Arşiv

  • Mayıs 2024 (5)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    2009 sorun çözme yılı olmalı düş görme yılı değil
    Hasan Ersel, Dr. 02 Ocak 2009
    2009'da ne yapacağız? Bu sorunun yanıtı belli: 2008'de iyice belirginleşen sorunları çözmeye çalışacağız. 2008 içimizi ne kadar karartırsa karartsın, 2009 için peşinen karamsarlığa kapılmak bana hiç de anlamlı gelmiyor. Çünkü, doğru kararlar alındığında daha güzel günlere yelken açma seçeneğinin yolu hâlâ açık. Ancak, doğru karar alabilmek için içinde bulunduğumuz koşulları doğru değerlendirmek, yeterli olmasa bile, zorunlu. Önce ekonomimizin durumuna bakalım. Türkiye'de büyüme 2005'ten bu yana ivme kaybediyor. Özetle büyüme devam ediyor ama büyüme hızı düşüyor. 2008'in üçüncü çeyreğinde gördüğümüz neredeyse büyümenin sıfırlanması olayı küresel krizden çok Türkiye'nin içinde bulunduğu bu süreçle ilgili. O halde, sadece küresel krizden gelen etkilere karşı önlem almakla yetinirs [Devamı]
    2009'un ikinci yarısına kadar işsiz sayısı daha da artacak
    Hasan Ersel, Dr. 29 Aralık 2008
    2009'un ilk yarısında ekonomi ciddi ölçüde daralacak ve pek çok şirket mecburen bazı çalışanlarının işine son verecektir. İkinci yarıdaki toparlanma sırasında ise işverendeki güven sorunu nedeniyle kaybedilen istihdam oranında bir geri dönüş beklememek gerekir. Sayın Seyfettin Gürsel Referans'ta 25 Aralık 200 Perşembe günü yayınlanan yazısında şöyle diyor: "Büyüme verileri de zaten ekonomin giderek durgunlaştığını gösteriyor. Gelecek aylarda işsizlik artışının, ne yazık ki, daha da hızlanması kaçınılmaz görünüyor. Yıllık bazda istihdam artışının önce sıfırlanması ardından 2009'un ilk aylarından itibaren düşüşün başlamasını bekliyorum... 2009'da tarım dışı istihdamda az da olsa bir gerileme gerçekleştiğinde, halen 2.5 milyon olan işsiz sayısı 3 milyonu geçecektir. " Ben 2009 yılı [Devamı]
    Kamu harcamaları yoluyla büyümeye çalışmanın sınırları
    Hasan Ersel, Dr. 26 Aralık 2008
    Geçen yazımda kamu harcamaları yoluyla ekonomiyi canlandırmaya yönelik bir programın sorunlarından söz etmiştim. Çünkü, böyle bir programın başarıya ulaşması ancak sorunları ve dolayısıyla sınırları bilinirse olanaklıdır. Bunlara dikkat edilmezse beklenen sonuç alınamayacak, program büyük bir olasılıkla başarısız olacaktır. O zaman da bu başarısızlığın "dışsal" nedenlerinin neler olabileceğini keşfetmek için bir yığın boş söz söylenecektir. 2009 yılı için basit bir çerçeve oluşturarak bazı projeksiyonlar yapmaya çalıştım. Epey iyimser sayılabilecek temel varsayımlarım şöyle: Ekonomi 2008 yılının son çeyreğinde küresel krizden etkilenmeye başlayacaktır. Bu, kendisini, dış ticaret etkisi olarak ihracattaki azalma biçiminde gösterecektir. Bunun bekleyişler üzerindeki yansıması ise [Devamı]
    Kamu harcamasına dayalı çözüm yıllarca süren istikrarsızlık getirir
    Hasan Ersel, Dr. 22 Aralık 2008
    Krize karşı kamu harcamalarını artırmak Türkiye'de cari açığın çok artmasına, eflasyonist baskı ve faizlerin artmasına yol açabilir. Sadece kamu harcamasına dayalı çözüm yıllarca süren istikrarsızlığa yol açabilir. Kriz dediğimiz olayın belirgin özelliği "algılanan" belirsizliğin çok artmasıdır. İnsanlar ve firmalar, önlerini göremedikleri için ihtiyatlı adım atmaya başlarlar; hatta düşmemek için, yerlerinden kımıldamamaya çalışırlar. Böyle olunca, onları harekete geçirebilmek için kollarına girip, yürümelerine yardım etmek gerekir. Tabii bunu yapabilecek birisinin de olması koşuluyla... İşte devletin rolü burada ortaya çıkıyor. Devletin önünü herkesten daha iyi görebileceğine inananlar olabilir ama işin aslı pek de öyle değildir. Sadece, eğer devlet yeterince güçlüyse, bir kişi [Devamı]
    Ekonomideki duraklama ve küresel kriz
    Hasan Ersel, Dr. 19 Aralık 2008
    Türkiye ekonomisi üçüncü çeyrekte (2008-III) sadece yüzde 0,5 büyüdü. Basında bu sonucu küresel krizle ilgilendiren başlık ya da ifadeler yer aldı. Acaba öyle mi? Öyle ise bu dönemde küresel ekonomideki hangi gelişmeler, hangi yollarla Türkiye'yi etkiledi? Üç kanaldan söz edilebilir: Dış ticaret, finansman ve bekleyişler. En önemli kanal olarak dış ticaret görünüyor. İhracatımız 2008-III'te, 2007'nin aynı dönemine oranla, yüzde 36,6 artmış. Hiç de kötü değil. İthalat da yüzde 31 artmış. Finansman kanalında bir sorun olup olmadığına bakayım dedim. Cari açığımız 2007'nin aynı dönemine oranla yüzde 17,2 artmış. Övünülecek bir şey değil elbette. Ama bu açıdan da 2008-III'te değişen bir şey yok gibi görünüyor. Öte yandan ödemeler dengesinin finans hesabına baktığımızda, yurtdışından [Devamı]
    Amerika'nın yüz yılı onun bestelerinde hayat buldu
    Hasan Ersel, Dr. 16 Aralık 2008
    Büyük Amerikalı besteci Elliott Carter 100 yaşında. Bir asırlık ömrüne rağmen üretmeyi sürdüren Carter için düzenlenen doğum günü konserinde Boston Senfoni Orkestrası bestecinin Interventions adlı yeni bir yapıtını icra etti. "Büyük Buhran'ın benim üzerimde ya da öğrencisi olduğum Harvard'a doğrudan bir etkisi yok gibiydi. Gazeteden olup bitenleri okuyordum. Yaşam ise eskisi gibi devam ediyordu. Dileğim bu krizde de öyle olması!" Bu sözler bundan tam 100 yıl önce 11 Aralık 1908'de New York'ta doğan büyük Amerikan bestecisi Elliott Carter'a ait. Carter, ileri yaşına rağmen dünyada olup bitenleri yakından izliyor. Bununla da kalmıyor, yeni yapıtlar besteliyor. Carter'ın 100. doğum yıldönümü için düzenlenen konserlerde piyanist Daniel Barenboim'a James Levine yönetimindeki Boston [Devamı]
    Ekonomik paket nasıl güçlü olur
    Hasan Ersel, Dr. 15 Aralık 2008
    Bir toplumun geleceğine ilişkin ciddi bir program yapmak güçlü teknik bilgi gerektiren zahmetli bir iştir. Buna ek olarak, toplumdaki farklı istek ve eğilimleri anlayabilme, bunları bağdaştırabilme ve ikna etme becerilerine sahip olmak gerekir. Ancak o zaman programın amacına uygun bir biçimde tutarlı olması sağlanabilir ve toplumun desteğini alma ümidi doğar.   İktisadi veriler keyif kaçırdı. İhracat, sanayi üretimi, kapasite kullanımı ve işsizlik rakamları olumsuz sinyaller veriyor. Türkiye ekonomisinin ciddi bir durgunluğa yönelmekte olabileceği kaygısı yaygınlaşıyor. Ekonomimizin dış dünyadaki gelişmelerden üç kanaldan etkilenmesi söz konusu. Bunlar dış ticaret, dış mali ilişkiler ve bekleyişler. Bunlardan ilki ile üçüncüsü arasındaki ilişki üzerinde duracağım. Dünya ölçüsü [Devamı]
    Devletin krizden çıkıştaki rolü üzerine
    Hasan Ersel, Dr. 12 Aralık 2008
    Hanehalklarının tüketim, şirketlerin de yatırım kararlarını azaltma yönünde gözden geçirdikleri bir ortamdayız. Bu hem gelişmiş ülkelerde böyle hem bizim de içinde bulunduğumuz gelişmekte olan ülkelerde. Bu durumda akla ilk gelen çözüm yolunun "kamu harcamalarını artırmak" olması bir bakıma doğal. Asıl sorun ise bundan sonra başlıyor. Herhangi bir kamu harcamasını artırmakla beklenen sonuca varabilir miyiz? ABD'nin bu yıl başındaki vergi iadesi denemesini anımsayalım. Aslında bu da bir kamu harcaması olarak düşünülebilir. Yapılan, her vergi mükellefine sabit bir miktar transfer harcaması yapılması. Özelliği bunun kişiler arası aktarım biçiminde olmamasında. Burada transferi alan da onun finansmanına katılan da aynı kişi. Verginizi ödüyorsunuz, aradan bir süre geçtikten sonra de [Devamı]
    Bir kredi ekonomisi nasıl canlandırılır
    Hasan Ersel, Dr. 05 Aralık 2008
    Adam başına gelirimizin şu kadar olduğu ile ya da filan tarihte dünyanın bilmem kaçıncı en büyük ekonomisi olacağımızla övünüp dururuz. Ama nedense Türkiye'nin uzunca bir süredir bırakın "takas ekonomisini", "parasal ekonomi" aşamasını bile geçip "kredi ekonomisi" olduğunu ise unuturuz. Bu nedenle de ekonomide ne olup bittiğini doğru dürüst kavramada zorluk çekeriz. Aldığımız iktisat politikası kararları da bu nedenle pek sağlıklı olmaz. Kredi, verilen bir söz üzerine yapılan mali işlemdir. Bu nedenle de kredi piyasası "Al parayı ver portakalı" biçiminde çalışan piyasalardan köklü farklılıklar gösterir. Kredi ilişkisi güvene dayanır, belirsizlikten etkilenir. Güven sarsılınca kredi verenler ortadan çekilmeye başlarlar. Bu ise kredilerin ve dolayısıyla iş hacminin daralmasına yol [Devamı]
    Hangi sektör ekonomiyi felç edebilir
    Hasan Ersel, Dr. 01 Aralık 2008
    Ekonomiyi krize sokmadan, yani bazı sektörlerde ya da ekonominin tümünde üretim tümüyle durmadan, önlem alınması gereken başlıca sektör hangisi? Başka bir deyişle hangi sektördeki üretim düşüşünün ekonomiyi felç edeceği nasıl saptanabilir? Türkiye açısından bankacılık gibi görünüyor. Yaklaşık 20 yıl önceydi. İktisadi büyüme sorunuyla uğraşıyordum. Gözüme bir ekonominin en uygun nasıl daralabileceği sorununu ele alan bir çalışma takıldı. Büyüme kavramına o kadar alışmıştık ki, "daralma" diye bir sorunun varlığının, hele daralmanın en uygun nasıl olabileceğinin araştırmaya değer bir konu olabileceği, doğrusu, aklımın ucundan bile geçmemişti. Ancak yine de bir şeyler okudum. Konu ana çizgileriyle şuydu: Çok sektörlü bir ekonomi düşünelim. Bu ekonomi dışsal bir şokla karşılaşsın ve [Devamı]