Beethoven'in 9. senfonisini yeniden orkestralamaya cesaret etmek
05 Nisan 2008
Diyelim ki şiir alanında yetkin olduğunu herkesin kabul ettiği bir edebiyatçı var. Bu insan Nâzım Hikmet'e hayran. Özellikle de Kuvayi Milliye adlı yapıtını çok seviyor. Ancak, şiir tekniği açısından zayıf olduğunu düşünüyor. Bunu düzeltmek üzere bu yapıtı yeniden kaleme alıyor. Üstelik bunu akademik bir nedenle ya da edebiyat fakültesi öğrencilerine verilen derslerde kullanmak için de yapmıyor. Okurlar Nâzım Hikmet'in tadına daha iyi varsınlar diye yapıyor. Yadırgamaz mısınız? Kendi hesabıma bana garip gelirdi. Nâzım Hikmet'i kendi yazdığı biçimiyle okumayı tercih ederdim.
[Devamı]
Madison ve demokratik toplumda çoğunluk
04 Nisan 2008
Mülkiye'de öğrenimime 1963'te başladığımda "anayasa" dersinde iki hocamız vardı: Rahmetli Bahri Savcı ve Mümtaz Soysal. Dersin yarısını veren Mümtaz Hoca, ABD anayasasını anlatmıştı. Dersin yardımcı kaynaklarından birisi de Hamilton, Madison ve Jay'in (Federalistler) makalelerinden seçmelerin yer aldığı "Anayasa Üzerine Düşünceler", (Çeviren Mümtaz Soysal, İstanbul; Türk Siyasal İlimler Derneği Yayınları, 1962) idi. ABD anayasasını yapanların bu konuyu nasıl enine boyuna tartışmış olduklarını görmek beni çok etkilemişti.
[Devamı]
Küresel krize karşı bankaların iç tasarrufa güvenmesi sağlanmalı
31 Mart 2008
Bankalar dış kaynak kaybını maliyet artırıcı bir şok gibi algılarsa kredi piyasası daralır ve üretim olumsuz etkilenir. Çare ise bankaların, daralacak dış finansman olanağını iç mali tasarrufla karşıyabileceklerine güvenmesinde yatıyor.
[Devamı]
Planlı kalkınmanın hüzünlü serüveni
29 Mart 2008
Yakın geçmişimizde, bir toplum olarak iktisadi atılım yapabileceğimiz, dünyayı yakalayabileceğimiz hissine kapıldığımız iki iyimserlik dönemi yaşadık. Bunlardan ilki, planlı kalkınmaya geçtiğimiz 1960'ların başı, ikincisi de piyasa ekonomisinin kurallarını benimsediğimiz 1980'lerin ortasıydı. İlkinde ithal ikameci sanayileşme, ikincisinde ise açık ekonomi hedefleniyordu. Her iki deneyim de uzun sürdü ama iyimserlik ikisinde de çok kısa ömürlü oldu.
[Devamı]
'Uzlaşsınlar' mı, 'toplumsal bağıt yapalım' mı
28 Mart 2008
Hafta içinde iki gelişme oldu. Önce TÜSİAD kaygılarını dile getirdi. Arkasından TOBB, Kamu-Sen, Türk-İş, TESK, TİSK, Hak-İş ve TZOB ortak bildiri yayımladı. Bunların ışığında 24 Mart 2008 tarihli yazımı, anımsatarak devam edeyim: Türkiye'de, işbirliği yapıldığında, tüm tarafların bugünkü duruma oranla tercih ettiklerini açıkladıkları bir düzene varmak olanaklı görünüyor. Ancak işbirliği yapılamıyor. Böyle olunca da herkes kendisinin istediği ama diğerlerinin hiç istemediği yola yöneliyor. Herkes birbirini engellediğinden, değiştirilmek istenen bugünkü düzen de sürüyor.
[Devamı]
Reform süreci için bir siyasal çözüm önerisi
24 Mart 2008
Taraflardan sadece birisinin çıkarını kollayan, ötekisine ise zarar veren bir düzeni kurmak olanaksız. Bu durumda işbirliği yapmayan oyuncuların üzerinde fiilen anlaşabilecekleri tek sonuç durumun korunması. Yani siyasal partilerin başta 'tercih etmediklerini' açıkladıkları durum.
[Devamı]
Güven kaybı ve piyasa
21 Mart 2008
ABD'deki mali krizin herhalde en büyük tahribatı kurumlar üzerinde oldu. Mali kurumlara, değerleme kuruluşlarına ve düzenleyici yetkelere olan güven ciddi bir biçimde sarsıldı. Gelir ve istihdamda ciddi düşüşlere yol açabilecek bir duraklamanın doğuracağı toplumsal zararın büyüklüğü karşısında, FED ister istemez ahlak çözüntüsü (moral hazard) yaratmanın günahını üstlenip itibar kaybetme riskini kabullendi. Geçen hafta Bear Stearns olayında olduğu gibi kurtarma operasyonlarında başrole soyunmak zorunda kaldı. Sonuç ne olursa olsun, sistem çöküntüden kurtulsa bile, FED'in de bundan güven kaybına uğramadan çıkması zor. Çünkü bir kurumu kurtarıp, onu bu noktaya getiren kararların sorumlularını kurtarmayacak, işleyebilir, bir mekanizma tasarlamak, hele zaman baskısı hesaba katıldığın
[Devamı]
Gelişen ülkelerin ABD ile göbek bağı kopmadı, resesyona önlem şart
17 Mart 2008
'Ayrışmış dünya ekonomisi' söylemine küresel önemi farklı blokların olduğu bir dünyadan bloklaşmış bir dünyaya geçiyoruz. Buna göre ABD gelişmiş ekonomileri eski kadar etkilemiyor. Gelişmekte olan ülkeler açısından ise ABD'deki duraklamadan çekinmek lazım.
[Devamı]
Sadun Aren hoca
14 Mart 2008
Hocamız Sadun Aren'i kaybettik. Onu Mülkiye'de öğrencilik yıllarımın hemen başlarında, (1960'ların ilk yarısında) bizlere verdiği konferanslarında tanımıştım. Bir konuyu ele alıyor, duru bir mantıkla sorunu ve kendi yorumunu ya da çözümünü anlatıyordu. Bunu o kadar güzel yapıyordu ki, salondan çıktığımızda dikkatle dinlemek ötesinde pek bir gayret göstermeden, o konuda epeyce bir şey öğrenmiş oluyorduk. Sadun Hoca okulda zaten bir efsaneydi. Ama her konferansı benim ve pek çok arkadaşımın gözünde onu daha da büyütüyordu. Sanırım, eve gelince bu konferansları büyük bir heyecanla anlatıyordum. Emekli bir subay olan babam bu anlattıklarımdan etkilenmiş olacak ki, o da konferanslara gelmek istediğini söyledi. Beraber gitmeye başladık. Birkaç toplantı sonrasında Sadun Hoca'ya hayran o
[Devamı]
Yeni gelir şimdilik kuşkulu, hesap detaylarına inmek lazım
10 Mart 2008
TÜİK'in yeni serisine göre ekonomi 2001'de yüzde 7,5 değil, 5,7 daralmış. Mali kesim de sanılandan daha az gelişmiş. Ancak bu hesaplara güvenmeden önce kullanılan yöntemin detayları ortaya çıkmalı.
[Devamı]