Arşiv

  • Temmuz 2024 (12)
  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)

    Yeni çapayı nasıl atacağız?
    Fatih Özatay, Dr. 26 Kasım 2007
    Her ülkenin siyasetçisinin özgün katkısı var politik iktisat yazınına. Bizde de hoş örnekler var: "Seçim öncesi zam yapacak kadar enayi miyim?"den tutun da "Kim ne veriyorsa beş kuruş fazlasını vereceğim."e kadar.Bunların temelinde şüphesiz daha çok oy alma amacı var. Eğer iktidardakiler bu türden eylemlerde de bulunuyorlarsa, ekonomi şu ya da bu biçimde, ama mutlaka zarar görüyor. Üstelik bu zarar genellikle seçim sonrasında belirginleşiyor. Bu tür uygulamaların çok sayıda örneği var. Oluşan zararların da... Üstelik örneklerin çoğu gelişmiş ülkelerden.Vaktiyle, bu tür uygulamaların bir kısmı para politikası kanalıyla gerçekleştiriliyordu. Amaç, basitçe piyasada seçim öncesinde 'yaprak kıpırdatmak' olarak özetlenebilirdi. Ama çok sayıda ülke deneyimi gösterdi ki, bu kıpırtı çok [Devamı]
    En uygun ihale yöntemini bulmayı dilemek kolay
    Hasan Ersel, Dr. 26 Kasım 2007
    20 Kasım 2007 tarihli Referans gazetesinde aşağıdaki haber yer aldı: "Başbakan Erdoğan, [...] 'en düşük teklifi verenin kamu ihalelerini alması' konusunda 'Yasa, en düşük teklifi verene diyor ama burada bir düzenleme yapacağız. Ben bu işe karşıyım, yanlış' dedi. Erdoğan ihalelerde aranması gerekenin firmaların geçmişte yaptığı işlerin ve ihalede verdikleri fiyatın uygunluğu olduğunu vurgularken bu kapsamda müteahhitlerin itibarını koruma konusunda hassasiyet göstereceklerini belirtti [...]  Erdoğan 'Yasada sıkıntı var. Adam gelip Yüzde 60 kırım yapıyor, ondan sonra da işi bitirmeyip kaçıp gidiyor' dedi." [Devamı]
    Çoğu siyasetçinin anlamakta zorluk çektiği olgu
    Fatih Özatay, Dr. 25 Kasım 2007
    Tutuklunun açmazını biliyorsunuzdur: Bir soygunu gerçekleştirdiği düşünülen iki zanlı tutuklanmış. Ancak polisin elinde kanıt yok. Soygunu yaptıklarını itiraf ederlerse hapsedilebilecek bu zanlılar. İtiraf etmezlerse özgürlüklerini tekrar kazanacaklar. Biri itiraf ederse soygunu gerçekleştirdiklerini, itiraf eden, itiraf ettiği için bir yıl hapis cezası ile kurtulacak. Diğeri itiraf etmediği için daha uzun süre, mesela iki yıl ceza alacak.Her ikisi için en akıllı davranış susmak; bu durumda kanıt olmadığı için özgür kalacaklar. Oysa polis her ikisini ayrı odalarda sorguluyor. Bu durumda, susmak yerine her ikisi de itiraf etmek zorunda kalıyor. Çünkü B itiraf eder de A itiraf etmezse, A daha uzun süre hapiste kalacak. İki yıl ceza yerine bir yılla kurtulmak için A açısından en iy [Devamı]
    Teşvik vermek için kendine çekidüzen vermek gerekir
    Hasan Ersel, Dr. 23 Kasım 2007
    19 Kasım 2007 tarihli yazımda "teşvik verelim de firmalar şu işi yapsınlar" demenin pek bir işe yaramayacağından çünkü firmalar için yanlış bilgi vererek avantaj sağlamak olanaklıysa teşvik verenin beklediği sonucun da elde edilemeyeceğinden söz etmiştim. Peki "olmuyormuş" deyip ellerimizi böğrümüze bağlayıp oturacak mıyız? Ya da buna rağmen teşvik vermeye devam edenlerin tümü mü cahil? [Devamı]
    Büyümedeki yavaşlama bütçeyi bozuyor
    Güven Sak, Dr. 23 Kasım 2007
    Türkiye, 2001 krizini maliye politikasındaki toparlanma sayesinde aştı. Ama 2007 yılı bütçe performansı iyi değil. Suçlu pek kolay bulundu: 2007 yılı seçimleri. Dikkat ediyor musunuz, yapılan analizlerde genellikle 2007 yılında harcamalardaki artış ön plana çıkarılıyor. Harcamalar, gelirlerden daha hızlı artıyor. Sonuç hesapsız seçim harcamaları başlığı ile manşetleniyor. Rakamlara biraz daha dikkatli bakarsanız, aslında, ortada büyüme sürecindeki yavaşlamadan kaynaklanan bir sorun varmış gibi duruyor. Bu sorun, "Artan harcamalara gelir uydur" stratejisine fazlaca yaslanan maliye politikamızın kapsamlı bir biçimde ele alınması gerektiğine işaret ediyor. Gelin bir bakalım. [Devamı]
    MB yasa değişikliğiyle hızlı büyüme
    Fatih Özatay, Dr. 22 Kasım 2007
    Yanıtını aradığımız temel soru şu: Para politikasını kullanarak, bir ülke için çok önemli olan potansiyel büyüme hızının düzeyini nasıl yukarı çekebiliriz? Yüksek düzeydeki işsizlik sorunumuzu kangren haline gelmeden çözmek için önümüzdeki yıllarda potansiyel büyüme hızımızı yüzde 7 dolaylarına çıkarmaya çabalamamız gerektiğinde herkes hemfikir. Potansiyel büyüme hızının bir göstergesi, bugüne kadar gerçekleşen ortalama büyüme hızımız. Son kırk yılda (1968'den bu yana) ortalama olarak yüzde 4.3 oranında büyümüşüz.Geçmiş, ancak geçmişi yaratan nedenler gelecekte de geçerli olacaksa, geleceğe ışık tutabilir. Oysa biliyoruz ki, özellikle makro istikrarı sağlamak yolunda kriz sonrasında önemli adımlar attık. Kurumsal yapımızda da radikal değişikliklere gittik (2006-2007'de istikrar [Devamı]
    Çekirdek enflasyonu mu hedeflesek?
    Fatih Özatay, Dr. 19 Kasım 2007
    Enflasyon son yıllarda önemli bir katılık gösteriyor. 2004 başından bu yana yıllık enflasyon genellikle yüzde 7.6 ile 10 arasında seyretmiş. Buna 'katılık bandı' diyebiliriz. Tam mart ayından bu yana enflasyon düşüyor ve bandın alt sınırının belirgin biçimde altına iniyor derken, yine yıllık enflasyonda yükseliş gerçekleşti. Üstelik kamunun ürettiği mal ve hizmetlerin fiyatlarına yapılmakta olan zamlar, önümüzdeki aylarda enflasyonu biraz daha artırma riski taşıyor.Şüphesiz 'katılık bandı'na geri dönüşe neden bulmak mümkün. Mesela, ham petrol fiyatları yüksek düzeylerde salınıyor. Gıda fiyatları tüm dünyada artıyor. Keza metal fiyatları da. Dolayısıyla, olan bitenin aslında 'katılık' olmadığı, dışsal nedenlerle enflasyonun yükseldiği ileri sürülebilir.Olabilir. Ancak, 2006'da da [Devamı]
    Şaşırtıcı olan teşviklerin başarısız olması değil, başarılı olmasının nasıl beklendiği
    Hasan Ersel, Dr. 19 Kasım 2007
    Teşvik denince yolsuzluk akla geldi. Aradan geçen süre boyu nereden nereye geldik diye baktığımızda sonuçtan pek memnun da görünmüyoruz. Tabii her iki noktada da durumu kötü yönde biraz abartıyoruz. Her teşvik alan yolsuzluk yapmadı, Türkiye de epeyce ilerledi. [Devamı]
    Büyüme hızımız üzerine önemli bir kısıt
    Fatih Özatay, Dr. 18 Kasım 2007
    Krizden sonra uygulanmaya başlanılan programla birlikte mali sistemimizde 2002'den bu yana önemli bir derinleşme gerçekleşti. Son yazımda verdiğim bazı rakamları bir kez daha tekrarlayayım: Sektörün bilanço büyüklüğünün GSYİH'ye oranı 10 puan kadar arttı. Krediler ise yine GSYİH'ye oran olarak 16.4 puan yükseldi.Aslında bu tür karşılaştırmalarda bir noktaya dikkat etmek gerekiyor. Bilanço ya da kredi verileri yıl sonundaki stok değerleri ifade ediyor. GSYİH ise tüm yıl boyunca yaratılan hasılanın bir ölçüsü. Bankacılık sektöründe vadeler kısaysa ve ülkedeki enflasyon oranı yüksekse, yıl sonu değerleri yerine yıllık ortalama kredi ve bilanço değerlerini kullanarak GSYİH'ye oranlar hesaplamak daha sağlıklı. Böylelikle düşük enflasyonlu yıllar ile yüksek enflasyonlu yıllar arasında [Devamı]
    Cumhurbaşkanları toplam 9 saati neden Ankara Forumu’na ayırdı?
    Güven Sak, Dr. 17 Kasım 2007
    Bu hafta Ankara'da bir değil, iki devlet ziyareti aynı zaman dilimi içinde gerçekleştirildi. İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres, pazar günü öğleden sonra Ankara'ya geldi. Salı akşamı geç saatte İstanbul'dan ülkesine geri döndü. Türkiye'de yaklaşık iki buçuk gün kaldı. Filistin Ulusal Yönetimi Başkanı Mahmut Abbas, pazartesi günü öğleden sonra Ankara'ya geldi. Salı akşamı geç saatte Ankara'dan ülkesine geri döndü. Ülkemizde yaklaşık bir buçuk gün kaldı. İki konuk cumhurbaşkanı ile Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, salı günü, iki ortak aktivite gerçekleştirdiler. Salı sabahı, üç cumhurbaşkanı Ankara Forumu toplantılarına katıldılar. Öğleden sonra ise hep birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeydiler. İki gezi birbiri ile kesişmek üzere planlanmıştı. Ve kesiştiler. [Devamı]