Arşiv

  • Mayıs 2024 (5)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Obama, Paul Volcker'i göreve çağırdı
    Hasan Ersel, Dr. 28 Kasım 2008
    ABD başkanlığına seçilen Barack Obama, ekonomik krizden kurtuluş yolunun nasıl bulunacağı ve neler yapılacağına karar vermek için İktisadi Toparlanma Danışma Kurulu (Economic Recovery Advisory Board) oluşturmaya karar verdi. Bu kurul iş dünyası, işçi kuruluşları ve akademik kuruluşlar başta olmak üzere çeşitli kesimlerden gelen uzmanlardan oluşacak. Görevi; başkana ve iktisadi politika takımına, yaşadığımız krize ilişkin bilgiler aktarmak ve neler yapılabileceği konusunda muntazam olarak rapor vermek. Obama'nın böyle bir kurul oluşturma nedenlerinin başında da "Washington'daki karar alma sürecinin dar görüşlülüğünü delmek" geliyor. İşin daha ilginç tarafı, bu kurulun başına Paul Volcker'in getirilmiş olması. 81 yaşındaki Volcker, ABD'yi 1970'lerde içine düştüğü stagflasyondan kur [Devamı]
    Krizden etkilenme olasılığı ve iktisat politikası
    Hasan Ersel, Dr. 24 Kasım 2008
    Hükümetin IMF ile anlaşma kararı, krizin Türkiye'yi etkilemesine yüksek olasılık atfettiğini gösteriyor. Hükümetin krizin yüzde 60 olasılıkla Türkiye'yi olumsuz etkileyeceği varsayımıyla hazırladığı program, bu olasılığın yüzde 100 olduğunu düşünen IMF'yi ikna etmeye yetecek mi?   Hükümetin küresel kriz karşısındaki tutumu zaman içinde farklılıklar gösterdi. Hükümet, önce, küresel krizin Türkiye'yi mevcut iktisat politikasını değiştirmeye gerektirmeyecek kadar az etkileyeceğine inandığı izlenimini verdi. Bir süre sonra ise hükümet IMF ile pazarlık yapıp, daha yumuşak koşullarla bir program yapılmasından söz etmeye başladı. Zaten belirsizlik doruk noktada olmasa, "hükümet bizlerin algıladığı belirsizliği artırdı" denilebilir. Sanırım, hükümet de belirsizliğin yarattığı kararsızl [Devamı]
    Övgüler olsun sana
    Hasan Ersel, Dr. 22 Kasım 2008
    Yıllar önce bir Yunanlı tanıdığıma (müzikçi değildi), besteci yönüyle Mikis Teodorakis'in Yunan toplumuna en önemli katkısının ne olduğunu sormuştum. Yanıtı şu idi: "Bizlere, özellikle gençlerimize, kendi şairlerimizi tanıtması". Gerçekten de Teodorakis (Manos Hacidakis ile birlikte) Yunan şairlerinin şiirlerini bestelemeye özel önem vermişti. Öte yandan Teodorakis'in kitlelere ulaşmaya özel bir ağırlık veren sanat anlayışı, onu bu şiirleri dinleyiciyle yakın ilişki kuracak biçimde bestelemeye yöneltmişti. Bu bilinçli tercihini kendisi "Sanatsal İnancım" adlı kitabında anlatıyor. (İkinci Baskı, Çeviren Liz Behmoaras, İstanbul: Dünya Kitapları, 2005. İlk baskısı 1987'de Alfa Yayınları tarafından yapılmıştı.) Teodorakis'in şarkıları, belki de dinleyiciyle kolay iletişim kurmanın [Devamı]
    Türkiye'nin dış ticareti üzerine
    Hasan Ersel, Dr. 21 Kasım 2008
    Geçen haftaki yazımda Türkiye'nin ihracat başarımını ele almıştım. Karşılaştırma yapabilmek için de her yılın ihracatını 2007 ABD Doları değerine dönüştürmüştüm. Bu yazıda da önce aynı işlemi, ithalat için tekrarlayacağım. Yazının ikinci bölümünde ise cari dış ticaret dengesini ele alacağım. Tablo 1'de Türkiye'nin 1923-2007 döneminin tümü için dolar olarak ithalat rakamları veriliyor. İlk sütunda Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) yayımladığı cari fiyatlarla, ikinci sütunda ise 2007 fiyatlarıyla hesaplanan ithalat rakamları veriliyor. Görüldüğü üzere, tüm seri 2007 dolar değeri ile hesaplandığında dönem toplamı olarak ithalatımız, cari fiyatla yapılan hesaba oranla yüzde 38,5 daha yüksek çıkıyor. Doğal olarak, bu düzeltmenin etkisi yakın yıllarda düşük olduğu için 2002-7 dönem [Devamı]
    Komutan Rommel ve ekonomist Bernanke'den kriz dersleri
    Hasan Ersel, Dr. 17 Kasım 2008
    2. Dünya Savaşı'nın komutanlarından Rommel, aynı anda birçok hedefe yönelmek yerine hedefleri amacına göre sıraya koymuştu. FED Başkanı Bernanke de kime mali destek verileceğini belirleyerek bazılarının batmasına razı oldu. II. Dünya Savaşı'nın en önemli komutanlarından birisi Mareşal Erwin Rommel'dir. Bu komutanın özellikle Kuzey Afrika'daki başarıları dillere destan olmuştur. Rommel, bu mücadelesinde, sürekli olarak, karşısındaki daha güçlü kuvvetlerle mücadele etmek zorunda kalmıştı. Rommel'in Gazala ve El Kasreyn savaşlarında uyguladığı taktik özünde vuruş anında ve noktasında güçlü olmak fikrine dayanıyordu. Bu nedenle de aynı anda çok sayıda hedefe yönelmek yerine, mevcut hedefleri kendi amacına göre sıraya sokmuştu. İkinci dikkat ettiği nokta ise vuracağı noktada kuvvet [Devamı]
    İhracatı değişken ölçü birimiyle ölçmeye çalışmak
    Hasan Ersel, Dr. 14 Kasım 2008
    İhracattaki artıştan söz edenler bazen karşılaştırma yapmak gereği duyuyorlar. Gazetelerde "Cumhuriyet tarihinin en büyük aylık ihracat rakamına bu ay ulaştık" ya da "Cumhuriyet tarihi boyunca ulaşabildiğimiz [en yüksek yıllık] ihracat rakamı 36 milyar dolar; şimdi 120 milyar [dolar] oldu" gibi başlıklar okuyoruz. Bu rakamlar yanlış ya da uydurma değil. Dolayısıyla kimse kimseyi kandırmıyor. Ama bir sorun var: Kullanılan ölçü birimi sabit değil! Doların değeri zaman içinde değişiyor. Nedeni, kabaca, ABD enflasyonu. Bir dolarlık ihracat yaptığımızda, örneğin 1931'de ABD'den alabildiğimiz mal ve hizmet miktarı 2007'de alabildiğimizden çok daha fazlaydı. Bunu hesaba katmak gerek. Hemen baştan söyleyeyim. Bu düzeltme yapıldığında ihracatımızın son yıllarda ciddi ölçüde arttığı gerçe [Devamı]
    Dış tasarrufa ve dövize olan gereksinim: İki farklı olay
    Hasan Ersel, Dr. 10 Kasım 2008
    Türkiye'nin cari açığı var. Bu, iç tasarruflarımızın yatırımlarımızı karşılayacak düzeyin altında olduğu anlamına geliyor. Yani yabancıların (Türkiye'de yerleşik olmayanların) tasarruflarını kullanmaya talip oluyoruz. Onlar da bize borç veriyor. Karşılığında da faiz alıyorlar. İşler yaklaşık 2001'den bu yana böyle gidiyordu. Özel kesimin dış borcu bu yolla arttı. Şimdi bu durum değişiyor gibi. Borç verenlerin hevesleri azaldı. Öyle görülüyor ki eski miktar ve/veya koşullarda borç bulmamız olanaksız gibi. Neden böyle oldu? Akla iki olasılık geliyor. Bunlardan ilki küresel kriz nedeniyle bize borç verenlerin durumunun bozulması yüzünden onların borç veremez duruma düşmeleri. İkincisi de bizim yaptığımız hatalar nedeniyle borç verenlerin vazgeçmiş olmaları. Şu anda baskın görünen n [Devamı]
    Banka kredilerinin düşmemesi için neler yapılabilir
    Hasan Ersel, Dr. 07 Kasım 2008
    Yaşamakta olduğumuz krizin sonuçlarına "kader" deyip katlanmak niyetinde değilsek, "Hangi önlemler alınırsa reel kesim daha çabuk toparlanır" sorusuna somut yanıtlar bulmak zorundayız. Bu bağlamda, amaçları, içerikleri, uygulanmalarından beklenen yararlar ve maliyetleri ortaya konulmayınca "devlet müdahale etsin", "IMF ile anlaşalım" ya da "Özel kesime karışmayalım" türü öneriler, bence, pek bir şey ifade etmiyor. Dünya ekonomisinin yavaşlaması bekleniyor. Türkiye için de benzer öngörüler var. Bu yavaşlamanın ne ölçüde olacağı da önemli; ekonominin büyüme hızının yüzde 3'e düşmesi ile yüzde 1'e inmesinin toplumsal sonuçları farklı. Öte yandan yavaş büyüme döneminin bir sene sürmesiyle beş seneye yayılması da aynı şey değil. Amaç, olabildiğince büyüme hızının az düşmesini ve dü [Devamı]
    Bankaların kredi açmasını etkileyen faktörler nedir
    Hasan Ersel, Dr. 03 Kasım 2008
    Türkiye'de şirketlerin finansman kaynaklarının en önemlisi banka kredileri. Bu nedenle bankaların kredi açma davranışını etkileyen etmenlerin neler olduğunu bilmek önem kazanıyor. Bu konuda bir fikir edinebilmek için Türkiye'de bankaların 2001 krizi sonrası kredi piyasasındaki davranışlarına ilişkin izlenimlerimi aktarmak istiyorum. 1) İlk üzerinde durmak istediğim nokta, Türkiye'de kredi arzını artırmanın, kredi faizini yükseltmekten geçmediği. Türkiye'deki bankaların kredi faizlerinde aşırı yükselme olduğunda (örneğin kamu menkul kıymetlerinin faizlerine oranla), bundan kredi piyasasında riski yüksek müşterilerin arttığı sonucunu çıkardıkları görülüyor. Bu durumda bankaların faiz-getirili aktifleri içinde kredilerin payı azalıyor. Buna iktisatta kredi tayınlaması (credit rati [Devamı]
    Banka kredilerinin ticari kredi yaratma etkisi
    Hasan Ersel, Dr. 31 Ekim 2008
    Bir ülkede banka kredilerinin GSYH oranı ne gösterir ve ne göstermez? Sadece bu göstergeye bakarak bankacılığın aracılık faaliyetlerinin büyüklüğü hakkında bir yargıya varmak ne kadar doğrudur? Bu sorular üzerinde düşünmeye yardımcı olmak üzere Tablo 1'de Türkiye ve Mısır'ın son iki yılda banka kredisi/GSYH oranları veriliyor. Görüldüğü üzere Mısır'da banka kredilerinin/GSYH oranı Türkiye'nin epeyce üstünde. Buna bakıp, "Türkiye'de şirketler kesiminin özkaynak açısından Mısır şirketlerinden daha güçlü olduğu" sonucunu mu çıkaracağız? Yoksa "Mısır bankacılık sistemi kredi sağlamak açısından Türkiye'den çok daha gelişmiştir" biçiminde bir yargıya mı varacağız. (Tabii bu ikinci sonuca varırken her iki ülkede de tüketici kredilerinin toplam içindeki payının sonucu değiştirmeyecek düz [Devamı]