Arşiv

  • Nisan 2024 (14)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Krizden çıkış kolay mı
    Hasan Ersel, Dr. 26 Haziran 2009
    İktisadi krize biraz da Türkiye dışından bakmayı denemekte yarar var diye düşünüyorum. Sorunum da kendi yarattığımız gündemin içine kendimizi hapis edip etmediğimiz! Aklımıza takılan sorulardan birisi iktisadi durumdaki bozulmanın devam edip etmediği. Şu "dip" sorunu.. Bu soru sadece bizde sorulmuyor. Ama bizde bu sorunun yanıtına verilen önem biraz abartılı. Kuşkusuz ekonomideki bozulmanın devam etmesi ile duraklaması arasında bir fark var ancak ekonomi "berbat" bir duruma gelmiş ve o noktaya yerleşip kalmışsa buna memnun olmak için de bir neden yok. Sanırım, dünyada hâkim olan görüş, kötüleşmenin ivme kaybettiği biçiminde. İyileşme olduğunu söyleyen pek yok galiba. Kötüleşmenin durduğunu savunanlar ise daha çok. Bu görüş bir dereceye kadar işe yarıyor olabilir. Şöyle ki: "Kötüleşme durmu [Devamı]
    İktisatçılar boş ümit vermediler
    Hasan Ersel, Dr. 22 Haziran 2009
    Anadolu Üniversitesi'nin düzenlediği "Uluslararası Anadolu İktisat Kongresi" birçok ülkeden akademisyeni bir araya getirdi. Eskişehir ve üniversiteden etkilenen iktisatçılar, iktisat politikası konusunda ise gayet gerçekçiydiler.   Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü 17-19 Haziran 2009 tarihleri arasında "Uluslararası Anadolu İktisat Kongresi" başlıklı bir etkinlik düzenledi. Her şeyden önce bu kongreyi düzenleyen, emeği geçen herkesi kutlamak istiyorum. Gerçekten çok başarılı bir toplantıydı. Çok değişik alanlarda, çok sayıda ve farklı görüşleri yansıtan tebliğler sunuldu ve tartışıldı. Kendi hesabıma bu etkinliğe katılabilme fırsatını elde ettiğim çok memnun oldum. Katılabildiğim toplantılardan çok yararlandım, epeyce de öğrendim. (İki noktayı açayım: [Devamı]
    Kriz sonrası dönemde ABD-Çin ticareti
    Hasan Ersel, Dr. 19 Haziran 2009
    Küresel krizden herkes sağ salim çıkamayacak; bazıları krizin kurbanı oldu, bazıları da olacak. Krizden çıkış kendiliğinden olmayacağı gibi eski dünyaya da dönülmeyecek. Bir şeyler değişecek. Başta da dünya ticareti. [Devamı]
    Dış ticaretimiz ne durumda?
    Hasan Ersel, Dr. 15 Haziran 2009
    Son aylarda, toplam ihracatımız ve ithalatımızda büyük ölçekte düşmeler olduğunu biliyoruz. Bu düşüş ithalatımızda daha da fazla. Bu nedenle de dış ticaret açığımız ve dolayısıyla ödemeler dengesi cari hesabındaki açığımız da önemli ölçüde azaldı. Ama bundan pek de memnun olmadık. Çünkü, ihracatımız dünyadaki olumsuz koşullar yüzünden düştü. İthalatımızdaki düşüşe yol açan üretimdeki azalmaydı. Bunların başta istihdam üzerinde yarattığı ciddi sorunlar ise apaçık. Ancak ihracat ve ithalat rakamları, iki ayrı büyüklüğün çarpımından oluşuyor. Bunlar, ihraç ya da ithal edilen malın fiyatı ve miktarı. Geçen dönemde sadece ihraç ve ithal ettiğimiz miktarlar değişmedi. Bu malların fiyatları da değişti. Genelde de bu fiyat hareketi azalma yönünde oldu. Bunu hesaba katmazsak, toplam ihracat ve itha [Devamı]
    Reform yapalım demek kolay da
    Hasan Ersel, Dr. 12 Haziran 2009
    1979'da Macaristan'a planlama yetkilileriyle görüşmek üzere giden bir heyette yer alıyordum. Görüştüğümüz insanlar, teknik bilgileri güçlü, ne yaptıklarını iyi bilen ve hiç olmazsa benim bekleyişime oranla, olayları çok daha eleştirel gözle görebilen, bunu da ifade etmekten kaçınmayan kişilerdi. Tabii böyle insanlar çok da alçakgönüllü oluyorlar. Neredeyse olup biten olumlu hiçbir şeyde katkıları yokmuş gibi konuşuyorlardı. Ancak bir toplantıda, bir Macar yetkili, "Dünyada yöntem açısından tek doğru reformu biz yaptık" deyiverdi. Herhalde o da bizim böyle bir açıklamaya şaşıracağımızı bekliyordu ki, sözüne devam etti: "Yanlış anlamayın, 'Doğru işler yaptık' demiyorum. Sadece doğru yol izledik. Sonunda yine de beklemediğimiz pek çok olayla karşılaştık, aldığımız kararların bir kısmı da ya y [Devamı]
    Programın açıklanması güzel ama asıl önemli olan uygulama
    Hasan Ersel, Dr. 08 Haziran 2009
    Hükümetimiz dahil, pek çok kimse Türkiye'nin ciddi bir program açıklamasının bekleyişler üzerinde de olumlu etki yaratabilmesi olasılığını önemsemedi. Programın başarısı için ise var olması yetmez, programın etkin bir biçimde uygulanması gerekir. Hükümetlerin işi hep zordur. Eğer herhangi bir konuda bir şeyler yapmazsa, birileri kalkar "niye yapmadı" diye eleştirir. Hükümet bir şeyler yapınca, bu defa insanlar "orası iyi olmamış, burası tutmamış" diye eleştirmeye devam ederler. Başkalarından değil, kendimden söz ediyorum. Hükümeti orta vadeli ciddi bir programı yürürlüğe koymadığı için eleştiriyordum. 4 Haziran 2009'da hükümet "Yatırımlarda Devlet Yardımları, Aktif İşgücü Programlarının Güçlendirilmesi ve Kredi Garanti Desteği" başlıklı bir "program" açıkladı. Demek ki sıra, "programın el [Devamı]
    İflas etmek ve üretimin yenilenerek sürmesi
    Hasan Ersel, Dr. 05 Haziran 2009
    Bir şirketin iflas ettiğini duyduğumuzda, aklımıza kötü bir şeyler olduğu, bir şeylerin yok olduğu biçiminde düşünceler gelir. Kısmen doğrudur da. Bir organizasyon yıkılmış, düzen bozulmuştur. Onun için Arjantin'in dış borçları bağlamında "bir ülkenin iflasının düzenlenmesi" tartışması gündeme geldiğinde bunu pek çok kimse yadırgamıştı. Doğrusu, hâlâ, bir hükümetin kalkıp "Ülkemizin borçlarını ödeyemiyoruz, kusura bakmayın, iflas masasına gidip, işleri hale yola koyalım" diyebileceğini sanmıyorum. Ama bu konu yaşadığımız krizle birlikte önümüzdeki günlerde tekrar gündeme gelirse hiç şaşmam. Türkiye'den de söz etmediğimi hemen belirteyim. Şu ara ABD'de iflas kanununun 11. bölümü çerçevesinde korunma isteyen isteyene. 2008 yılı eylül ayından bu yana bu yola başvuran en büyük ABD şirketlerine [Devamı]
    Orta vadeli program inandırıcı olmalı
    Hasan Ersel, Dr. 01 Haziran 2009
    Sayın Ercan Kumcu, 30 Mayıs 2009 tarihli yazısında şöyle yazmış: "IMF programı ve denetimi olmadan da Türkiye'nin kısa vadede kamu açıklarını artırıp orta vadeli bir perspektif içinde kamu finansmanında disiplinin geçerli olacağı, ekonomik birimleri ikna edici bir yaklaşımın benimsenebileceği düşünülüyor. Halbuki, iki ay evvel Türkiye böyle bir programı açıkladı. Program hiç kimsenin aklında dahi kalmadı. Unutuldu. Açıklanan rakamlar manzumesinden akıllarda kalan tek şey hükümetin 2009 yılında ekonominin küçüleceğini itiraf etmesi oldu. Merak ediyorum. İki ay evvel açıklanan programı ciddiye almayan ekonomik birimler şimdi benzer bir tablonun açıklanmasıyla kamu açıklarının geçici bir süre için artırıldığına nasıl ikna olacaklar? Önümüzdeki yıllarda kamu finansmanında disiplinin yeniden ol [Devamı]
    'Kriz biter' mi yoksa 'krizden kurtulunur' mu
    Hasan Ersel, Dr. 29 Mayıs 2009
    Krize ilişkin bazı sloganlar ilgimi çekiyor. Bunlardan ilki "Hiçbir kriz sonsuza kadar sürmez." İlk bakışta doğru. Ama ne anlama geldiği "sonsuz" anlayışınıza göre değişiyor. Örneğin vefat edenler için "ebediyete intikal etti" ifadesi kullanılır. "Sonsuzluğa göçtü" anlamına geliyor. Eğer kriz yaşamımı söndürdüyse ya da şirketimi batırdıysa benim için, sonsuza kadar sürmüş olmuyor mu? İkinci slogan "Kriz varsa çare de var". Bu da ilk bakışta doğru. Ama burada da "çare var" yani "sorunun çözümü var" ifadesinden ne anlaşıldığına göre sonuç değişiyor. Çarenin var olacağının bilinmesi, bulunabileceği anlamına gelmez. Çare bulmak ayrı bir çaba gerektirir. Örneğin rekabetçi bir ekonomide bütün piyasaların aynı anda dengeye gelmesini sağlayan fiyatların var olup olmadığı, XIX. yüzyılın ortasından [Devamı]
    İhracata dayalı büyüme yolu daralırken Türkiye ne yapacak
    Hasan Ersel, Dr. 25 Mayıs 2009
    Türkiye'nin yararlandığı küresel koşulların artık sürmeyeceği anlaşılıyor. Peki ne yapacağız? Akla mallarımıza olan dış talebi, iç talep ile ikame edip, iç talebe dayalı büyüme yolunu seçmek geliyor. Ancak bir sorun var. O da Türkiye'nin iç talebini karşılamak için üretim yapabilmek için ham madde, yarı mamul ve sermaye malı biçiminde ithalât yapmak zorunda olması.   Küresel kriz sonrasında nasıl bir yeni dünya düzeni nasıl oluşacak? Doğrusu sorunun verilmesi gereken yanıtı "bilemiyoruz" olmalı. Ama insan bilmediği konularda düşünmeyi seviyor. Tabii belki bir işe yarar diye de umutlanmıyor da değil. Bu da o tür bir düşünce alıştırması... Küresel ekonomide, geçtiğimiz dönemde ortaya çıkan bazı gelişmelere göz atalım. Bunların başında dünya mal ve hizmet ticaret hacminin hızlı bir biçimde bü [Devamı]