üzerinde kalan kısmında bir delik açıp "Hay Allah yeni şapkama da yazık oldu" türünden yakınmalarına neden oluyordu. "Yahu kardeşim bu kadar da olmaz" dedirtiyordu çizerler. Neyse, bu sefer sıyırmadı kurşun Carson'u da, biz okuyuculara hoş bir d [Devamı]