Arşiv

  • Nisan 2024 (14)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Sanayi üretiminde düşüş
    Hasan Ersel, Dr. 13 Mart 2009
    Ocak 2009'da sanayi üretiminin 1 yıl öncenin aynı ayına göre yüzde 21,3 düşüş göstermesi dikkatleri, -belki de fazlasıyla- üzerine topladı. Kuşkusuz bu rakamın bir anlamı var: Geçen senenin aynı ayına göre üretimde ciddi düşme olduğunu gösteriyor. Ancak ekonomide son dönemde ne olup bittiğini anlamak için bu rakam ne kadar yararlı? Geçmişin güzel günleri anılarda sadece soluk izler bırakmış durumda. Herkes bu günlerin farklı olduğunu biliyor. Sanayiciler son birkaç ayda neler olduğuna bakıp eğilim saptamaya çalışıyor. Sanayide çalışan işçiler de. Onların bekleyişlerini ve dolayısıyla kararlarını etkileyecek olan geçen seneye oranla bugün nerede olduğumuz değil, şu günlerde neler olup bittiği. TÜİK'in verilerine göre sanayi üretimi 2009 Ocak ayında 1 ay önceye oranla sadece yüzd [Devamı]
    Neden 'yerel' seçimler 'yerel' değil
    Hasan Ersel, Dr. 09 Mart 2009
    Ali T. Akarca'nın çalışmasına göre iktidar partileri yerel seçimlerde genel seçimlere oranla daha az oy alıyor. AKP'nin yerel seçimleri genel seçim havasına döndürmekle oy oranını yükseltmeyi hedeflediği düşünülebilir. 7-8 Mart 2009 tarihli Referans gazetesinde Gökçe Aytulu'nun güzel bir yazısı yayımlandı. Sayın Aytulu, Türkiye'de geçen 10 yılı aşkın sürede yerel seçimlerin makro düzeydeki politikanın uzantısı olmaktan çıkıp yerelleşme yönünde filiz vermeye başladıklarına dikkat çekiyor. Ancak Sayın Aytulu 29 Mart 2009 seçimlerinde bu eğilimin tersine çevrilmekte olduğunu da vurguluyor. Bunun temel nedeni olarak da iktidar partisinin bu seçimi bir "meşruiyet sınavı" olarak kullanmak istemesini gösteriyor. Sayın Aytulu'nun görüşlerine başvurduğu Fuat Keyman, Ali Yaşar Sarıbay [Devamı]
    Sabit fiyatlar, değişen miktarlar
    Hasan Ersel, Dr. 06 Mart 2009
    Yılmaz Akyüz'ün Sermaye Bölüşüm Büyüme (Ankara; Eflatun Yayınevi, 2009) adlı çok değerli kitabı yeniden basıldı. Bu kitap, bence, başlığına taşıdığı üç kavram ve bunlar arasındaki ilişkileri ciddi bir biçimde öğrenmek isteyecekler için "okunmazsa olmaz" niteliktedir. Hele bu konuları yeniden düşünmenin zorunlu olduğu bu günlerde... Darısı Yılmaz Akyüz'ün Fiyat Mekanizması ve Makroekonomik Dengesizlikler (Ankara; Yurt Yayıncılık, 1984) adlı kitabının başına. Bu kitap fiyatların belirlenme sürecine farklı bir biçimde nasıl bakılabileceği konusunda ileri sürülen yaklaşımları ele alıyor ve bunların makro iktisattaki sonuçlarını tartışıyor. Öyle kolay bir kitap değil. Ama Keynes'gil iktisadın ne demek olduğunu öğrenmek için büyük bir fırsat. Bilindiği gibi (sadece ülkemizde değil, dün [Devamı]
    Kriz sonrası dünya gelir dağılımı daha da bozulabilir
    Hasan Ersel, Dr. 02 Mart 2009
    Dünyada gelir dağılımını birbirine ters yönde etkileyen iki gelişme var. Bunlardan ilki, ülkeler arasında kişi başına gelir farklarının azalmaya başlaması, ikincisi ise bazı ülkelerin içinde gelir dağılımının bozulması. İlki dünya gelir dağılımını düzeltici, ikincisi ise bozucu yönde etki yapıyor. İlkinin ortaya çıkış nedeni gelişmekte olan ülkelerin kişi başına gelirlerin gelişmiş ülkelere oranla daha hızlı artması. İkincisinin ise ülkelere ve zamana göre değişen nedenleri var. Dünya gelir dağılımını incelemek pek de kolay değil. Veriler eksik ya da yetersiz. Araştırmacılar, bu sorunları aşabilmek için farklı varsayımlar yapmışlar ve değişik yöntemler kullanmışlar. Dolayısıyla farklı sonuçlara ulaşmışlar. Bazıları gelir dağılımının bozulduğu, diğerleri ise düzeldiği yönüne sonu [Devamı]
    Gelir dağılımı üzerine
    Hasan Ersel, Dr. 27 Şubat 2009
    Türkiye'de yaygın kanı, gelir dağılımının bozulmakta olduğudur. Şimdi buna bir de dünya ölçüsünde gelir dağılımının, özellikle son yıllarda, hızla bozulmakta olduğu görüşü eklendi. Pek çok kimseye göre bunlar, tartışmaya bile gerek olmayan, apaçık gerçekler! Oysa gelir dağılımı konusunda ciddi çalışma yapan hiç kimse bu kadar iddialı bir söylemle ortaya çıkmıyor. Üstelik ulaşılan sonuçlar Türkiye'de ya da dünyada gelir dağılımının bozulmakta olduğu görüşünü doğrulamaktan çok uzak. Peki, bu konuda uzman olmayanlar neden gelir dağılımına bu kadar meraklılar? Galiba, bu sorunun yanıtı gelir dağılımı ile doğrudan ilgili değil. Aslında genelde insanlar, içinde bulundukları iktisadi ortamı bozan, başta haksızlıklar olmak üzere, her şeyi, "gelir dağılımı" adı altında topluyorlar. O yüz [Devamı]
    Merkez'in faiz indirimi bankalara katkı yapar
    Hasan Ersel, Dr. 23 Şubat 2009
    Merkez Bankası, faiz indirim kararlarıyla bankaları yönlendirmiyor ancak bankaların mali durumlarının bozulmamasına katkı yapmış oluyor. Bunun ne ölçüde kamu kesiminin borçlanma maliyetlerini aşağıya çekeceği ise bankaların durumuna bağlı.   Merkez Bankası kendisinin belirlediği ve bankalarla yaptığı işlemlere uyguladığı faizleri, beklenenin ötesinde, 150 baz puan indirdi. Para Politikası Kurulu'nun (PPK) yaptığı açıklamada bu karar aşağıdaki gerekçelere dayandırılıyor. PPK'nın kararındaki ifadeleri değiştirmeden, sadece numaralayarak aktarıyorum: 1) Son dönemde açıklanan veriler iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın sürdüğüne işaret etmektedir. 2) Uluslararası kredi piyasalarındaki ve küresel ekonomideki sorunlar devam etmektedir. Bu çerçevede iktisadi faaliyetteki toparlanmanı [Devamı]
    Kamu harcamalarını artırmak bütçe dengesini kollamak ile çelişir mi
    Hasan Ersel, Dr. 20 Şubat 2009
    Keynes, ekonomide toplam talebin düşmesi nedeniyle daralma söz konusu olduğunda kamu harcamalarını artırarak (ve/veya net vergileri düşürerek) bu durumdan çıkılabileceğini söylemişti. Bugünlerde, başta ABD olmak üzere pek çok gelişmiş ve gelişmekte olan ülke geçen seneden bu yana bu sorunla karşı karşıya kaldığını ve önlem alınmazsa çok ciddi toplumsal ve iktisadi sonuçlar doğuracağını kabul etmiş durumda. Bu nedenle de Keynes'in bu görüşüne uygun önlemler alıyorlar. Türkiye bu açıdan, -şimdilik- bir istisna oluşturuyor. Ülke içinde oldukça yaygın olan görüş, dünyanın kalanındakine benziyor. Türkiye'yi, diğer ülkelerden ayıran temel nokta ise hükümetin bu görüşe katılmaması. Hükümet, daralma tehlikesinin söylendiği kadar vahim olmadığı kanısında ya da o izlenimi vermeye çalışıyo [Devamı]
    Bugün bizden oy almak için gelecek nesillerin hayatı çalınıyor
    Hasan Ersel, Dr. 16 Şubat 2009
    Hükümet, kamu harcamalarını artırıyor. Peki bunu nasıl finanse edecek. Kriz ortamında vergi gelirleri artmayacağına göre demek ki borçlanacak. Yani bizim oyumuzu almak için faturayı gelecek nesillere çıkartacak. Hükümetten gelen bir açıklamaya göre, "IMF'nin önerilerine dayalı bir program uygulanmış olsaymış, şimdi büyüme hızı daha düşük olurmuş". IMF'nin ne önerdiği, dolayısıyla bu önerileri hesaba katan bir programın ne olduğu belli olmadığı gibi, bu hesaplamanın nasıl yapıldığı da açıklanmamış. Bu durumda "eğer IMF'nin önerileri kabul edilerek bir program yapılıp yürürlüğü konulsaydı Türkiye'nin büyüme hızını yüzde 7'nin bile üstüne çıkmış olurdu" biçimindeki bir ters görüşü aynı ciddiyet(sizlik)le savunmak olanaklı. İnsanın aklına bu açıklamanın "IMF ile yapılan anlaşmala [Devamı]
    Ülkenin menfaati, saydamlık ve toplumun tercihi
    Hasan Ersel, Dr. 13 Şubat 2009
    Hükümetin IMF ile bir anlaşma yapmak konusundaki kaygıları var ama bu kaygıların ne olduğu belli değil. Hükümetin söylediklerini biraz uğraşıp derleyip toplar, bir o kadar da kendimizi zorlarsak, iktisat diline çevirebiliriz. Hükümet, anlaşılan, IMF'nin önerdiklerinin çağrıştırdığı programa oranla kendisinin, daha "üstün" bir politika seçeneği (henüz açıklamadığı kendi programı) olduğu kanısında. Burada "üstün" kelimesinin altını çizeyim. Çünkü iktisatta bu kavramın tek bir tanımı vardır: Bir program ancak hiç kimsenin durumunu bozmadan, en az bir kişinin durumunu öteki programa göre daha iyileştirebiliyorsa "üstün" olarak kabul edilir. Bu ölçüt sağlanmadığında bir program bazı toplumsal gruplar için ve/veya bazı dönemlerde toplumun tümüne öteki programdan daha "iyi" sonuç verir [Devamı]
    Bir kötümserin bakışıyla Türkiye ve dünyada 2009 yılı gelişmeleri
    Hasan Ersel, Dr. 09 Şubat 2009
    Herkes gibi ben de ekonomimizin 2009'da nasıl seyredeceğini merak ediyorum. Bu amaçla basit bir çerçeve oluşturdum. Kendi kendime projeksiyonlar yapıyorum. Tabii ne varsaydığıma göre sonuçlar da değişiyor. Karamsarlığım arttıysa, sonuçlar biraz daha keyif kaçırıcı oluyor, azaldıysa tersi. Böyle bir çerçeve ile öngörü yapmak pek akıllıca bir iş değil. Ama milli gelir, ödemeler dengesi, kamu kesimi dengesi, kamu borç stoku ve bir ölçüde işsizliği bir arada görmeme olanak sağladığı için beni (aşırı ölçüde) tutarsızlığa düşmekten koruyor. O da bana yetiyor. Şu ara, herhalde karamsarlığım arttığından olacak, ulaştığım sonuçlar biraz daha olumsuz. Bunun temel nedeni ise dünya ekonomisine ilişkin bekleyişlerdeki bozulma. Bir kere küresel krizin "küreselliği" artık iyice tescil oldu. He [Devamı]