Arşiv

  • Nisan 2024 (6)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    2007 performansımız neden kötü?
    Fatih Özatay, Dr. 07 Şubat 2008
    Ne zamandır değinmek istiyordum. Yeni yıla ilişkin öngörüler, yurtdışında olan biten falan derken bir türlü fırsat olmadı. Şu: Kriz sonrası yakaladığımız yüksek büyüme hızının her gündeme getirilişinde aynı dönemde başka ülkelerin de hızla büyüdükleri ileri sürüldü. Bugün bazı karşılaştırmalı rakamlar vermek istiyorum. Böylelikle yurtdışını anlamaya çalışmaktan bir nebze de olsa kurtulur, bugünlük rahat bir nefes alabiliriz.Ama rahat nefes almak istemeyen varsa; aşağıda yapacağım karşılaştırma çerçevesinde 2008'de yurtdışında olacak bitecek ile bizim olası performansımız arasında kolaylıkla bağlantı kurabilirler. Eğer ileri sürüldüğünün aksine 'bize benzer' ülkelerden daha farklı bir performans çizdiysek kriz sonrasında, küresel koşulların yanı sıra 'bizim yaptıklarımızın (ya da [Devamı]
    Ve o sırada Rusya'da fırsatı fark edenler vardır
    Güven Sak, Dr. 05 Şubat 2008
    Bu toprakların kaderi böyle galiba. Biz şehvetli tartışmaları severiz. Öyle şartı şurtu takmayız. İçinde bulunduğumuz şartların esiri olmayı, gözlerimizi sımsıkı kapatarak reddederiz. Zamanlamadan da anlamayız. Çünkü maksat işi halletmek değil, yalnızca tartışma çıkarmaktır. Dün zorlu koşulları hiç umursamadan "meleklerin cinsiyeti" bu topraklarda tartışılmıştı. Bugünün meleklerin cinsiyeti tartışmasının adı türbandır. Bu tartışma; en çok dünyalı olduğumuz dönemde, en çok dünyada olup bitenlerle ilgilenmemiz gereken bir zaman diliminin içinde, bir nevi içe kapanma, kendi geçmişimizle hesaplaşma tartışmasıdır. Zamanlaması ve ortaya konuş biçimi külliyen yanlıştır. Olsa olsa "Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete" algılamasını güçlendirmektedir. Onun için de fevkalade tehlikelidir [Devamı]
    Dışarısı enflasyonu ne kadar yükseltir?
    Fatih Özatay, Dr. 04 Şubat 2008
    Merkez Bankası (MB) enflasyona ilişkin son raporlarında bizleri yeni bir çekirdek enflasyon göstergesiyle tanıştırdı: Gıda, alkolsüz içecekler, alkollü içecekler, tütün ve enerji hariç tüketici fiyat endeksi. Neredeyse endeksin yarıya yakını dışlanmış oluyor böylelikle. Bir sorun var mı bu kadar kapsamlı bir dışlamada?Hayır, yok. Zira para politikasının kısa dönemde etkileyemediği fiyat hareketleri var. Bugün enerji fiyatları tüm dünyada yükseliyorsa, enerji ithalatına bağımlıysanız, o yüksek fiyattan enerjiyi satın almak zorundasınız. Bu tek başına enflasyonu artırıcı bir unsur. Oysa siz uyguladığınız politikanın etkisini görmek istiyorsunuz. Fiyat endeksini bu dışsal etkiden arındırmadıkça bu isteğinizi gerçekleştiremeyeceksiniz. Dışlanılması gereken bugün enerji fiyatları ola [Devamı]
    Piyasa sisteminin son kurtarıcısı
    Hasan Ersel, Dr. 04 Şubat 2008
    Hyman Minsky, devletin küçültülmesi girişimlerine karşıydı. Bunun istikrarı tehlikeye attığı kanısındaydı. Bugün piyasalarda koşuşturanlar için böyle bir tehlike (!) yok. Ben Bernanke Cumhuriyetçi! [Devamı]
    Dinallo amca buraya, yumruk havaya!
    Fatih Özatay, Dr. 03 Şubat 2008
    ABDekonomisine ilişkin ilginç haberler gelmeye devam ediyor. 2007 yılının son çeyreğinde ABD'nin büyüme hızı yüzde 0.6'ya düştü. Çok düşük bir büyüme hızı bu. 2008'in ilk üç çeyreğinde ise negatif bir büyüme hızı bekleniyor.Hafta sonu ABD'de ocak ayına ait tarım dışı istihdam verileri açıklandı. Beklenti istihdamın 70 bin artacağı yönündeydi. Açıklanan rakam tam bir sürpriz oldu. Tarım dışı istihdam 17 bin azaldı. Üstelik bu azalış sadece inşaat sektöründeki istihdamın düşmesinden kaynaklanmadı. İmalat sanayinde de istihdam düştü. Bu haberlere karşın ABD'de borsalar haftayı önemli bir yükselişle kapattılar.Şüphesiz borsadaki günlük oynamalardan büyük çıkarsamalar yapmamak gerekiyor. Ama resesyon olasılığını güçlendiren bu verilere karşın piyasaların iyimser bir 'gün' geçirmeleri [Devamı]
    Almanların gözünden Yavuz zırhlısı
    Hasan Ersel, Dr. 02 Şubat 2008
    Yavuz gemisi çocukluğumdan beri hep ilgimi çekti. Hatta söz konusu geminin Türkiye'nin tarihindeki yerini değerlendirmeyi amaçlayan bir deneme bile yazdım. Bu yazının adı "Yavuz Geliyor Yavuz" idi. [Hasan Ersel: Yavuz Geliyor Yavuz, Toplumsal Tarih, Sayı 76, Nisan 2000, s. 28-39]. Kitapçıda dolaşırken aynı adı taşıyan bir kitap görünce, tabii hemen ilgimi çekti. Kitabın orijinal adı "Die Kreuzerfahrten der Goeben und Breslau" imiş. Yazarları ise I. Dünya Savaşı başladığında Goeben ve Breslau'nun Akdeniz'deki ünlü kovalamacadan kurtulup Çanakkale'ye gelmesi ve sonra da Osmanlı donanmasında hizmet görmesi sürecinde bu gemilerde görevli olan iki genç deniz subayı. Bunlardan Goeben'de (sonra Yavuz Sultan Selim) görevli olan Theodor Kraus, Breslau'da (sonra Midilli) görevli olan ise K [Devamı]
    Almanya'nın durumu ve biz
    Hasan Ersel, Dr. 01 Şubat 2008
    "ABD'de bir duraklama olursa bu, Avrupa'yı, özellikle de bu ülkeyle dış ticaret ilişkisi güçlü olan Almanya'yı etkiler. Almanya Türkiye'nin ticaretinin en yoğun olduğu ülkelerin başında yer alıyor. Bu nedenle Türkiye olumsuz bir biçimde etkilenir." Bu tür bir kaygı duymak gerekiyor mu? 2007'de Almanya, Türkiye'nin en çok ihracat yaptığı ve Rusya'dan sonra en çok ithalat yaptığı ülke konumunda. Ancak bir de Tablo-1'e bakalım. Bu tabloda Türkiye'nin 2006 ve 2007 yılının 11 aylık döneminde Türkiye'nin Almanya ile olan dış ticaretinin toplam içindeki payı veriliyor.   [Devamı]
    'Bize bir şey olmaz abi' yaklaşımı yanlıştır
    Güven Sak, Dr. 01 Şubat 2008
    Küresel bankacılık krizi Batı'da manşetleri ele geçirdikçe, bizim buralarda yaygınlaşma eğilimi gösteren "Bize bir şey olmaz abi" yaklaşımı hayra alamet değildir. Böyle durumlarda "eşeği önce sağlam kazığa bağlayıp, sonra Allah'a emanet etmek" gerektiğini sık sık hatırlamakta fayda vardır. Bu bir nevi karanlıkta ıslık çalmak mıdır? Yoksa "işte 2001 krizinin yedinci yıldönümünde yine yandık bittik, mahvolduk" ekolüne bir tepki midir? Her neyse memlekete bir faydası yoktur. Gün serinkanlı olup, olası hasarı azaltmaya yönelik tedbirleri şimdiden alma günüdür. Türkiye'nin bu dönemi hasarsız atlatması mümkün değildir. Ortadaki başıboşluk havası ise alenen kötüdür. Bu satırların yazarı o yaklaşımla en çarpıcı biçimde bir berberde tanışmıştı. Muhabbet her nasılsa (berberlerde her konu [Devamı]
    2008'de ekonomimiz küçülür mü?
    Fatih Özatay, Dr. 31 Ocak 2008
    Uluslararası mali piyasalardaki sorunlar çözülmüş olsaydı, yani ortadaki tek sorun dünyanın en büyük ekonomisindeki resesyon olsaydı, Türkiye'nin olumsuz yönde çok fazla etkilenmesi beklenmezdi. Bu savın gerekçelerine pazar günü değinmiştim. Onun için geçiyorum.Uluslararası mali piyasalardaki sorunlar çözülmeye çalışılırken bu sorunlara her geçen gün bir yenisinin eklenmesi, sorunların çözüm çabalarına karşın yayılma belirtileri göstermesi ve şeffaflığın olmaması belirsizliği son derece artırıyor. Böyle bir ortamda uzun vadeli plan yapmak çok zorlaşıyor. Bu zorluk hem şirketler kesimi için geçerli hem de hane halkı için. Nitekim büyük holdinglerimizin yöneticilerinin basına yansıyan demeçleri, ihtiyatlı yaklaşımın istisna değil giderek bir norm haline geldiğini gösteriyor.Anlamı [Devamı]
    Riskini yönetemeyen, krizini yönetir
    Güven Sak, Dr. 29 Ocak 2008
    Hafta sonu Referans'ında konumuz son derece basitti: "Bankaların risk iştahı nasıl artırılır" diye sormuştuk. Bankaların eskisi gibi gürül gürül kredi dağıtmaya başlamaları zor görünüyordu. Olay aslında aynen o Nasreddin Hoca fıkrasındaki gibiydi, gelişmiş ülkelerin finansal piyasalarında son dönemde bir "kazan doğuran kazan mekanizması" vardı. Şimdi artık yok. "Kazan doğuran kazan mekanizması" aynı zamanda "likiditeyi katlama mekanizması"ydı. Biri gidince öteki de bitecek. Dikkat edin, likiditenin aslı bitmeyecek ama ortadaki bolluğu yaratan köpüğü gidecek. Bundan böyle bir süre ek risk üstlenmek artık eskisi kadar kolay olmayacak. Ekonomide biriken riski yönetemeyenler, şimdi iktisadi krizi yönetecekler. Buradan Türkiye'ye dersler var. İlk ders bugün: Riskini iyi yönetmeyi be [Devamı]