Arşiv

  • Nisan 2024 (7)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    'Genç tüketiciler' hangi krizden rahatsız
    Güven Sak, Dr. 04 Mart 2008
    Türkiye'de bir rahatsızlık olduğu ortada. Rakamlar bunu açıklıkla gösteriyor. Hep "genç subaylar" ya da "genç siviller" rahatsız olacak değil ya. Bu kez de tüketiciler bir bütün olarak rahatsız görünüyor. Tüketiciler rahatsız ise "piyasada para dönmeyecek" demektir. Bugün tüketici güven ve de eğilim anketlerinde gözlemlenen etki, dalga dalga büyüyecektir. Geçen hafta sizlere Kahramanmaraş, Gaziantep, Malatya'daki rahatsızlığı anlatmıştık. Televizyon üreticilerimizin rahatsızlığının altını çizmiştik. Buyurun bugün, daha geniş, etkisi dalga dalga diğer sektörlere yayılacak bir grubun rahatsızlığını dikkatlerinize sunuyoruz. Diğer "genç"leri bilmeyiz ama genç tüketicilerin rahatsızlığının bu ekonominin performansı açısından önemli olduğunu düşünüyoruz. Gelin bugün biraz bu konuya b [Devamı]
    Dikkat: Riskler artıyor
    Fatih Özatay, Dr. 03 Mart 2008
    Ülkelerin risklerini ölçmekte kullanılan göstergelerden bir tanesi de EMBI getiri farkı (spread). JP Morgan tarafından hesaplanıyor. Bize benzer ülkelerin hazinelerinin çıkardıkları dolar cinsinden tahvillerin getirileri ile aynı vadede ABD Hazinesi'nin çıkardığı tahvillerin getirileri arasındaki farkı gösteriyor. Fark ne kadar açılıyorsa o ülkenin riskinin de o kadar büyüdüğü düşünülüyor. Grafikte Türkiye için hesaplanan riskin 2006'nın başından bu yana gelişimi gösteriliyor.Birkaç tane gözlem: Bu dönemde riskin en düşük olduğu tarih 1 Mayıs 2006 (spread 164 puan). En yüksek olduğu tarih ise 27 Haziran 2006 (spread 328 puan). Çok kısa sürede iki katına çıkmış. Hatırlarsanız o tarihlerde yine uluslararası piyasalarda dalgalanmalar yaşanmıştı. Biz de yangına körükle gitmiş; durdu [Devamı]
    ABD'ye odaklanan ekonomi Avrupa'yı unuttu
    Hasan Ersel, Dr. 03 Mart 2008
    ABD kendisini gündemde tutmayı başarıyor. Bu, ülkenin dünyadaki ağırlığının doğal sonucu olarak görülebilir. Ama bir de buna ABD'nin propaganda/reklam alanındaki başarısı da eklenmeli; kendi ulusal gündemlerinin bir maddesini, hatta yerel bir konuyu, küreselleştirmeyi başarıyorlar. Kutlamak gerek. Ancak biz de bu işe fazla kapılıyoruz galiba. ABD ekonomisinde ne olup bittiğini dakikası dakikasına izliyor ya da izliyormuş görünümü veriyoruz. Buna karşılık iktisadi ilişkilerimizin çok daha yoğun olduğu AB gündemimizde o kadar yer tutmuyor. İtiraf etmek gerekir ki, AB'yi izlemek daha zor. Çünkü, AB içinde, iktisadi bütünleşme yolunda atılan bunca adıma rağmen Alman, İspanyol ya da Danimarka ekonomilerinden söz etmek olanaklı ve anlamlı. Oysa ABD'de Wyoming diye bir eyalet ve onun da [Devamı]
    Merkez Bankası faizi daha hızlı düşürmeli mi?
    Fatih Özatay, Dr. 02 Mart 2008
    Soru bildik çağrışımlara gebe. Şu: Büyüme ve işsizlik verilerindeki olumsuz sinyaller karşısında Merkez Bankası'nın (MB), Amerikan Merkez Bankası'nın (Fed) aldığı tavra benzer bir tavır alıp faizleri hızla düşürmesi mi gerekir?Fed, yaklaşmakta olan durgunluğa deva olsun diye son sürat faiz indiriyor. Bundan sonraki ilk adımda 50 puan daha düşüreceğine kesin gözüyle bakılıyor. İndirimin 75 puan olması olasılığı da artıyor. Bu olasılık bir hafta önce sadece yüzde 2 düzeyindeydi. İki gün önce yüzde 36'ya, cuma günü ise yüzde 70'e yükseldi. Bu olasılık ileri dönemlere ilişkin yapılan alışverişlerden elde edilen verilerden hesaplanıyor.Üstelik ABD'de enflasyonun yükselme eğilimine girdiğine dair sinyaller geliyor. Bu gelişmeye karşın Fed'in agresif biçimde faizleri düşüreceği bekleni [Devamı]
    Yoksa bu muhasebe kuralları, krizi daha da derinleştiriyor mu
    Güven Sak, Dr. 01 Mart 2008
    Artan malumat akışı dönemler arasında fazladan dalgalanmaya sebep oluyor mu? İlginç bir dönem değil mi? Bu aralar daha çok malumat ediniyoruz. Ama fazladan malumat edindikçe daha çok bilmiyoruz. [Devamı]
    Bankacılıkta kâr oranları ve kriz
    Hasan Ersel, Dr. 29 Şubat 2008
    ABD kaynaklı mali kriz gelişmiş ülkelerin mali sistemlerini ciddi bir biçimde sarstı. Peki gelişmekte olan ülkelerin mali sistemlerine niçin bulaşmadı? Bu ülkeler 1997'de mali krize düştükleri için aşılanmış mı oldular? Bu sorunun yanıtını araştıranlar hep aynı noktaya geliyorlar: Gelişmekte olan ülkelerin mali kurumları kârlılıklarını artırabilmek için ne kadar risk taşıdığı anlaşılamayan yeni mali araçlara yatırım yapmak durumunda değillerdi. Çünkü, bu ülkelerde babadan kalma yollarla kredi verip, yeterince yüksek kâr etmek olanaklıydı. Böyle olunca da mali kriz, gelişmekte olan ülkelere bulaşmadı. [Devamı]
    Yoksa bankacılık krizi Türkiye'yi etkilemeye mi başladı
    Güven Sak, Dr. 29 Şubat 2008
    Kahramanmaraş'ta iplik üreticileri dertli mi dertli. Daha geçenlerde "Üzerine türban bağlayıp, bu fabrikaları kapatacağız" sözleri gazetelerdeydi. Aynı durum Gaziantep'teki tekstil üreticileri için de geçerli. İplik fabrikaları ise zaten kapandı. Orada da fazla kalmayın, gidin Malatya'ya. Geçen haftalarda Malatya'da tekstilin duayenlerinden Mahmut Çalık'ın Sayın Başbakan'a mektubu ortalardaydı. Doğu yeter diyorsanız, gelin Batı'ya. Bakın televizyon sektörünün haline. Profilo Telra, Vestel ve Beko'nun bilançolarına. Her yerde aynı söz. Herkes söz birliği etmişçesine işçi çıkarmaktan, işletmeleri kapamaktan söz ediyor. Ne oluyor? Dünyada herkes "gelir akımı sigortalama şirketleri"ne (monoline insurers) yönelik kurtarma operasyonu acaba sonuç verecek mi diye beklerken küresel kriz [Devamı]
    Kredi notları ne işe yarar?
    Fatih Özatay, Dr. 28 Şubat 2008
    Biraz 'İç gelişmelere dönelim' derken yazılarımın bir ayağı dışarıda kaldı yine. Gelin bugün de öyle olsun; ilginç olaylar yaşanıyor etrafta.Pazar günkü yazımda tahvil gelirlerini sigortalayan, böylelikle de ihraç edilen tahvilleri tasarruf fazlası olanların gönül rahatlığıyla satın almalarını sağlayan şirketlerin kredi notlarının neden bunca zarara uğramalarına karşın hâlâ AAA düzeyinde olduğunu sorguluyordum. Bizim gibi ülkelerde krizlerin patlak vermesiyle etrafı kaplama eğilimi gösteren alevlere benzin dökmekle ün sağlamış kredi derecelendirme şirketleri, tahvil gelirlerini sigortalayan şirketlere de kredi notu veriyorlar. Salı günü not veren şirketlerin en tanınmış iki tanesinden açıklamalar geldi.Açıklamalara göre tahvil gelirlerini sigortalayan şirketlerin en büyüğü olan [Devamı]
    Bankacılık krizinden kurtarma operasyonu sinyalleri mi
    Güven Sak, Dr. 26 Şubat 2008
    Geçen cumartesi Amerikan New York Times (NYT) gazetesinde ilginç bir haber vardı. Habere göre Bank of America başkanlığında bankacılık lobisi elinde yeni bir planla Washington'da dolaşmaya başlamıştı. Buna göre Kongre bir "Ev Sahiplerini Koruma Şirketi (Fonu)" (Federal Homeowners Protection Corporation) oluşturacaktı. Bu federal şirket banka bilançolarında yer alan kötü bireysel gayrimenkul kredilerini yüksek bir iskonto oranı ile satın alacaktı. Böylece büyüklüğünün 739 milyar ABD Doları olduğu tahmin edilen şaibeli kredi portföyünü banka bilançolarından çıkarmak için bir yol tasarlanacaktı. Önümüzdeki beş yıl içinde güç duruma düşmesi beklenen milyonlarca ev sahibi "Ev Sahiplerini Koruma Şirketi" tarafından desteklenecek, kredileri yeniden yapılandırılacaktı. Haberi yazan, "d [Devamı]
    İkna kanalı
    Fatih Özatay, Dr. 25 Şubat 2008
    İstikrar programlarını ve yapısal reformları gerçekleştirmek bu ülkede hiç kolay değil. Büyük çoğunluk önyargılı. Bu önyargılar çeşitli uluslararası kurumlar için olduğu kadar farklı ekonomik yaklaşımlar için de var. Çok fazla ezber geziyor ortalıkta. Dünyayı izlememek, önceki uygulamalardan ders çıkarmamak kanıksa-dığımız bir olgu. Bilgi eksikliği fazlasıyla var.Toplumdaki bu durum siyasilere de yansıyor. Özellikle ekonomik alanda kafalar oldukça karışık. İşin artık 'ABC'si sayılayacak konuları geride bırakıp asıl sorunlara gelebilmek bile inanılmaz mesai gerektiriyor.En basitinden şöyle bir durum düşünün. Kamu borcu çok yüksek. Bütçe açıkları almış başını gidiyor. Bu nedenle faizler çok artmış. Bütçe gelirlerinin önemli bir kısmı faiz harcamalarına ayrılıyor. Eğitim ve sağlık [Devamı]