Arşiv

  • Mayıs 2024 (1)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Bölüşüm sorunları ve kriz
    Hasan Ersel, Dr. 06 Şubat 2009
    2 Şubat 2008 tarihli yazımda, benden kaynaklanan, iki hata var. Yazının ikinci sütununun son satırında ("İyi güzel de..." diye başlayan paragraf) "kullandırmamaları" kelimesinin doğrusu "kullandıramamaları" olacak. Yazının üçüncü sütununda "Kâr oranlarındaki düşmenin..." diye başlayan paragrafta yer alan ikinci cümle "Marx'ın birikim, azalan kâr oranı ve teknolojik gelişme..." biçiminde başlayacak. Aynı konuya devam etmek istiyorum. Reel kesimin üretim maliyetlerini girdi ve finansman maliyetleri biçiminde iki kalemde düşünelim. Yaratılan katma değer de kâr ile ücret arasında bölüşülsün. Bu basit çerçeve içinde aşağıdaki sonuçların geçerli olduğu gösterilebilir: 1) Teknoloji ve faiz oranı sabitken ücret düzeyinde (kâr oranında) artış olması, kâr oranını (ücret düzeyini) düşürece [Devamı]
    Reşadiye ve Sultan Osman-ı Evvel dretnotlarına el konulması
    Hasan Ersel, Dr. 31 Ocak 2009
    Çocukken rahmetli babamla yaptığım sohbetlerden edindiğim izlenim, onun nesli üzerinde, Büyük Britanya'nın, I. Dünya Savaşı'nın hemen öncesinde, 1914'te, Sultan Osman-ı Evvel (Birinci Sultan Osman) ve Reşadiye dretnotlarına (Dreadnought; tek tip çaplı toplarla donatılmış savaş gemisi) el koymasının çok büyük bir etki yarattığı, Büyük Britanya'nın kimliğinde, yabancı devletlere güvenilemeyeceği biçiminde güçlü bir yargının oluşmasına yol açtığı olmuştu. Üstelik bu yargı, sadece askerler ve onların çevreleri ile sınırlı kalmamış, topluma yayılmıştı. Oysa böyle bir olay Osmanlı devletinin başına ilk kez gelmiyordu. Birkaç yıl önce, 1911'de, İtalya hükümeti Osmanlı devletinin Ansaldo tezgâhlarına sipariş ettiği Drama kruvazörüne el koymuştu. Ancak bu, bilebildiğim kadarıyla, bir topl [Devamı]
    Merkez, 'Enflasyon daha da düşecek' diyor ama..
    Hasan Ersel, Dr. 30 Ocak 2009
    Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın (TCMB) yayımladığı Enflasyon Raporu 2009-I adlı dokümanda "2008 yılının son çeyreğinde, döviz kuru hareketlerinin fiyatlar üzerindeki etkisinin kendi tahminlerinden de düşük gerçekleşmiş olduğu" vurgulanıyor. Bunun en önemli nedeni olarak da ithalat fiyatlarındaki keskin gerileme gösteriliyor. TCMB Başkanı'nın bu raporu sunuş konuşmasında da bu konu üzerinde duruluyor ve iki görüşe yer veriliyor. Bunlardan ilki "2009 yılında toplam talepte belirgin bir toparlanma beklenmediği göz önüne alındığında döviz kurunun fiyatlar üzerindeki etkisinin bir süre daha sınırlı kalmaya devam etmesi muhtemeldir." İkinci görüş ise "Bununla birlikte, orta vadeli (geçişlilik) etki(si) konusunda net bir ifadede bulunmak için henüz erken olduğunu düşünmekteyiz" [Devamı]
    Hayali bir yatırımcının Türkiye karnesi
    Hasan Ersel, Dr. 26 Ocak 2009
    Türkiye'ye yatırım yapmak isteyen düşsel bir yatırımcı düşünelim. İlk sorunları ne olur? Karşılaştığı ekonomik ve siyasi manzara karşısında yatırım yapma kararı verir mi? Yoksa bavulunu toplayıp gider mi? Kendimi Türkiye ile ilgilenen bir yatırımcının yerine koydum. Bununla İMKB'de kağıt alıp satan, dolayısıyla Türkiye'yi birkaç günlüğüne ziyaret eden, "uzun dönemli"(!), yatırımcıyı kastetmiyorum. Bu ülkede sabit sermaye yatırımı yapmak niyetinde olan birisi söz konusu. Türkiye'ye yatırım yapsın mı, yapmasın mı? Yıl 2009, küresel kriz var. Söylenen o ki 2010 ya da 2011'de işler biraz düzelecekmiş. Zaten böyle bir yatırım projesi de ancak o zamana yetişir. Geriye Türkiye'de işlerin bu dönemde nasıl gideceğini kestirmek kalıyor. Akla ilk gelen derecelendirme kuruluşlarının ülke ra [Devamı]
    Yerel yönetimler ve yerel siyaset
    Hasan Ersel, Dr. 23 Ocak 2009
    Önümüzde yerel seçimler var. Sonuçları ne olursa olsun 2009 Türkiyesi'nin siyasal yaşamını ciddi boyutta etkileyecek önemde bir olay. Galiba bu nedenle de yerel sorunlar, bunların çözümleri ve dolayısıyla yerel siyaset bu seçimlerin genel siyasal ortama etkilerine oranla daha az ilgi topluyor. Adaylar sahaya çıkınca bu konular konuşulmaya başlayacak. Ama yine de sorunların tartışılacağından emin değilim. Oysa gerekli. TEPAV'ın web sitesinde (http://www.tepav.org.tr), Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. H. Hakan Yılmaz'ın hazırladığı "Yerel Yönetimler Bütçe Notu 2008 (Ocak-Eylül)" başlıklı çalışma, 14 Ocak 2009 tarihinde yayımlandı. Bu çalışmada, yerel yönetimlerin mal ve hizmet alımları harcamalarının, Eylül 2008 itibariyle sağlık harcamaları dı [Devamı]
    Özel kesimin dış borçları ve bankalar
    Hasan Ersel, Dr. 19 Ocak 2009
    Özel kesimin dış borçlarına ilişkin 2008 yılı kasım ayı itibariyle veriler açıklandı. Buna göre üçüncü çeyrekte özel kesim dış borcunun yaklaşık yüzde 69'u finansal olmayan şirketlerin. Bankaların payı ise yüzde 23 dolaylarında. TCMB özel kesimin dış borçlarına ilişkin 2008 yılı kasım ayı itibariyle bilgileri açıkladı. Bu rakamlara okurların da göz atmasında yarar olduğunu düşündüğüm için, yazıda, olağandan çok tablo var. Kısa açıklamalarla tablolardaki önemli gördüğüm rakamlara dikkat çekmeye çalışacağım. Özel kesimin dış borç stokunun, ABD doları cinsinden ölçüldüğünde, doruk noktasına ulaştığı 2008 yılı üçüncü çeyreğinde (2008/III; yani 2008 Eylül ayı) toplam dış borç stoku 146,78 milyar ABD doları. Bunun yüzde 98,7'si uzun vadeli (yani vadesi bir yıldan fazla olan) borçlar. [Devamı]
    İhracatta kalıcı pazarlar, gecici oynamalar
    Hasan Ersel, Dr. 16 Ocak 2009
    5 Ocak 2009'da yayımlanan yazımda önce 2008'de Birleşik Arap Emirlikleri'ne (BAE) olan ihracatımızdaki ciddi sıçramadan söz etmiş, bunun BAE'de tekrar-ihracatın artmasıyla ilgili olabileceğini vurgulamıştım. Aslında kafamdaki temel sorun şuydu: Küresel kriz ortamında Türkiye için ihracat (ithalat da) projeksiyonu nasıl yapılabilir? Geçmiş yılların rakamlarını uzatarak yapılacak bir projeksiyon "kriz yok" varsayımını yapmak demek. Anlamı yok. Daha detayda bilgiye gerek var. Bu bağlamda önemli olan bir başka nokta da ihracattaki bir oynamanın (artış ya da azalış) geçici nedenlerden mi kaynaklandığı yoksa kalıcı olabilecek bir pazar büyümesine mi işaret ettiği. Bu yazım üzerine okuyucularımdan gelen e-posta mesajlarında bu açıdan çok değerli bilgiler var. Bunları kısaca paylaşayım: [Devamı]
    Düşük faizli finansman olanağı verimliliği ikinci plana itti
    Hasan Ersel, Dr. 12 Ocak 2009
    Finansman maliyetlerindeki düşmenin kârlılığa etkisinin daha yüksek olduğu geçen dönemde, verimlilik artırıcı önlemler önceliğini yitirdi. Ancak bu durum sermayenin verimliliğinin daha düşük olduğu yatırımlara yönelmeyi de özendirdi. [Devamı]
    Çevremizdeki gelişmeler iktisat politikası için alarm
    Hasan Ersel, Dr. 09 Ocak 2009
    Türkiye'nin küresel krizden etkileneceğini, bunun da birden fazla dalga biçiminde olacağını düşünüyordum. Bu dalgalardan ilki merkezdeki (ABD ve AB) iktisadi daralmanın dünyaya dış ticaret, finansman ve bekleyişler biçiminde yansımasıydı. Bu etki galiba 2008'in ekim ayından bu yana görülüyor. İkinci dalga çevre ülkelerin merkezdeki bu daralmaya tepkilerinin bize yansımasından kaynaklanıyor. Bu, büyük ölçüde dış ticaretin daralması, petrol fiyatlarının düşmesi gibi nedenlerle Ortadoğu ülkeleri, Çin ve Rusya gibi ülkelerin ekonomilerinde sorunlar çıkması ve bu ülkelerle bizim aramızdaki iktisadi ilişkilerin de etkilenmesi ile açıklanabilir. Üçüncü dalga ise hem merkez ve hem de çevre ülkelerinde alınan/alınmakta olan önlemlerin küresel ekonominin işleyişine ve dolayısıyla Türkiye' [Devamı]
    Düşen ihracata çare, Yakındoğu ve Ortadoğu mu
    Hasan Ersel, Dr. 05 Ocak 2009
    Acaba AB ülkelerine olan ihracatımızdaki azalmayı, Yakındoğu ve Ortadoğu ülkelerine ihracatımızı artırarak kısmen de olsa telafi edebilir miyiz? Her şeyden önce ihracat yaptığımız ülkelerin taleplerini ortaya koymamız gerekiyor. 2008 yılı kasım ayı dış ticaret rakamları açıklandı. İhracatımız bir sene öncenin aynı ayına oranla yüzde 17,5 düşmüş. Can sıkıcı bir sonuç ama pek beklenmedik bir durum da değil. Ekim ayında da ihracat düşmüştü. Ancak düşüş oranı sadece yüzde -3,1 idi. Bu iki gözleme bakarak ihracatımızda düşüş döneminin başladığını iddia etmek fazla acelecilik olur. Ama ihracat performansında görülen bu köklü değişimden kaygı duymamak da olanaksız. Ekim ve kasım aylarına beraberce bakalım. Bu iki ayda ihracatımız, geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde -10,8 azalmış. [Devamı]