Arşiv

  • Nisan 2024 (7)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Sadun Aren hoca
    Hasan Ersel, Dr. 14 Mart 2008
    Hocamız Sadun Aren'i kaybettik. Onu Mülkiye'de öğrencilik yıllarımın hemen başlarında, (1960'ların ilk yarısında) bizlere verdiği konferanslarında tanımıştım. Bir konuyu ele alıyor, duru bir mantıkla sorunu ve kendi yorumunu ya da çözümünü anlatıyordu. Bunu o kadar güzel yapıyordu ki, salondan çıktığımızda dikkatle dinlemek ötesinde pek bir gayret göstermeden, o konuda epeyce bir şey öğrenmiş oluyorduk. Sadun Hoca okulda zaten bir efsaneydi. Ama her konferansı benim ve pek çok arkadaşımın gözünde onu daha da büyütüyordu. Sanırım, eve gelince bu konferansları büyük bir heyecanla anlatıyordum. Emekli bir subay olan babam bu anlattıklarımdan etkilenmiş olacak ki, o da konferanslara gelmek istediğini söyledi. Beraber gitmeye başladık. Birkaç toplantı sonrasında Sadun Hoca'ya hayran o [Devamı]
    Düşünülmeyenleri düşünmenin zamanı artık geliyor mu
    Güven Sak, Dr. 14 Mart 2008
    Yok canım, Türkiye ekonomisinden bahsetmiyoruz. Orada işler tıkırında. Biz 12 Mart'ta IMF Birinci Başkan Yardımcısı John Lipsky'nin yaptığı konuşmadan bahsediyoruz. Problemler bizim burada değil. Oralarda. Onun için daha önce düşünülmeyenleri düşünmesi gerekenlerde orada. Bizim buralarda düşünmek filan gerekmiyor çünkü iki aşamalı veri serisi revizyonu bir ekonomik programdan daha fazlasını elde etmemize yol açmış. Evvelki gün ekonomiden sorumlu bakanlarımız öyle söyledi. Pek de neşeli duruyorlardı. Müsaadenizle bugün burası ve orası arasındaki ciddiyet farkı üzerinde duralım. İnsan buralarda olup bitenlere bakınca, "acaba problemlerden yakınan işadamlarımızı bir an önce, çok geç olmadan, oraya mı göndersek?" diye düşünmeden edemiyor. Malum talimat oradan gelince akan sular dur [Devamı]
    Tahminlerden çapa olmaz
    Fatih Özatay, Dr. 13 Mart 2008
    Çıkan kısmın özeti: "Merkez Bankası'nın (MB) karşılaştığı iki temel sorun var son dönemde: Birincisi, MB, kendi faizini düşürürken piyasa faizi ters yönde hareket ediyor. Zira dünyada riskler artıyor. Bu durumda MB faizinin işlevini yitirmesi tehlikesi (yatırım ve tüketim planlarını etkilememe tehlikesi) var. İkincisi, enflasyon hedefi çapa olma özelliğini yitiriyor; para politikasının çekirdek enflasyona bakıldığında, 'doğru yolda' olduğu saptanıyor. Çekirdek enflasyon hedefle uyumlu çünkü. Oysa ana enflasyon başka yönde hareket ediyor. Ona da para politikası bir şey yapamıyor. Yapamadığını da sürekli çekirdek enflasyonu vurgulayarak belirtiyor MB. Hal böyleyken ve dışarıda riskler artıyorken kendi faizini düşürüyor. Çok önemli bir para politikası rejimi olan enflasyon hedeflem [Devamı]
    MB'nin açmazı nasıl çözülebilir?
    Fatih Özatay, Dr. 10 Mart 2008
    Son iki yazımdaki konudan sıkılanlar, kusura bakmasınlar; aynı konuyu sürdüreceğim. 'Yeter' diyenlerin elbette bu yazıyı okumamalarında fayda var. Ama son yazımda üzerinde durduğum 'Merkez Bankası'nın (MB) ikinci sorunu' biraz daha deşilmeye muhtaç. Ayrıca 'çözüm' üzerine tartışma açmak da gerekiyor.MB'nin işi uzunca bir süredir oldukça zor. Üstelik yakın gelecek, büyük ihtimalle pek de parlak olmayacak. İki temel sorunu var MB'nin: Birincisi, MB, kendi faizini düşürürken piyasa faizi ters yönde hareket ediyor. İkincisi, hedefle uyumlu hareket ettiği söylenen çekirdek enflasyonla ana enflasyon arasında büyük bir fark var ve bu fark çok uzun bir süredir varlığını sürdürüyor. Üstelik enerji, buğday gibi ürünlerin dünya piyasalarındaki fiyatlarındaki son gelişmeler dikkate alındığı [Devamı]
    Yeni gelir şimdilik kuşkulu, hesap detaylarına inmek lazım
    Hasan Ersel, Dr. 10 Mart 2008
    TÜİK'in yeni serisine göre ekonomi 2001'de yüzde 7,5 değil, 5,7 daralmış. Mali kesim de sanılandan daha az gelişmiş. Ancak bu hesaplara güvenmeden önce kullanılan yöntemin detayları ortaya çıkmalı. [Devamı]
    Ortalık daha da karışıyorken Merkez Bankası'nın açmazı
    Fatih Özatay, Dr. 09 Mart 2008
    Haftanın son iki günü yine kötü geçti. ABD'nin tarım dışı istihdamında 25 bin artış beklenirken tam tersi gerçekleşti: 63 bin düşüş oldu. Üstelik önceki iki ayın verisi de aşağıya doğru düzeltildi. Mali piyasalara ilişkin kötü haber akışı sürdü. Araya serpiştirilmiş birkaç olumlu habere karşın tüm hafta böyle geçti.Cuma günü bizim piyasa faizi (gösterge tahvil faizi) yüzde 18'e yakın bir yerde oluştu. Yani, birkaç gün içinde bir puana yakın artarak eylül ayından bu yana içinden çıkmakta nazlandığı yüzde 16-17 aralığının üzerine 'sıçrayıverdi'. Bizden çok daha geç saatlerde kapanan ABD piyasasında hem cuma gününe ilişkin hem de geleceğe yönelik işlemlerde oluşan değerler, pazartesi günü bizim piyasaların daha da kötü açılacağını gösteriyor. Tabii, hafta sonu ilginç bir şey yaşanm [Devamı]
    Bu MEB ile rekabet gücümüzü artırmamız mümkün değildir
    Güven Sak, Dr. 08 Mart 2008
    OECD 2000'den beri her 3 yılda bir, farklı ülkelerden seçilen, 15 yaşındaki yaklaşık 400 bin öğrenciyi bir teste tabi tutmaktadır. Türkiye 2003 ve 2006'da yaklaşık 5000 öğrenci ile bu testlere katıldı ve sonuçlar hiç de iyi değil. [Devamı]
    Sermaye hareketleri
    Hasan Ersel, Dr. 07 Mart 2008
    Dani Rodrik ve Avrind Subramanian 25 Şubat 2008 tarihli Financial Times gazetesinde yayımladıkları bir makale ile ülkeler arasındaki sermaye hareketlerinin doğurduğu sorunlar ve bunları önlemek için neler yapılabileceği konusunu bir kez daha gündeme taşıdılar. Sanıyorum, artık, sermaye hareketlerinin ciddi olumsuz sonuçlar doğurabildiği konusunda kuşkusu olan yok. Ama pek çok kimse uluslararası sermaye hareketlerinin, abartıldığı kadar olmasa bile, yararı olduğunu da düşünüyor. Dolayısıyla "ne yapmalı" biçimindeki bir sorunun yanıtını bulmak güçleşiyor. Çünkü yanıtın "sermaye hareketlerinin yararından taviz vermeden zararını yok etmenin yolunu bulalım" biçiminde olması gerek. Yan etkisiz ilaç bulmak gibi bir şey. Dani Rodrik ve Avrind Subramanian'ın yazısı bu konuda somut öneril [Devamı]
    Tüketiciler rahatsız da şirketlerimiz huzurlu mu
    Güven Sak, Dr. 07 Mart 2008
    Salı günü "Türkiye'de bir rahatsızlık olduğu ortada. Rakamlar öyle gösteriyor" demiştik. Şahit olarak da CNBC-e tüketici güven endeksine bakmıştık. O sabah o endeksin Şubat 2008 rakamı açıklanmıştı. Aynı zamanda Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ve Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) yayımladığı bir tüketici güven endeksi de var. CNBC-e endeksine inanmayanlar, TCMB-TÜİK endeksine bakabilir. Onun en son Ocak 2008'i açıklanmıştı. Şubat 2008'i de yakında açıklanır. Eğilim aynı eğilim, başlık aynı başlık: "Genç tüketiciler rahatsızdır efendim". [Devamı]
    Faize ilişkin 'dışarıdan ahkâm'
    Fatih Özatay, Dr. 06 Mart 2008
    Para politikasının önünde iki temel sorun var. Birincisi, piyasada belirlenen faiz oranlarında gözlenen katılık. İkincisi ise ana enflasyon yüksek bir düzeyde seyrediyorken düşük düzeylerdeki çekirdek enflasyona vurgu yapılması. İkincisini pazar günü ele alacağım. İlkine bir miktar geçen pazar değindim; ama çok önemli, biraz daha üzerinde durmak gerekir. Basit grafiksel bir analiz bile piyasa faizi ile MB'nin gecelik faizi arasında yakın bir ilişki olduğunu gösteriyor. Her ikisinin de eğilimi aynı. Bu hem doğal, hem de arzu edilen bir durum. Eğilimler aynı olmasaydı zaten para politikasının ekonomiyi etkilemesi -hadi imkânsız demeyeyim, ama çok zor olurdu.Bazı dönemlerde bu iki faiz birbirinden sapabilir; uzun süreli olmaması kaydıyla bu da doğal. Sözgelimi, ekonomi politikasın [Devamı]